.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}
Spor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Spor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Aralık 2024 Pazartesi

Aziz Yıldırım

 Ben futbolla pek ilgilenmem.

İlgilendiğim yıllarda da Fenerbahçeli değildim.

Sonradan bir takımı tutmayı da bırakmıştım.

Ama yaşadığım olaylardan sonra Fenerbahçe'ye sempati duymama sebep oldu.

Bu Fenerbahçe'den ve elde ettiği başarılardan değildi elbette.

Aziz Yıldırım sebebiyleydi.

Herkes Fethullah Gülen şerefsizine yağ yakıp övgüler düzerken Aziz Yıldırım bunu yapmamıştı.

Zaten bu yüzden benim gibi o da kumpas davalarında yargılanmış hatta hapse atılmıştı.

Yargılanma sürecinde de dik durdu.

Bu yüzden kendisine sempatim oluştu.

Ali Koç'a başkanlığı kaptırdığı kongre çalışmalarında Ankara'daki toplantısına katılmıştım bu yüzden.

Geçen Nisan ayında yapılan kongre öncesinde de Ankara'ya geldiğinde desteklemek için oradaydım.

Ama maalesef seçilemedi.

Ama dedikleri de çıktı.

Mesela "Beni ararsınız." demişti.

Tanıdığım bazı sıkı Fenerbahçelilerle konuşuyorum, arıyorlar.

Çünkü bu yıl Fenerbahçe, beklentileri yine karşılayamadı.

Çok uzun süredir büyük bir başarı kazanılamadı.

En azından futbolda böyle oldu.

Fenerbahçe taraftarı büyük bir başarı özlemi duyuyor.

Ali Koç böyle bir şey veremdi taraftara.

Aziz Yıldırım, buna rağmen hiçbir şey söylemiyor.

Ben demiştim demiyor.

Takımını sonuna kadar destekliyor.

Ondan da bu beklenir zaten.

21 Kasım 2024 Perşembe

Dart

 Bu gün sabah memleketten döndüm.

Otobüste uyuyamadığımdan uykumu alamamıştım.

Eve gelip bir şeyler yedim.

Dışarıya çıkacaktım ama gözlerim kapanıp duruyordu.

Biraz uzanıp kestireyim dedim.

Derin bir uykuya dalmışım.

Öğleden sonra uyandım.

Telefona bakınca arayanlar olduğunu gördüm.

Telefonun zil sesi kısıktı, hiç birini duymamışım.

Sırayla arayan numaralara geri dönüş yaptım.

Görüşmek isteyenlerle belirli günler için randevulaştık.

En son aradığım arkadaş, işi gereği sık sık şehir dışna çıkan biriydi.

Ankara'ya dönmüş.

Bir başka arkadaşla bir kafe-puba gidiyormuş.

"Sen de gelsene." dedi.

Duş aldım.

Giyinip dışarı çıktım.

Bir taksiye binip söylediği yere gittim.

İçeri girince bunları dart oynarken gördüm.

Gençliğimde biraz bıçak atma çalışmıştım ama dat konusunda hiçbir deneyimim yoktu.

Daha önce girdiğim bir kafede dart olduğunu ve bazı kişilerin çalıştıklarını görmüştüm.

Ama hiç ilgimi çekmemişti.

Arkadaşlar benden de atmamı istedi.

Daha önce hiç atmadığımı söyledim.

Meğer dart pahalı bir aletmiş.

"Dikkatli at. Kırma." dediler.

Ben de biraz tedirgin bir şekilde attım.

Çok da zor bir şey değilmiş.

Sonra gece boyunca birçok kez attım.

Bir defa da musabaka yaptık.

Fena değildim.

Arkadaşlar dart konusunda doğal bir yeteneğim olduğunu, kendime has sitilim olduğunu filan söyleyip gaz verdiler.

Dart hoşuma gitmeye başladı.

Sohbet sırasında ilginç şeyler de öğrendim.

Meğer dart Türkiye'ye yabancı diplomatlarca getirilmiş.

Ankara sefaretlerin bulunduğu yer olduğundan ilk olarak burada yaygınlaşmış.

Dart bu gün de en çok Ankara'da yaygınmış.

Kafeleri, barları filan varmış.

Ankara, sadece Türkiye'nin değil, Türkiye'deki dart oynayanların da başkenti imiş.

Olaya fena ısındım.

İlk işim bir dart tahtası/hedefi almak olacak.

Tabii ki dart da alacağım.

Herkese de tavsiye ederim.

Acayip rahatlatıcı bir şey.

Attıkça vuruyorsun.

Vurdukça rahatlıyorsun.

4 Kasım 2024 Pazartesi

Galatasaray ve diğer takımlar.

 Futbola pek ilgim yok.

Sadece televizyon kanallarını değiştirirken veya internette gezinirken rast geldiğimde bazı maçlara bakıyorum.

Şu sıralar bir tartışmaya çok rastladığımdan biraz maçlara baktım.

Fenerbahçe'nin yeni teknik direktörü dahil Fenerbahçe ve Beşiktaşlıların çoğunun Galatasaray'ın hakemlerce korunduğunu, birilerince kollandığını, bu yüzden geçen yıl şampiyon olduğunu, bu durumun bu yıl da devam ettiğini söylediğini duyunca Galatasaray-Beşiktaş maçının özetlerini seyrettim.

Ben Galatasaray'a yapılmış bir torpil göremedim.

Hatta bazı yorumcular, Galatasaray'ın bir penaltısının verilmediğini bile söylüyor.

Buna rağmen Galatasaray maçı kazandı.

Daha önce Fenerbahçe'yi de yanmiş.

Bence bunda abuk subuk sebepler aramaya gerek yok.

Benim gördüğüm kadarıyla Galatasaray iki takımdan da daha iyi oynuyor.

Oyuncu kaliteleri de çok daha yüksek.

Kazanmasının sebebi de bu bence.

Bence Galatasaray dışındaki takımlar, Türk siyasetindeki muhalefet sendromuna kapılmışlar.

Sorunu tam olarak tespit edemiyorlar.

Gerçek durumu göremiyorlar veya görmek istemiyorlar.

Bu sebeple yenilmelerine bir anlam veremiyorlar ve bir bahane arıyorlar.

Hal böyle olunca nasıl AKP sürekli olarak seçim kazandıysa Galatasaray da sürekli olarak maçları kazanıyor.

Bence olaya bu gözle bakarak bir çare aramalı diğer takımlar.

Aksi takdirde onlar da 20 küsur sene şampiyonluk yüzü göremezler.

Benden söylemesi.

27 Ekim 2024 Pazar

Kerem Aktürkoğlu ve Kenan Yıldız gol yarışına mı girdi?

 Arda Güler, Real Madrid'te pek oynatılmıyor.

Real Madrid'te işler de pek iyi gitmiyor.

Barcelona'ya çok ağır bir şekilde yenilmeleri bunun göstergesi.

Ama Avrupa'daki diğer oyuncularımız oynuyor ve harikalar yaratıyor.

İnter'de oynayan Hakan Çalhanoğlu bu hafta maçı trübünden seyretti.

Ama sahada başka bir milli oyuncumuz vardı.

Juventus'ta oynayan Kenen Yıldız, 61. dakikada oyuna girdi ve 2 gol attı.

Öte yandan Kerem Aktürkoğlu Potekiz'de yine bir yıldız gibi parladı.

Bu hafta üç güzel gol attı.

Bu oyuncularımızın başarısı elbette milli maçlara da yansıyor.

Sürekli hayal kırıklığına uğradığımız milli maçlarda artık büyük başarılar kazanıyoruz.

Bunda Türkiye'de yetişmiş oyuncular kadar Avrupa ülkelerine işçi olarak giden vatandaşlarımızın çocuklarının da payı var.

Hakan, Kenan, Orkun filan hep bu ikinci kategorideki oyuncularımız.

Bu durum bize bir ders olur inşallah.

Ülkemizin potansiyelini sadece sınırlarımız içinde yaşayan insanlara göre hesaplamamamız lazım.

Tüm dünyaya yayılmış bir diasporamız var.

Bunların arasında sadece futbolcuları değerlendiriyoruz.

Halbuki birçok ülkede büyük başarılara imza atmış bilim adamlarımız, sanatçılarımız, akademisyenlerimiz ve iş adamlarımız da var.

Devletimiz, bunları da tespit edip yararlanma imkanlarını araştırmalı.

Eğer Türkiye büyük devlet olcaksa, bu şarttır.

İlgililere duyurulur.

29 Ekim 2017 Pazar

Naim Süleymanoğlu'nun sağlık durumunun düşündürdükleri.


sinan şamil sam da karaciğer sorunu yaşamıştı ve bundan kaynaklanan nedenlerle hayatını kaybetti diye biliyorum. naim süleymanoğlu da karaciğer sorunu yaşadı ve bir nakil ile karaciğeri düzeldi. ama akabinde beyin kanaması ortaya çıktı ve durumu sorunlu.
bu iki sporcunun geldikleri nokta bizim duyduklarımız olup, bence, yekunun küçük bir kısmıdır.
adını andığım her iki sporcuda ortak rahatsızlık karaciğerde siroz. bu siroz alkol kaynaklı mı yoksa başka bir nedenden mi? naim süleymanoğu ile hiç kesişmedik ama sinan şamil samı "sakarya caddesinde" oldukça çok kez gördüm. pek tabi ki her seferinde elinde bira bardağı ile. onun elinde bira bardağı vardı da bende yok muydu? tekke-mekke meselesi. ama bende karaciğere fiziksel darbe almak hiç yoktu.
aslında alkol tüketme dışında daha başka gerekçeler düşünüyorum. örneğin yasal olmayan madde kullanma ve bundan güç elde etme. çoğu sporcuda bu yönelim vardır ve büyük bir kısmının ise hayatına mal olur. genelde halterciler ve vücut geliştiriciler (şimdi buna fitness diyorlar) arasında bu oldukça yaygındır. adamlar steroid, anabolizan ve anabolik steroidleri geçtim, akla hayale gelmeyecek bir şekilde meme kanseri ilaçlarını bile kullanır oldular. böylesi bir durumun spor ve sporcunun ahlak felsefesine aykırı olduğundan bahsetmeyeceğim. bunu herkes biliyor. bu şarlatanlar (ismini andığım iki sporcuyu tenzih ederim) yüzünden gerçek hastalar ilaçsız kalıyor ve basın yayın organlarında haber oluyor.
bir haltercinin veya vücutçunun bu gibi malzemeleri kullandığını çıplak gözle bile anlamak mümkündür: büyüyen iç organlar. bu gibi destekler aslında vücudumuzda üretiliyor ama normal bir bedene yetecek kadar oluyor bu. sen bedenini büyütmek istersen beden buna bir yere kadar izin veriyor. mesele 175-180 cm lik bir bedende 46-47 cm kol, 120-125 cm göğüs, 65-70 cm bacak gibi... ondan sonrasında bedeninle kumara kalkışman gerekiyor ve bu da hep yapılıyor. steroid ve anabolizan kullananların iç organları büyür ve zaman içinde sıtmalı çocuk göbeği gibi bir göbek oluşur. yani karın bölgesinde gelişmiş kasları ve deriyi bile hayli geren bir görüntü oluşur. sanırsınız sarı lacivertli formayı en çok gerdiren müjdat yetkin karşınızda.
zamanla fazladan alınan testesteron hormonu yüzünden erkeklik de ölüme yelken açar.
grip ilaçlarının bile (içindeki efedrinden dolayı) doping sayılıyor. denemenizi öneririm. çekin bir grip ilacı ve çıkın antrenmana. kendinizi çok güçlü hissedersiniz. böyle antrenman yaptığım günler oldu. başlangıçta anlamamıştım, öğrenince anladım fazladan gelen gücün nedenini. "hem hastayım hem de çok güçlüyüm olamaz diyordum."
dopingi her evde olması gereken iki malzemeden yapın. ben öyle yapıyorum. tek kural; sadece sabah kalktığınızda psikolojik sorunları olan insanlar gibi davranmayacaksınız, suratınızı ekşitmeyecek tembellik etmeyeceksiniz. ismini vermeden bahsettiğim bu iki gıdanın sırlarına farmakoloji, biyoloji, fitoloji, tıp veya bir başka bilim dalı bile erişebilmiş değil.



Güven Kaya.
28.10.2010.
Not: Bu yazıyı beğendiyseniz alttaki butondan facebook, twitter, pinterest ve G+ tuşlarına basarak arkadaşlarınızla paylaşırsanız sevinirim. Teşekkürler.