Bu gün sabah memleketten döndüm.
Otobüste uyuyamadığımdan uykumu alamamıştım.
Eve gelip bir şeyler yedim.
Dışarıya çıkacaktım ama gözlerim kapanıp duruyordu.
Biraz uzanıp kestireyim dedim.
Derin bir uykuya dalmışım.
Öğleden sonra uyandım.
Telefona bakınca arayanlar olduğunu gördüm.
Telefonun zil sesi kısıktı, hiç birini duymamışım.
Sırayla arayan numaralara geri dönüş yaptım.
Görüşmek isteyenlerle belirli günler için randevulaştık.
En son aradığım arkadaş, işi gereği sık sık şehir dışna çıkan biriydi.
Ankara'ya dönmüş.
Bir başka arkadaşla bir kafe-puba gidiyormuş.
"Sen de gelsene." dedi.
Duş aldım.
Giyinip dışarı çıktım.
Bir taksiye binip söylediği yere gittim.
İçeri girince bunları dart oynarken gördüm.
Gençliğimde biraz bıçak atma çalışmıştım ama dat konusunda hiçbir deneyimim yoktu.
Daha önce girdiğim bir kafede dart olduğunu ve bazı kişilerin çalıştıklarını görmüştüm.
Ama hiç ilgimi çekmemişti.
Arkadaşlar benden de atmamı istedi.
Daha önce hiç atmadığımı söyledim.
Meğer dart pahalı bir aletmiş.
"Dikkatli at. Kırma." dediler.
Ben de biraz tedirgin bir şekilde attım.
Çok da zor bir şey değilmiş.
Sonra gece boyunca birçok kez attım.
Bir defa da musabaka yaptık.
Fena değildim.
Arkadaşlar dart konusunda doğal bir yeteneğim olduğunu, kendime has sitilim olduğunu filan söyleyip gaz verdiler.
Dart hoşuma gitmeye başladı.
Sohbet sırasında ilginç şeyler de öğrendim.
Meğer dart Türkiye'ye yabancı diplomatlarca getirilmiş.
Ankara sefaretlerin bulunduğu yer olduğundan ilk olarak burada yaygınlaşmış.
Dart bu gün de en çok Ankara'da yaygınmış.
Kafeleri, barları filan varmış.
Ankara, sadece Türkiye'nin değil, Türkiye'deki dart oynayanların da başkenti imiş.
Olaya fena ısındım.
İlk işim bir dart tahtası/hedefi almak olacak.
Tabii ki dart da alacağım.
Herkese de tavsiye ederim.
Acayip rahatlatıcı bir şey.
Attıkça vuruyorsun.
Vurdukça rahatlıyorsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder