.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

3 Kasım 2017 Cuma

Türk Yunan İlişkilerinin Tarihsel Gelişimi (1915-1919)



I. Dünya Savaşı başladığında birçok ülkede olduğu gibi Yunanistan’da da savaşa girilip girilmemesi konusunda tartışmalar yaşanmıştı. Başbakan Venizelos İtilaf Devletleri saflarında savaşa girilmesini savunduğu halde Kral Konstantin ülkesinin savaşa girmesine taraftar değildi. İngiltere ve Fransa’nın, Osmanlı topraklarını içeren vaatlerinden cesaret alan Venizelos, 1915 Mart’ında Yunanistan’ın savaşa girmesi amacıyla Kral’a bir muhtıra vermişti. Kral’ın bu talepleri kabul etmemesi üzerine Venizelos başbakanlıktan çekilmiş, Gunaris’in başbakanlığında kurulan geçici hükümet, 1915 Haziran’ında Yunanistan’ı seçime götürmüştü. Yapılan seçimleri Venizelos kazanmasına rağmen Gunaris iktidarı teslim etmek istememiş, kısa bir krizin ardından Konstantin devreye girerek Venizelos’u işbaşına çağırmak zorunda kalmıştı. Bununla birlikte Kral’la, Venizelos arasındaki buzlar erimemişti. 1915 Aralık ayında yapılan seçimleri boykot eden Venizelos, 29 Eylül 1916 tarihinde Selanik’e giderek burada Etnik-i Amina (Milli Savunma) adlı bir ihtilal hükümeti kurmuştu. Yunanistan’da artık biri kral taraftarı Atina hükümeti, diğeri Venizelos’un başında olduğu ihtilalcı Selanik hükümeti olmak üzere iki hükümet vardı. Venizelos, I. Dünya Savaşı’na girilmesine taraftar olduğundan İngiltere ve Fransa ona destek olmak amacıyla Atina hükümetini denizden ablukaya almıştı. Abluka altında halkın zaruri ihtiyaçlarını karşılayamayacak hale gelen Atina hükümeti, müşterek İngiliz-Fransız birliklerinin Pire’ye çıkarak Atina’nın kontrolünü ele geçirmeleri sonucunda görevden çekilmek zorunda kaldı. Konstantin de tahtından feragat ederek yerini oğlu Aleksandr’a bırakmış, Yunanistan’ı terk etmişti. Bu gelişmeler üzerine Atina’ya gelen Venizelos yeni hükümeti kurmuştu. İttifak Devletleri ile ilişkilerini kesen Venizelos hükümeti, 1 Temmuz 1917 tarihinde Osmanlı Devleti’ne savaş açmıştı. Çalkantılı bir dönemden geçen Yunanistan, 1918 yılı Eylül ayında Makedonya Cephesi’ndeki çatışmalara fiilen katılabilmiş, kısa bir süre sonra da savaş sona ermiştir. (BOZKURT, DR.ABDURRAHMAN; Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi (ATAM),İtilaf Devletleri’nin Türk-Yunan Savaşı’nda Tarafsızlık İlanı (13 Mayıs 1921))
1918 yılı sonlarına doğru İttifak Devletlerinin savaşı kazanma umutları kalmamıştı. 29 Eylül 1918’de Bulgaristan savaştan çekilince, Osmanlı Devleti’nin Almanya ile bağlantısı kesilmiş, Trakya ile İstanbul, Yunanistan üzerinden gelebilecek saldırılara açık kalmıştı. Bu arada Almanya da; 3 Ekim 1918’de, ateşkes anlaşması önerisinde bulundu.  Bütün bu gelişmeler üzerine, İttihat ve Terakki Partisi Hükümeti, Sadrazam Talat Paşa’ya ateşkes için girişimde bulunma yetkisi verdi. Osmanlı Hükümeti, Wilson İlkeleri ışığı altında bir ateşkesi imzalamaya hazır olduğunu bildirdi. Talat Paşa’nın yerine sadrazamlığa getirilen Tevfik Paşa, İsviçre aracılığı ile ateşkes için başvuruyu yinelemiş ancak olumlu bir cevap alamamıştı. Ateşkes imzasını başaramadığı için görevden ayrılan Tevfik Paşa’nın yerine Ahmet İzzet Paşa sadrazam atandı. Sonunda büyük uğraşlar neticesinde Anlaşma Devletleri ateşkes görüşmelerine razı oldular.
İngilizler, 23 Ekimde Osmanlı Hükümetine, Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda ateşkes görüşmelerinin yapılacağını ve Anlaşma Devletleri adına İngiliz Amirali Calthorpe’nin yetkili olduğunu bildirdi. Bunun üzerine Bahriye (Denizcilik) Bakanı Rauf Bey (Orbay) başkanlığındaki bir kurul hemen Mondros’a gönderildi. Beş gün süren görüşmeler sonunda 30 Ekim 1918 günü Osmanlı Devleti ile Anlaşma Devletleri arasında “Mondros Ateşkes Antlaşması” imzalandı. 31 Ekim günü yürürlüğe giren ve 25 maddeden oluşan bu kısa, ama çok önemli antlaşmanın hükümleri arasında bulunan ünlü 7’ci madde ile bir tehdit karşısında “stratejik noktaları işgal etme” hakkının verilmesi, Osmanlı Devleti’nin daha barış antlaşması bile beklenilmeden İtilaf Devletleri’nce parçalanıp paylaşılacağının göstergesi olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder