.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

1 Kasım 2017 Çarşamba

Sağlıklığa faydalı yiyecekler: Ağrı kesici etkisi olan meyve ve sebzeler.


     Ülkemizde hastalıklara iyi geliyor diye birçok kişi aktarlardan bazı gıda maddeleri ve bitkiler alıp kullanmaktadır. Bu maddeleri neye göre kullandıklarını sorduğum kişiler bana genellikle bunların doğal malzemeler olduğunu, bu sebeple faydalı olduklarını, faydası olmasa bile zararı olmayacağını, bu sebeple rahatlıkla kullandıklarını söylemektedir. ence herkes bu konuyu bir daha düşünse uygun olur. Çünkü doğal olan her şey faydalı değildir. Ama doğal olan şeylerin bazıları sağlığa zararlı olabilmektedir. Doğal bitkilerden elde edilen birçok zehir olduğu gibi, örneğin doğada bulunan yabani bademlerin meyvelerinden yerseniz aşırı arsenik içerdiği için ölümle karşılaşmanız kuvvetle muhtemeldir.
     Bitkisel ilaç diye satılan şeylere de dikkat etmenizi öneririm. Bunların ilaç olduğunu söyleyerek size doktora gidip normal ilaç kullanmak yerine bunları kullanmanızı önerenlere inanmamanızı salık veririm. Evet muhtemelen bu kapsüllerde doğal bitki ekstreleri vardır ve bazı bitkilerin de iyileştirici özellikleri vardır. Ancak bunları doktor kontrolünde ve ilaç olarak değil ama normal ilaçları destekleyici yönde kullanmakta fayda vardır.
     Şimdi ben de size bazı gıda maddelerinin ağrı kesici özellikleriyle ilgili bilgi vermek istiyorum. Bu arada belirteyim ki ben doktor değilim. Bunları bir doktor arkadaşımdan ve yaptığım araştırmalardan öğrendim.Son yıllarda gelişmiş ülkelerde besinlerin ağrı kesici etkileri konusunda çok sayıda araştırma yapılmaktadır. Bu araştırmalar sonucunda ağrı kesici olarak kullanılabileceği tespit edilen bazı besinler şunlardır:

     ZENCEFİL: Ağrı kesici ve antienflamatuar, yani iltihabı önleyici özellikleri olan bir besindir. Yapılan bazı araştırmalarda, spordan kaynaklanan kas ağrılarını azalttığı tespit edilmiştir. Yetişkin bir insanın günde 2-3 tatlı kaşığı tüketmesinin faydalı olacağı öne sürülmektedir.

     ZERDEÇAL: Bu besin maddesinin içinde bulunan ve ona rengini veren Curcumin adlı pigmentin ağrı kesici ve antienflamatuar özelliklere sahip olduğu iddia edilmektedir. Özellikle kireçlenmesi olan hastalarda günde 200 miligram Curcumin alınmasının ağrıyı azaltıp hareketleri artırdığı tespit edilmiştir.

     ACAİ ÇİLEĞİ: Antioksidan ve omega-3 açısından zengin bir gıdadır. Acai Çiçeğinin kireçlenme ve ağrı üzerinde etkili olduğu değerlendirilmektedir. Bu konuda araştırmalar devam etmektedir.

     KETEN TOHUMU: Omega-3 içeren keten tohumunun da ağrı kesici ve antienflamatuar özelliği olduğu iddia edilmektedir.

     KAHVE: Kahvenin ağrı eşiğini yükselttiği belirtilmektedir. Özellikle ağır spor yapmadan önce bir fincan kahve içilmesinin faydalı olduğu söylenmektedir. Ancak kahvenin aşırı tüketildiği zaman uyku kaçıran ve damarların ani daralmasına sebep olarak taşikardi gibi rahatsızlıklara da sebep olduğu tartışılmaktadır.

     ÜZÜM: Yapılan bilimsel araştırmalarda siyah üzümde bulunan antosiyonin ve kuersetin ile hem siyah hem beyaz üzümde bulunan resveratrol adlı maddelerin ağrı kesici özelliği olduğu konusunda çok sayıda araştırma yapılmaktadır. Bu çalışmalarda bu maddelerin eklem kıkırdağını ve omurlar arasındaki diskleri de koruduğu tespit edilmiştir. Ayrıca üzüm çekirdeğinin birçok hastalıkta yararlı olduğu için son zamanlarda üzüm çekirdeği tabletleri yapılmaya başlanmıştır. Yine de eğer şeker hastalığınız varsa üzümde de şeker bulunduğunu unutmamanızı öneririm.

     SOYA FASULYESİ: İçeriğinde bulunan izoflavon maddesinin ağrı kesici özelliği olduğu iddia edilmektedir. Yapılan bazı çalışmalarda her gün alınan 40 gram soya proteininin diz kireçlenmesi olanlarda ağrı ve hareket kısıtlılığı olanlarda faydalı olduğu tespit edilmiştir. Fakat bu etkiler, nedendir bilmiyorum, erkeklerde daha belirginmiş.

     KİRAZ VE VİŞNE: Bu iki meyvenin içeriğinde bulunan Antosiyanin ve biyoflavonoid maddelerinin ağrı kesici, antienflamatuar ve kireçlenme karşıtı etkiler yarattığı iddia edilmektedir. Bu meyveler gut tedavisinde de faydalı olmaktadır. Mevsiminde ve günde bir avuç yenilmesi tavsiye edilmektedir.

     BALIK: Özellikle yağlı balıkların (somon gibi) bol miktarda içerdikleri Omega-3 sayesinde ağrıları azalttığı belirtilmektedir. Haftada 2 veya üç defa balık yenebileceği söylenmektedir.

     KOYU YEŞİL YAPRAKLI SEBZELER: Bu sebzeler, yüksek miktarda antioksidan içerirler ve bazik yapıdadırlar. Bu özellikleriyle ağrıların azalmasına yardımcı olurlar. Ayrıca içerdikleri yüksek orandaki K vitamini kemikleri güçlendirir.

     CEVİZ: Ceviz yüksek oranda Omega-3 içerir. Pişirilmeden (yemek ve tatlıların içinde pişen cevizden bahsediyorum) ve haşlanmadan, çiğ olarak yenildiğinde ağrı ve inflamasyonu azalttığı tespit edilmiştir.

     KEREVİZ: Kereviz 3 n-butilftalin içermektedir. Artrit, gut ve fibromiyalji ağrısı üzerine etkili olduğu düşünülerek bu konuda çalışmalar yapılmaktadır. Ayrıca karaciğer yağlanması gibi birçok konuda faydalı olduğu söylenmektedir. Ancak tansiyonu yükselttiği konusundaki iddialar sebebiyle yüksek tansiyonu olanlar çok fazla tüketmemeye dikkat etse uygun olur.

     Bu besinlerin ve içlerindeki maddelerin ağrı kesici etkilerini destekleyen çalışmalar olduğu kadar etkisiz bulan çalışmalar da mevcuttur.

     Hangisi doğru olursa olsun bunların sadece besin olduğu unutulmamalıdır. Ancak yine de her besini alırken olduğu gibi bu besinleri alırken de bazı temel konulara dikkat etmek ve alınan miktarı ve yeme sıklığını abartmamakta fayda vardır.

     Bunlar yemenin ne zararı olur, diye de düşünmeyin. Üzümü açıklarken içindeki şekerin şeker hastalarının dikkat etmesi gereken bir husus olduğunu yazmıştım. Balık ve soya fasulyesi için de benzer şeyler geçerlidir. Eğer gut hastasıysanız ve kan tahlillerinizde protein yüksek çıkıyorsa bu iki gıdayı çok fazla tüketmemeye dikkat etmek lazım. Diğer gıdalardan da bazıları bir takım rahatsızlığı olanlara zararlı olabilir.

     Bu sebeple bunları ilaç yerine kullanmak değil, doktorunuza da danışarak günlük diyetinizin içine makul miktarlarda ekleyerek tüketmek daha uygun olacaktır.

     Saygılar sunarım.

      Mehmet Çanlı
      (1.11.2017.)

     Not: Bu yazıyı beğendiyseniz alttaki butondan facebook, twitter, pinterest ve G+ tuşlarına basarak arkadaşlarınızla paylaşırsanız sevinirim. 
     Teşekkürler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder