Londra'da 109 ülkenin askeri ataşelerinin üye olduğu kara askeri ataşeleri derneğinin üyesiydim.
Yemek, resepsiyon, İngiliz Savunma Bakanlığı toplantıları gibi birçok faaliyette bu ataşelerle sık sık bir araya gelir, yemek yer, sohbet ederdik.
Tanıdığım ataşelerle yaptığım sohbetler ve gözlemlerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki bize en çok benzeyen insanlar Yunanlılar.
Türk cumhuriyetleri ataşeleri bu derneğe üye olmadığı için bu kanaatimi onları hariç tutarak söylüyorum.
Yunanlılar bizim gibi giyiniyor, bizim gibi konuşuyor (çok sayıda ortak kelimeyi kullandığımızı gördüğümde hayret ettim), bizim gibi yiyor ve içiyor.
Oyunları ve yemekleri de bize çok benziyor. İkinci sıraya hangi ülkeyi koyacağım konusunda kararsızım.
İtalyanlar davranış tarzı ve karakter olarak bize çok benziyor.
Ama yemek, ortak gelenekler, ortak kelimeler dikkate alındığında Bulgar, Arnavut, Makedon, Romen, Sırplar ve Macarlar(Bosna Hersek ataşesi faaliyetlere pek katılmadığından onu yazmadım.) daha ağır basıyor.
İşin tuhaf tarafı, bir yemek veya resepsiyona gittiğimde hemen yanıma gelip sohbet etmeye başlayan kişiler de bu saydığım ülkelerin ataşeleriydi.
Demek ki ortak tarih üç günde yok olmuyor.
Uzun süre beraber yaşayan toplumlar birbirlerine benziyor.
Ama ilginç bir şekilde bana en uzak duran ataşeler ortadoğu ülkelerinin Arap devletlerinin ataşeleriydi.
Yahudiler çok yakın duruyordu ama o zamanlar one minüte yüzünden ben biraz uzak duruyordum.
Bir İsrail resepsiyonuna kendi isteğim dışında elçilikten tek temsilci olarak gönderildiğimde İsrail büyükelçisi neredeyse kardeşini görmüş gibi bana sarılmıştı.
Ama ben resepsiyonda kısa süre kalıp hemen çıktım.
Mısır ataşesi de yakın duruyordu ama biraz yarası olan insan modundaydı.
Fas, Cezayir ataşeleri Kuzey Afrika'da bize en yakın insanlar.
Bunların dışında ABD, Brezilya, İsveç, Norveç ve Çek Cumhuriyeti kara ataşeleri de arkadaşlarımdı.
Çek ataşesi ile hala görüşüyorum.
Norveç ataşesi bana onların antik tanrıları olan Odin'in Türk olduğunu, efsanelerde Türkland'tan kabilesiyle gelip bölgedeki nordik kabileleri bir araya getirdiğini ve savaşçı Viking ordularını kurduğunu, daha önce Avrupa tarihinde esamesi bile okunmayan kuzeyli kabileleri tüm dünyanın korktuğu bir güç haline getirdiğini söyleyince çok şaşırmıştım.
Bu konuda iki yıl boyunca kendisini bıktıracak kadar espiri yaptım.
Ama o her defasında güldü.
Bu ataşelerden öğrendiğim ilginç bir şey de Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri vatandaşlarından (özellikle Mısır ve Cezayir için bunu rahatça söyleyebilirim) dedelerinin veya nenelerinin Türk olduğunu söyleyen çok fazla insanla karşılaşmam oldu.
Bu tür konular insanlarla ilişki kurmakta çok fazla kolaylık sağlıyor.
Bu hususlarda Türkiye'de araştırma yapılması faydalı olabilir.
Mesela Ortadoğu'da ve Kuzey Afrika'da kayıp Türkler diye bir araştırma ilginç olurdu.
Ben bu konuları araştırıp anlatan bir kitap bulamadım.
Ama Manisa'nın Ahmetli ilçesine yakın bir yerde bulunan Lidya kralının sarayındaki mozaiklerde kuyruğunu ısıran yılan figürüne (Yahudi figürüdür) dayanarak 12 Yahudi kabilesinden çok eski zamanlarda kaybolan kabilelerin bazılarının izlerini arayan çok sayıda İsrailli profesöre rastladım.
Hem de o bölgede.
Bazı Yahudi kabileleri Lidya'da yaşamış ve yok olmuş.
Rast geldiğim bu kişilerden Afrika'daki zenci Yahudiler ve Irak kuzeyindeki Barzan vadisi Yahudilerinin de bu kayıp kabilelerden olduğunu dinledim.
Bizde söylediğim hususta yazılmış bir kitap veya araştırma olduğunu bilen varsa lütfen yazsın da okuyalım.
Yemek, resepsiyon, İngiliz Savunma Bakanlığı toplantıları gibi birçok faaliyette bu ataşelerle sık sık bir araya gelir, yemek yer, sohbet ederdik.
Tanıdığım ataşelerle yaptığım sohbetler ve gözlemlerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki bize en çok benzeyen insanlar Yunanlılar.
Türk cumhuriyetleri ataşeleri bu derneğe üye olmadığı için bu kanaatimi onları hariç tutarak söylüyorum.
Yunanlılar bizim gibi giyiniyor, bizim gibi konuşuyor (çok sayıda ortak kelimeyi kullandığımızı gördüğümde hayret ettim), bizim gibi yiyor ve içiyor.
Oyunları ve yemekleri de bize çok benziyor. İkinci sıraya hangi ülkeyi koyacağım konusunda kararsızım.
İtalyanlar davranış tarzı ve karakter olarak bize çok benziyor.
Ama yemek, ortak gelenekler, ortak kelimeler dikkate alındığında Bulgar, Arnavut, Makedon, Romen, Sırplar ve Macarlar(Bosna Hersek ataşesi faaliyetlere pek katılmadığından onu yazmadım.) daha ağır basıyor.
İşin tuhaf tarafı, bir yemek veya resepsiyona gittiğimde hemen yanıma gelip sohbet etmeye başlayan kişiler de bu saydığım ülkelerin ataşeleriydi.
Demek ki ortak tarih üç günde yok olmuyor.
Uzun süre beraber yaşayan toplumlar birbirlerine benziyor.
Ama ilginç bir şekilde bana en uzak duran ataşeler ortadoğu ülkelerinin Arap devletlerinin ataşeleriydi.
Yahudiler çok yakın duruyordu ama o zamanlar one minüte yüzünden ben biraz uzak duruyordum.
Bir İsrail resepsiyonuna kendi isteğim dışında elçilikten tek temsilci olarak gönderildiğimde İsrail büyükelçisi neredeyse kardeşini görmüş gibi bana sarılmıştı.
Ama ben resepsiyonda kısa süre kalıp hemen çıktım.
Mısır ataşesi de yakın duruyordu ama biraz yarası olan insan modundaydı.
Fas, Cezayir ataşeleri Kuzey Afrika'da bize en yakın insanlar.
Bunların dışında ABD, Brezilya, İsveç, Norveç ve Çek Cumhuriyeti kara ataşeleri de arkadaşlarımdı.
Çek ataşesi ile hala görüşüyorum.
Norveç ataşesi bana onların antik tanrıları olan Odin'in Türk olduğunu, efsanelerde Türkland'tan kabilesiyle gelip bölgedeki nordik kabileleri bir araya getirdiğini ve savaşçı Viking ordularını kurduğunu, daha önce Avrupa tarihinde esamesi bile okunmayan kuzeyli kabileleri tüm dünyanın korktuğu bir güç haline getirdiğini söyleyince çok şaşırmıştım.
Bu konuda iki yıl boyunca kendisini bıktıracak kadar espiri yaptım.
Ama o her defasında güldü.
Bu ataşelerden öğrendiğim ilginç bir şey de Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri vatandaşlarından (özellikle Mısır ve Cezayir için bunu rahatça söyleyebilirim) dedelerinin veya nenelerinin Türk olduğunu söyleyen çok fazla insanla karşılaşmam oldu.
Bu tür konular insanlarla ilişki kurmakta çok fazla kolaylık sağlıyor.
Bu hususlarda Türkiye'de araştırma yapılması faydalı olabilir.
Mesela Ortadoğu'da ve Kuzey Afrika'da kayıp Türkler diye bir araştırma ilginç olurdu.
Ben bu konuları araştırıp anlatan bir kitap bulamadım.
Ama Manisa'nın Ahmetli ilçesine yakın bir yerde bulunan Lidya kralının sarayındaki mozaiklerde kuyruğunu ısıran yılan figürüne (Yahudi figürüdür) dayanarak 12 Yahudi kabilesinden çok eski zamanlarda kaybolan kabilelerin bazılarının izlerini arayan çok sayıda İsrailli profesöre rastladım.
Hem de o bölgede.
Bazı Yahudi kabileleri Lidya'da yaşamış ve yok olmuş.
Rast geldiğim bu kişilerden Afrika'daki zenci Yahudiler ve Irak kuzeyindeki Barzan vadisi Yahudilerinin de bu kayıp kabilelerden olduğunu dinledim.
Bizde söylediğim hususta yazılmış bir kitap veya araştırma olduğunu bilen varsa lütfen yazsın da okuyalım.