.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

8 Ekim 2013 Salı

Türkiye’de resim sanatı neden gelişmiyor? Resim öğretmenlerinin genel sorunları nelerdir?


 Daha önce bu sayfalarımızda sanat ile ilgili konulara da yer vereceğimizi söylemiş ve resim nedir konulu bir yazı yayımlamıştık. Şimdi bu yazıların ikincisini yayımlıyoruz. Bu yazı, temel bir konuda, resim sanatının kitlelerce sahiplenilmemesi ve bunun bir sonucu olarak ülkemizden uluslararası üne kavuşmuş pek çok fazla ressamın çıkmamasının da sebepleri ile ilgili.
Bu arada sesini bir türlü duyuramayan resim öğretmenlerinin sorunlarını da yansıtıyor.
Yazıyı aşağıya sunuyorum.
Faydalı olması dileğiyle.

Okullarda verilen resim eğitiminin, dolayısıyla da ülkemizde bulunan resim öğretmenlerinin pek te önemsenmeyen birçok sorunu bulunmaktadır. Bu sorunlar aynı zamanda Türk resim sanatının da sorunlarının kaynağı durumundadır.
Peki, nedir bu sorunlar?
Müsaadenizle aşağıda kısaca anlatmaya çalışacağım.
İlk ve en önemli sorun resim dersinin haftada bir ders olması.
Tam olarak, resim dersinin haftada 40 dakikaya sığdırılmasıyla başlıyor bütün problemler…..
Burada zaten işe 1-0 mağlup başlıyoruz.
Arkası da bununla geliyor doğal olarak. Çünkü sorun buradan başlıyor. Resim haftada bir saat olunca önemsenmiyor haliyle. Ne öğrenciler, ne aileler hatta ne de diğer eğitimciler tarafından.
Bu durum velilerle yapılan görüşmelerde de kendini gösteriyor haliyle. Çocuğunun durumunu görüşmek için gelen velilerin büyük bir çoğunluğu; ‘’Ben resim öğretmeniyim.’’ Deyince çocuğun durumunu sormaya dahi lüzum görmüyor, arkasını dönüp diğer ders öğretmenlerine doğru gidiyor.
Öğrencilerde de; hiç bir şey yapmasam bile yılsonunda nasılsa karneme 5 gelecek duygusunun rahatlığı var. Burada okul idarelerinin ve eğitim sisteminin de hatası var tabii ki. Hem 40 dakikaya sığdırıyorlar resim dersini, hem de yılsonunda sergi yap, kimseye düşük not verme baskısı var her yerde. Resimden de kalınır mıymış anlayışı da cabası. Tamam! Herkeste resim yeteneği olmayabilir. Resim yeteneği yok diye çocukların düşük not alması doğru değil. Ama kimde yetenek var anlaşılamıyor çoğu zaman. Çünkü ilgi yok, çaba yok, malzeme getirip derste bir şeyleri uygulayarak öğreneyim diye bir düşünce yok.
Şimdi böyle söyleyince herkesi suçluyor gibi bir duruma da düşmek istemem. Bazı aileler her şeye rağmen ilgili, bazı çocuklar da öyle. Zaten bunların morali ile bir şeyler yapmaya çalışıyor resim öğretmenleri. Hatta bazı yerlerde ilgili aile ve öğrenci daha fazla olabiliyor diğer yerleşim yerlerine göre. Bunları da bir yere kadar normal karşılamak mümkün. Çünkü sistem eğer bir şeyler dayatıyorsa ailelerin de yapacağı pek bir şey yok. Bu sınavlı okula giriş sisteminde herkes çocuğunun ağırlık puanı daha yüksek olan derslere yönlenmesini istiyor.
Resmin tek sorunu eğitim sistemindeki bu durum da değil. Muhtemelen dini veya kültürel sebeplerle, belki insanların geçim derdine düşmüşken diğer üst seviye ihtiyaçları düşünememesiyle de bağlantılı olarak insanlar resim almıyor, evlerine ve işyerlerine resim asmıyor. Pazarı olmayınca da resim yapılmıyor çok fazla. Bu sebeple resim insanı geçindirecek bir iş olarak değil aman ancak bazı ilgili ve gelir durumu iyi insanların hobisi olarak görülüyor. Ama eğer resim alımı arsa bu işe ilgili binlerce insan çıkacak ve bunların arasından da birkaç tane dahi çıkıp Türk resminin dünya çapında tanınmasına ve etkili olmasına vesile olacak.
Bu temel sorunlar yanında koskoca bir ulusun resim gibi önemli bir görsel sanat dalında geleceğini hazırlayan resim öğretmenlerinin de önemli sorunları var. Bu sorunlarda aslında yukarıda saydığım hususlarla bağlantılı.
Ders saatleri az olunca bir okulda 15 ders saatini dolduramıyorlar çoğu yerde ve bu sebeple okul okul geziyorlar bunu doldurmak için. Norm fazlası olup ta aynı şeyi yaşamaları da sıradan bir durum neredeyse.
Dersine önem verilmemesi ve kimse tarafından öğretmen olarak ta önemsenmemek bir yana, üzerine bir de bugelince resim öğretmeni olmak oldukça zor bir şey genel kanının aksine.
Ama biz de kendimizi avutacak bir şeyler buluyoruz, bulmazsak hiç olmayacak çünkü.
Mesela; her öğretmen ve öğrenci bir gün olur okuldan ayrılır ve okul kayıtlarındaki isminden başka bir iz bırakamaz geride. Matematik problemini çözüp çerçeveletmek çok olacak şey değil doğrusu. Ama her resim öğretmeni okul duvarlarını süsleyen resimler bırakır arkasında. Bu resimleri yapan öğrenciler de öyle.
Herkes gelip geçicidir bu dünyada. Herkes bir yerlere gider. Herkes ölür.
Ama arkasından kalıcı bir şeyler bırakanlar yaşar yıllarca.
Resim öğretmenlerinin de yaptığı ve öğrencilerine de yaptırmaya çalıştığı,  tam olarak budur aslında.
Bu kadar söz söylememe bakıp sakın yanlış anlamayın.
Biz resim öğretmenleri çok şey istemiyoruz.
Bizim istediğimiz bir avuç mutluluk.
Yoğun bir maratona benzeyen eğitim yaşamında bunalan öğrenciye ve zor hayatın şartlarında yıpranan insanımıza bir tutam keyif sunmaktır  tek endişemiz.
Hoşça kalın.
Sanatla kalın. 

Saygılar sunarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder