Mehmet Şimşek'e çok üzülüyorum.
Adam gece gündüz bizim cebimizdeki parayı nasıl alacağım diye düşünüp duruyor.
Kolay değil tabii.....
Zaten sabit gelirlilere üç kuruş para veriyorlar, bu geliri geri almak için sürekli olarak bir şeyler yapmak gerekiyor.
Bunun için de yaratıcılık lazım.
Adamcağız da bunu yapabilmek için gece gündüz mesai yapıyor tabii ki.
Halbuki bunu kolay bir yolu var.
Memura, işçiye ve emekliye hiç maaş vermezsin, olur biter.
Böylece hem devletin giderleri azalır, hem de bu kadar düşünmezsiniz.
Devletin kasası da dolar.
Sabit gelirliler olarak biz de artık dağa, bayıra çıkarız.
Ot yeriz.
Varsa meyve yeriz.
Hiçbir şey bulamazsak da aç kalırız.
Malum, toplum olarak biraz kilo problemimiz.
Aç kalarak rejim yapmış oluruz.
Kilo vermiş oluruz.
Dağda bayırda yürürken de harcadığımız enerji kaslarımızı geliştirir belki.
Çünkü bu sayede spor yapmış oluruz.
Bunu yapmadığımız için Mehmet Şimşek, hazinedeki batağı kapatmak için gece gündüz çalışıyor.
Kafa patlatıyor.
Her gün yeni bir vergi buluyor.
Örneğin bu günlerde eğer kredi kartı aidatınız belli bir limitin üstündeyse vergi vermemiz gerektiğini tespit etmiş.
Gelirden vergi olur da borçlanma kapasitesinden vergi almayı sanırım ilk defa kendisi icat ediyor.
Adamı boşuna yalvar yakar İngiltere'den getirmemişler.
Adam, büyük bir yetenek.
Sadece bu da değil.
Mesela evi olup kiraya verenler kiranın %20'sini devlete verecekmiş.
Bazı densizler bundan şikayetçi oluyor tabii ki.
Ama çözüm kolay.
Mehter marşı yürüyüşümüz var bizim.
İki adım ileri, bir adım geri gitmek şeklindeki bu yürüyüş yeni vergiler için de uygun bir taktik.
Önce bu vergilerin hemen alınacağını söylediler.
Sonra da bunlar hepsinin 2025'ten sonra uygulanacağını duyurdular.
Lütfettiler.
Bunun üzerine herkeste (en azından bendea) derin bir rahatlama oldu doğal olarak.
Günlük düşünüp günlük yaşadığımızdan, bu günü kurtardığımızı anlayınca hemen sesimizi kesiyoruz.
Ama hükümeti de anlamak lazım.
Türkiye’yi dünya devleti yapmak kolay değil.
Reis 1100 odalı sarayda yaşıyormuş.
Bunun masrafının karşılanması lazım.
Sakın bunun israf olduğunu söylemeyin.
İtibardan tasarruf olmaz.
Bürokratlar mercedes ve audiye binmesin, daha ucuz arabalara binsin filan da demeyin.
Adamlar sizin için çalışıyor.
En lüks arabaya binmeyi hak ediyorlar.
Diyanet bütçesi 8 milyar filan diyenler var.
Zındık onlar. Nasılsa bu dünyamız çile dolu.
Diyanet yoğun çalışarak en azından öbür dünyamızı kurtaracak.
Bu da parayla olur.
Bedavaya cennet mi istiyorsunuz?
Devlet ihaleleri alanlara filan hiç girmeyeceğim.
Devlete çok para lazım yani.
Bunu da Mehmet Şimşek yapacak.
Adam Mevlana mı ki haktan alıp halka dağıtsın.
O bir maliye bakanı.
Elbette ki halktan alıp muktedirlere dağıtacak.
Aç mı kalsın adamlar?
Bu yüzden çenenizi kapatıp ne isterlerse yapın.
Mehmetçik üzülmesin.
Hükümetimiz üzülmesin.
Biz, nasıl olsa çile çekip duruyoruz.
Hiç olmazsa bu ülkede de mutlu bir kitle olsun.
Bu kitle küçük de olsa en azından birileri bu ülkede mutlu yaşıyor diye düşünerek biz de mutlu oluruz.
Hem Avrupa’nın da bizi kıskanması lazım.
Avrupa’daki işçi, memur, emekli filanın bizi kıskanmayacağı ortada.
Adamlar yaz tatilinde Antalya’ya geliyor.
Biz şehir dışına çıkarken bile on kere düşünüyoruz.
Hiç olmazsa Avrupa yönetici sınıfları ve burjuvası bizim yönetici sınıfı ve burjuvayı kıskansın.
Ne olur... Çok rica ediyorum....
Mehmet Şimşek'i üzmeyin...
En azından enflasyonun sebep, faizin sonuç olduğunu biliyor.
O giderse meydan, bunun tersinin doğru olduğunu sananlara kalacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder