Afganistan uzun süredir dünya ve Türkiye gündeminde yer alan bir ülkedir.
Ülke, tarihin en eski dönemlerinden beri Hindistan yarımadası ile Asya arasında geçiş yeri özelliğinden dolayı birçok kez işgal edilmiştir.
Bu işgaller çoğu zaman başarılı olamamış, işgalde başarılı olan ordular da uzun süre burada tutunamamıştır.
Bunun tek istisnası Türk fetihleridir.
Türkler Afganistan'ı ele geçirmekle kalmamış, Afganistan merkezli devletler de kurmuşlardır.
Hatta bu devletler İran ve Hindistan'a da yayılarak büyük imparatorluklara dönüşmüştür.
Türkler hariç bu başarıyı gösteren yoktur.
Nitekin, Afganistan'da bu gün hala çok sayıda Türk'ün yaşaması da bunun bir göstergesidir.
Afganistan'da yakın zaman önce boyunun ölçüsünü alan ilk emperyalist devlet Sovyetler Birliği olmuştur.
Üzerinde güneş batmayan ülke olarak tanımlanan İngiliz imparatorluğunun bile Afganistan'da tutunamadığını dikkate almayan Sovyetler Birliği ülkeyi işgal etmiş ancak uzun süreli direniş sonucunda çok fazla kayıp vererek ülkeden ayrılmak zorunda kalmıştır.
Bu durumun, Sovyetler Birliği'nin yıklımasına sebep olan temel unsurlardan biri olduğu öne sürülmektedir.
Sovyet tecrubesine rağmen şansını denemeye kalkan başka emperyalist devletler de olmuş ve gelecekte de olacaktır.
Bunların en sonuncusu ABD ve onun yakın müttefiki İngiltere olmuştur.
Bu ülkeler Taliban'ı iktidardan atmak, El Kaide'yi yok etmek ve Afganistan'ı demokratik bir ülke haline getirmek gibi iddialarla Afganistan'ı şgal etmişlerdir.
Taliban'ı da iktidardan uzaklaştırmışlardır.
Ancak, işin o kadar kolay olmadığını fark ettiklerinden, NATO şemsiyesi altında bir güç teşkil ederek Afganistan'a çok sayıda ülkeden asker gönderilmesini sağlamışlardır.
Buna rağmen sonuç değişmemiştir.
Zor bir coğrafya ve bu coğrafyayı iyi kullanan savaşçı bir toplumu sindirmek mümkün olmamıştır.
Sonuçta ABD, kaçar gibi ülkeyi boşaltmış ve daha son askerlerini çekemeden kurdukları rejim ve sistem çökmüştür.
Taliban kısa süre içinde ülkeye tekrar hakim olmuştur.
Ancak bu süreçte Taliban da Afganistan da değişim geçirmiştir.
Bu akşam GZT kanalında Afganistan ile ilgili bir belgesel seyrettim.
Bu belgeseldeki görüntülerde Afganistan'da Taliban rejiminin ilk iktidar dönemine göre daha yumuşamış olduğu anlaşılmaktadır.
İyi kötü bir sistem kurulmuş, okullar açılmış, yerel yönetimler çalışmaktadır.
Yalnız, hala ülke savaş psikolojisinden kurtulamamıştır.
Çünkü El Kaide'ye muhalif başka İslamcı örgütler ülkede hala etkindir.
Bu yüzden hala her yerde silahlı Taliban askerleri dolaşmaktadır.
Bu askerleri görünce şaşırtıcı bir şey fark ettim.
Çok azı Rus yapımı AK-47 veya AK-74 taşıyordu.
Çoğunda Amerikan yapımı M1 A1; M1 A2 veya M4 silahı vardı.
Hele Taliban özel kuvvet timi diye tanıtılan askerler tamamen ABD'li veya en azından Batılı bir görünümdeydi.
Öncelikle hepsi M-4 piyade tüfeği taşıyordu.
Elbiseleri bizim eski kamuflaj elbisenin aynısıydı.
Başlarında kompozit başlı, üzerinde de gözlük tipi Amerikan gece görüşler vardı.
Askerlerin tüfek tutuşları bile bizim özel kuvvet timlerine benziyordu.
Yüzlerini tanınmayacak şekilde kapatan başlıklarda bizimkilerin aynısıydı.
Bu ilginç bir durum.
Kimse Afganistan'ı uzun süreli işgal edemiyor ama bir değişim de yaratıyor demek ki.
En azından askeri açıdan bu böyle.
Sovyet işgali geriye Rus silah ve teçhizatı (tank, tüfek, helikopter, araç vb.) ile donatılmış bir ordu, Amerikan işgali ve NATO görevi de ABD ve diğer NATO ülkeleri silah ve teçhizatı ile donanmış, onlar gibi giyinen, onlar gibi davranan bir ordu bırakmıştır.