.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

5 Aralık 2024 Perşembe

Esat'ın ordusu neden dağıldı?

 Kısa süre önce HTŞ liderliğindeki muhalif güçler uzun süredir devam eden sessizliğin ardından Halep'e saldırdı.

Tüm dünyanın şaşkın bakışları altında Halep'i ele geçirdiler.

Esat güçleri neredeyse hiç direniş gösteremedi.

Ardından muhalif güçler Hama'ya yöneldi.

Esat güçlerinin büyük bir yığınak yaptığı bu şehir de kısa sürede düştü.

Esat güçleri, uçaklarını, helikopterlerini, tanklarını, hava savunma füzelerini, tanksavar silahlarını, zırhlı araçlarını ve binlerce mühimmatla dolu cephaneliklerini de geride bırakıp kaçmışlardı.

Şimdi taarruzların Humus'a yönelip yönelmeyeceği, yönelecekse buranın ne zaman düşeceği tartışılıyor.

Esat pek belli etmese de panik halinde.

Anlaşıldığı kadarıyla askerleri savaşmıyor.

Bu yüzden askerlerinin maaşına zam yaptığını açıklamış.

Ama bir işe yarayacağını sanmıyorum.

Çünkü Suriye ordusu eskiden beri savaşabilecek bir ordu değil.

Ben baba Esat'ın zamanında ve o öldükten sonra bir süre daha Suriye sınırında İstihbarat Subayı olarak görev yapmıştım.

Suriye ordusunu tüm belgelerden incelemiştim.

Devrim muhafızları isimli iki tugay hariç savaş kabiliyeti yüksek olan hiçbir birlik yoktu.

Tam bir kağıttan kaplan gibiydi Suriye ordusu.

Terörist başı Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkartılması sürecinde biz sınırda misli ile mukabele planlarını uygulamaya koymuştuk.

Bunun üzerine Suriye, bizim sınıra doğru birlik kaydırmaya karar vermişti.

Bu kapsamda, Lazkiye'deki bir tank taburu da bizim sorumluluk sahamıza gelmek üzere yola çıkmıştı.

Adım adım izlediğimiz bu taburun sadece bir tankı sınırımıza yakın bir yere kadar gelebildi.

Diğerlerinin hepsi yolda bozuldu.

Tam bir döküntüydü Suriye ordusu.

Silah, teçhizat ve ekipmanları eski ve bakımsızdı.

Askerleri ve subayları eğitimsizdi.

Savaşmaktan da bir haberlerdi.

İç savaş başlayınca, bizim hükümet çevreleri bu yüzden Esat rejiminin kısa sürede düşeceğini zannetti.

Ama başka faktörlerin de etkili olduğu ortaya çıktı.

IŞİD, rejime olan tepkileri desteğe çevirdi.

PYD, Türkiye'yi endişelendirdi.

Rusya, Akdeniz'deki tek limanını kaybetme korkusu yaşadı.

İran, Ortadoğu'daki etkinliğinin azalacağını gördü.

Bunun sonucunda Rusya, Esat'a tam destek vermeye başladı.

Sadece siyasi ve ekonomik destek değil, askeri destek de verdi.

Rus uçakları olmasaydı, rejim muhalefeti baskı altına alamazdı.

İran, Lübnan'daki şiileri harekete geçirdi.

Hizbullah militanları da Esat'a destek için Suriye'ye gitti.

Elbette İran'dan da devrim muhafızları gönderildi.

Böylece, muhalefet durduruldu ve Esat iktidarını korudu.

Ülkenin büyük bir kısmı da elinde kaldı.

Ama bir süredir bu durum değişti.

Değişimin sebebi, Suriye'nin kendisinden çok başka bölgelerdeki gelişmelerdi.

Ukrayna Savaşı'nda çamura saplanan Rusya, Suriye'den bazı uçaklarını ve birliklerinin çoğunu çekti.

Esat'ın en güçlü desteği, böylece azaldı.

İsrail, HAMAS ile Gazze'de çatışınca İran ile de çatışmaların fitili ateşlendi.

Böylece İran, kendi sorunlarına odaklandı.

Doğal olarak, Suriye'ye desteği azaldı.

İsrail, Lübnan'a saldırınca Hizbullah da militanlarını kendi topraklarına çekti ve İsrail ile çatışmaya başladı.

Muhtemelen İran da Suriye'deki personelinin bir kısmını Lübnan'a kaydırdı.

Sonuç olarak, Esat'ı iktidarda tutan güç, başka sorunlarla uğraştığı için azaldı.

HTŞ, bu durumu iyi değerlendirdi ve taarruza geçti.

Bahsettiğim güçler kısa sürede geri dönemediği için de başarılı oldu.

Halbuki Esat'ın elinde bu durumu engellemek için bir fırsat vardı.

Türkiye, Esat ile yakınlaşmak için uzun süredir çaba sarf ediyordu.

Salak Esat ve adamları, durumu yanlış değerlendirdi.

Türkiye'nin sıkıştığını, Suriyeli göçmenleri bir an önce göndermek istediğini, PYD'den endişelendiğini düşünerek görüşmeler için uzun süre naz yaptı.

Rusya araya girdi ama hala akılları başlarına gelmediğinden ellerini yükseltmekten çekinmediler.

Türkiye ile görüşmek için bir sürü imkansız şart ileri sürdüler.

Muhtemelen bu yüzden, Rusya da Esat'a artık eskisi kadar destek vermemeye karar verdi.

Zaten Ukrayna yüzünden kendi derdi ile uğraşan Rusya, belki de destek verecek durumda değildi.

Sonuçta Esat büyük bir güç kaybetti.

İktidarda kalıp kalamayacağı bile tartışılmaya başlandı.

İran, kendi doğrudan adam gönderemediğinden olsa gerek, Irak'taki Haşti Şabi'yi göndermeye başladı Suriye'ye.

Ama bu örgüt tek başına ne kadar etkili olur, tartışmalı.

Esat'ın elindeki kartlar çok azaldı.

Eğer ordusu bu hızla çekilirse, günleri sayılı.

Ama Rusya'nın dediğini yapar ve Türkiye'ye yaklaşırsa ne olur bilemem.

Bekleyip göreceğiz.

Bu arada, HTŞ'yi kim harekete geçirdi konusu da tartışılıyor.

Rusya, Ukrayna'da ilerlemeye başladı ve Karadeniz'e çıkış sağlayan Azak Denizi'ne geniş bir hinterland sağladı.

Tam işler iyi giderken şimdi de Doğu Akdeniz'deki tek deniz üssünü kaybetme riski ile karşı karşıya kaldı.

Düşmana zayıf noktasından vurmak bir strateji dir.

Dolaylı tutum derler buna.

Bu darbe kimin işine yarar, düşünmek gerek.

Bizde kerameti kendinden menkul uzman ve stratejistler televizyonlarda neredeyse zil takıp oynayacak hale geldiler.

Şam'da Selahattin Eyyübi Camii'nde namaz kılma hülyaları yeniden canlanmaya başlandı.

Ama büyük bir sürprizle karşılaşmak da olası.

Eğer bu olayın arkasında Türkiye yoksa, bu olayın bize de bir maliyeti olabilir.

Dikkatli olmak lazım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder