.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

10 Kasım 2017 Cuma

Bu 10 Kasım'da yaşanan sıradışı gelişmeler.



Bu gün 10 Kasım.
Ama sıradan bir 10 Kasım değil.
Çünkü bu gün Anıtkabir olağanüstü kalabalıktı.
Ne var bunda? 
Eskiden de böyle kalabalık oluyordu diyenler olabilir.
Evet.
Ama....
Bu gün bir başkaydı.
Eskiden, kalabalık olduğu zamanlarda bile, 10 Kasım sebebiyle bazı çevreler Atatürk'e iftira ve hakaret etme yarışına girerlerdi.
Bu gün soy ismi odunu güzel yanan bir ağaç olan bir gazeteci bozuntusu gibi birkaç kendini bilmez hariç böyle bir şey olmadı.
Bu 10 Kasım'da AKP'lilerden tarikatçılara kadar, orada görmeye pek alışık olmadığımız insanlar da Anıtkabir'deydi.
Gerçi samimi dindar insanlar, Anıtkabir'e her zaman gelip dua okumuşlardır.
Zaman zaman ziyaret ettiğimde, Atatürk aleyhine konuşanların en revaçta olduğu dönemlerde bile tesettürlü veya baş örtülü kadınları çocuklarıyla Anıtkabir'de dua okurken gördüm.
Sakallı, cüpbeli adamlar bile gördüm.
Ama bu sefer hemen herkes oradaydı.
Bazıları bunu 2019 seçimlerine yoruyor.
Bazıları da İYİ Parti'nin yükselişine.
Çünkü İYİ Parti hem dini hassasiyetlere saygılı hem de Atatürk'çü bir görüntüye sahip diyorlar.
Anketlerde, bu haliyle AKP'den çok oy alacağının ortaya çıktığını iddia ediyorlar.
Bazıları da; ülkenin bir kriz yaşadığını, her krizde olduğu gibi insanların geçmişten başarılı birini hatırladığını söylüyor.
Milletin çocuğu olmayınca bile bir yatır bulup mezar başında dua ettiğini söylüyorlar.
Sebep ne olursa olsun.
Ve kim ne derse desin.
Bence olan biten çok güzel.
Bu ülkenin kurucusu olan ve hayatını bu ülkeye adayan bir insanın böyle kalabalık bir şekilde anılması her şeye rağmen çok güzel.
İnşallah bundan sonra da böyle devam eder.
Herkes farklı siyasi görüşlere sahip olabilir.
Ama unutmamak lazım ki bu ülkede yaşayan herkes, bu ülkede yaşamasını önce Allah'a sonra da ona borçlu.
Onun için Atatürk herkesten saygı görmeyi hak ediyor.
Umarım bu 10 Kasım bir dönüm noktası olur.

Onun sadece devlet kuran sıradan bir lider değil, aynı zamanda büyük bir insan olduğunu da unutmamak lazım.
Ben burada bir tanesinden bahsederek yazıma son vermek istiyorum.

Atatürk yurt gezileri kapsamında Mersin'e gitmiştir.
Şehri gezerken etraftaki büyük binalar dikkatini çeker.
O sırada ak sakallı yaşlı bir adama denk gelir ve onunla sohbet etmeye başlar.
Bir süre sonra Atatürk yaşlı adama sorar:
''Burada çok güzel binalar gördüm. Şu karşıdaki köşk kimin?''
Adam cevap verir:
'' Kirkor'un paşam.''
''Ya şu ilerideki kocaman bina kimin?''
''Yorgo'nun paşam.''
''Şu sağ taraftaki han kimin?''
''O da Solomon'un paşam.''
Atatürk duydukları karşısında üzülmüştür. Biraz da kızgındır aslında.
Kızgınlığını belli edecek kadar yüksek sesle adama sorar:
''Peki, onlar bu binaları yaparken siz ne yapıyordunuz?''
Adam birden bire canlanır ve cevap verir:
''Biz, Arnavutluk dağlarında, Çanakkale'de, Kafkasya'da ve Arap çöllerinde savaşıyorduk paşam.''
Bu cevap karşısında Atatürk ne diyeceğini bilemez.
Daha sonra hatıralarını anlatırken de; ''Hayatta cevap veremediğim tek insan bu aksakallı ihtiyar olmuştur.'' diye bu olaydan hüzünlenerek bahseder.


Ülkemizin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, buradan tekrar saygı ve minnetle anar, onun aziz hatırası önünde saygıyla eğilirim.

Kendisine ve onunla birlikte ülkemizi kurtarmak için savaşan en üst rütbedekinden en ast rütbedekine kadar tüm askerlere ve üniformasız kuvayı milliyecilere Allah'tan rahmet dilerim.
Mekanları cennet olsun.

Saygılar sunarım.
Mehmet Çanlı
10.11.2017.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder