.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

13 Kasım 2017 Pazartesi

İYİ Parti'nin Genel Merkez Açılışı.




İYİ Parti'nin Genel Merkez binasının açılış töreni, miting havasında gerçekleştirildi. Görünen o ki, İYİ Parti Türkiye’ye iyi gelmiş. Bunu daha partinin kurulduğu ilk günden itibaren görmeye başladık. Bir tanıdığımın söylediği gibi, Türkiye’de son yıllarda ciddi bir muhalefet eksikliği vardı ve İYİ Parti ilk defa AKP’nin karşısına çıkan gerçek bir muhalefet partisi gibi görünüyor. Bu da, onun muhalefet partisi olarak değil de iktidara aday bir parti olarak ortaya çıkmasından kaynaklanıyor.
AKP iktidarı boyunca, daima muhalefet partileri oldu. Ama hepsi savunmacı ve sadece kendi dar çevresine hitabeden partilerdi. İYİ Parti ise herkese hitap ediyor. Diğer muhalefet partileri,  Erdoğan’ın karşısında yenileceklerini daha baştan kabul eden figüranlar gibiydiler. Ama İYİ Parti, AKP’nin karşısına cesaretle çıkıyor, hiç korkmuyor ve yılmıyor. Kılıcını çekmiş ve meydan okumalara meydan okuyarak karşılık veriyor.

Kim ne derse desin, AKP Türk siyasi tarihinde modern propaganda yöntemleri de dâhil her türlü modern vasıtayı kullanmak konusunda en başarılı parti. Bir seçim öncesinde, parti teşkilatından biri ile sohbet ederken bana; günde üç defa (sabah-öğlen-akşam) anket yaptırıp genel merkezde yöneticilerin önüne koyduklarını söylendiğinde çok şaşırmıştım. Ama anlaşılan bu kadar uzun süre iktidarda kalmalarının da sebebi bu.

Ancak şimdi işleri daha önce hiç olmadığı kadar zor. Çünkü İYİ Parti, AKP’nin bütün argümanlarını ve yöntemlerini etkisiz çıkaracak gibi görünüyor. Zaten AKP de, bunu çok önceden tespit ettiği için partinin kuruluş aşamasında parti kurulmasın diye her türlü engelleme yolunu denedi. Ancak bu ters tepti. Hotellerdeki toplantılara izin verilmedi, ama açık havada toplandılar ve bunu millete duyurdular. Akşener’e FETÖ’cü dediler, Sayın Akaşener ‘’Eğer FETÖ’cü isem beni tutuklamayanr şerefsizdir.’’ diye karşılık verince bu argümanları da suya düştü.

Bunun üzerine anketlerde AKP’nin Akşener’e neden zemin kaybettiğini araştırdılar. Duyduğum kadarıyla bu anketlerde yolsuzluklarından çok fazla şikâyet aldıkları belediye başkanları da bu yüzden görevden alınmış. Daha da önemlisi Akşener ve ekibinin hem dini değerlere saygılı hem de milletin her kesiminin sevgi ve saygısını kazanmış olan Mustafa Kemal Atatürk’ü daima ön planda tutmasıının merkez sağın İYİ Parti’ye kaymasına sebep olduğunu tespit etmişler.

Bu yıl 10 Kasım’da Anıtkabir ziyaretine AKP’lilerin akın etmesinin ve başta Erdoğan olmak üzere AKP ve destekçilerinin Mustafa Kemal Paşa’ya artık Atatürk demeye başlamasının sebebi de buymuş. Eğer bu doğruysa İYİ Parti ülkeye gerçekten iyi gelmiş. Onun sayesinde hem Ankara’da İ. Melih’ten kurtulduk ve hem de ilk defa bir 10 Kasım’da bazı çevrelerin sarf ettiği sözleri duyup küfretmekten karnımız ağrımadı.

İYİ Parti’nin Ankara’daki genel merkez binası açılışına ve burada Akşener’in yaptığı konuşmaya bakınca AKP’nin bu manevralarının pek te işe yaramayacağı anlaşılıyor. Bir defa bina açılışının miting gibi çok kalabalık olması, halkın partiye büyük bir ilgisinin olduğunu gösteriyor. Öte yandan Akşener’in yaptığı konuşma da, artık AKP’nin kendi çalıp kendi oynadığı zamanların sona ermek üzere olduğunu gösteriyor.

Akşener’in iyi bir hatip olması İYİ Parti için büyük bir avantaj. Ama İYİ Parti'nin en büyük avantajı liderinin kadın olması. Bu durum aynı zamanda AKP’nin de en büyük dezavantajı.  Birçok yazı ve anket değerlendirmesinde AKP seçmeninin çoğunluğunu kadınların oluşturduğunu okudum. Şimdi rakip partinin liderinin kadın olması bu durumu değiştirebilir. Üstelik Akşener sıradan bir kadın da değil. Erdoğan’da seçmenlerin hayran olduğu özelliklerin tamamına sahip bir kadın.

O da Erdoğan gibi masaya yumruğunu vurmasını biliyor.

Hem de ondan daha sert ve daha kararlı.

Onun da özgüveni çok yüksek.

Hani Erdoğan, bir hata yaptığında muhalefet partileri cılız bir şekilde onu eleştirince ‘’Biz her şeye varız. İddialarını ispat edemeyen şerefsizdir.’’ diyordu ya, Akşener bunu daha inandırıcı ve ondan daha kararlı bir şekilde söylüyor.

Muhtemelen bu sebeple diğer muhalefet parti liderlerine demediğini bırakmayan Erdoğan, Akşener hakkında açıklama yapmaktan kaçınıyor.

Çünkü hem bir kadına meydan okuyarak kadın seçmenlerin tepkisini almaktan korkuyor, hem de bir kadının ondan da kararlı bir şekilde kendisine meydan okumasından çekiniyor.

İkinci önemli konu da Akşener ve İYİ Parti’nin söylemleri ile bazı alanları sahiplenen AKP’yi bu alanlarda da zor duruma sokmuş olması. Bunu daha iyi anlayabilmek için Akşener’in yaptığı konuşmaya bakmak sanırım yeterli olacaktır.

Meral Akşener'in konuşması;  ‘’Sabrettiniz... Dişlerinizi sıktınız, sabrettiniz. Niye sabrettiniz biliyor musunuz? Türkiye’de iyi şeyler yapacağımıza, Türkiye’ye iyi geleceğimize inandınız. Allah sizden razı olsun. Sağolun.’’ şeklinde başlıyor.

Bu cümle bile AKP’yi sıkıntıya sokacak üç öge barındırıyor.

Birincisi sabır.

Diyor ki, partinin kuruluş aşamasında bize çok sıkıntılar yaşattılar ama buna rağmen biz sabrettik, azmettik ve işte meydana çıktık.

Bizi böyle ıvır zıvır şeylerle yıldıramazlar.

Bu söylemle ayrıca; parti kurucuları mağdur ama sabırlı olarak gösterilirken hükümet mağdur eden ve baskıcı olarak gösteriliyor.

Bu giriş cümlesinde diğer bir önemli vurgu da ‘’Cenabı Hakka şükrediyorum. Bugünü bizi gösterdi.’’ cümleleridir.

Burada, Allah-Şükür etmek vb. kavramların artık AKP tekelinde olmadığı ortaya konuluyor.

‘’İYİ Parti Türkiye’ye geldi. 25 Ekim’de partimiz kuruldu. 29 Ekim’de herkes iyi oldu. Kimse hastalanmadı. Meğerse bizi yönetenler turp gibi sağlıklıymış. Anlamak için İYİ Partinin kurulması gerekiyormuş.’’ bölümü de, iktidarın 15 senedir milli bayramları kutlamadığını ve milli değerlere önem vermediğini halkın gözüne sokar gibi ortaya koyuyor.

Bundan sonra kendisinden değil partiyi kuranlardan bahsederek siyasi duruşlarının bir örgüt ve kitle hareketi olduğu gösteriliyor.

Müteakiben AKP’nin cinsiyet ayrımcılığı yaptığını, hem kendisi hem de Atatürk’ün annesi üzerinden vurguluyor.

Partinin bir kadın hareketi olduğu da vurgulanıyor.

Yani AKP’nin en yumuşak yerlerine vuruyor. 

Kadınlar üzerinden ve milli değerler üzerinden AKP'yi eleştiriyor.

Konuşma şöyle devam ediyor:

‘’Cinsiyeti üzerinden yemediği hakaret kalmamış, 16 yıldır yetim Mustafa’yı büyütmüş Zübeyde Hanım’a küfredilmiş, iftiradan nasibini alanlardan biri de benim. Bu hakaret bir kadın hareketidir. Allah’ın sopası yok, İyi parti var. Kadınları keşfettiler... Hatta Atatürk'ü keşfettiler.’’

Sonra da halkın İYİ Parti’nin kuruluşu hakkındaki düşüncelerini halkın ağzından anlatıyor:

‘’Dediler ki, iyi ki varsınız, iyi ki İYİ Parti'yi kurdunuz. Türkiye’yi bölen, kavga ettiren siyaset dili yumuşuyor. Biz size şükran borçluyuz. Hele ki gençler. Dediler ki biz söz veriyoruz, size oy vereceğiz. Dedim ki yalan söylersiniz terlik atarım. Bir tanesi bağırdı, “lan aynı benim annem gibi” dedi.

İyi partiyi çok zor kurduk. Kuruculardan yer alan genç arkadaşlarımız işinden oldular. Hocalarımız üniversitelerden istifa ettiler. Bu partiyi arkadaşlarımızın böyle fedakârlıkları ile kurduk.

Bu insanlar arabasına benzini kendisi koydu, uçak ve otobüs biletini kendi aldı, Türkiye’nin dört bir yanından geldi. Bu insanları nasıl durduracaksınız? Kuruş kuruş, bu binanın bile hesabını veririz. Siz nasıl kurdunuz, ben o dönemleri bilirim.  Biz milletimizi arkamıza aldık.

Biz yeni genel merkezimizi açtık. Kurulduk, bir hafta sonra Bitlis, Ahlat, Tatvan, Adilcevaz’a gittik. Konuştular, dinledik. Projemizi dinleye dinleye oluşturacağız. 


İşsizlik birinci problem. Ben 24 yıldır aktif siyaset yapıyorum. Oralarda devasa binalar yapılmış. Emniyet binası güzel, belediye binası güzel, valilik güzel, postahane güzel…. Ama keşke oralara fabrikalar yaptırabilseydi. Devlet doyuramadığı o aileye ekmek veremediği için giyimi, gıdasını karşılamak zorundadır. O devlet iş imkânı yaratmak zorundadır. Kalkınmak için bunu yapmalısınız.
Kalkınmak için bunu yapmalısınız.

İstanbul’da sorun, Ankara’da sorun, Bitlis’te sorun büyük bir sorun var. Adalet yaralıdır, kalkınma ortadan kalmıştır. Gemicikler, şirketler… Yahu nasıl bir şeydir bu? Böyle bir şey olabilir mi? Bir baltaya sahip olamamış çocuk, dünyanın en zenginleri arasına giriyor.

2010’da FETÖ’cü oldular, 2011’de bebek katili PKK’nın başına eş oldular ne büyük bilge dediler, 2017 referandumunda Milliyetçi oldular, şimdi de Atatürkçü oldular."





 Bu konuşmayı ve Akşener'in diğer konuşmalarını dikkatli bir şekilde inceleyince İYİ Parti'nin AKP'nin bütün zayıf noktalarına oldukça isabetli yumruklar attığını göreceksiniz. İnsanların konuştuğu ama kimseye duyuramadığı bütün sıkıntılarının dile getirildiğini göreceksiniz. Böylece bir siyasi parti olarak çok doğru bir program ve tavır sergilediğini göreceksiniz.

İYİ Parti'nin bu başarılı tavrı ve tutumu anketlere de yansımış görünmektedir. Bu anketlerdeki rakamlar daha başlangıçtır. Bu şekilde devam ederse destek katlanarak artacaktır.

Bu sebeple; AKP ve Erdoğan’ın işi, iktidara geldikleri günden beri ilk defa bu kadar zor bir hale gelmiştir. Ve sanırım bu zorluk azalmayacak daha da artacaktır.

Bence göle çalınan maya tutmuştur. İYİ Parti ve söylemleri milletten bir karşılık bulmuştur.

İktidar partisi için söylenecek tek bir şey vardır.

Şimdi köpeksiz köyde değneksiz gezme zamanı geçmiştir.

Ama sanırım artık değnek filan da işe yaramayacaktır.

Saygılar sunarım.
Mehmet Çanlı

12.11.2017.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder