.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

4 Ekim 2013 Cuma

Askeri darbeler ve bunun benimle olan bağlantısı nedir?


 Son günlerde muhalefet te iktidar partisine uyarak bir darbe edebiyatına başladı. Yok 80 darbesi bir partiye göre kötüymüş, yok diğer parti sadece 60 darbesinden bahsediyormuş, herkes darbe diyor da başka bir şey demiyor. Darbe gerçek niteliğini kaybedip artık bir politik mücadele argümanı, bir söylem olmaya başladı.

Bunu sadece politikacılar değil, bazı gazete köşelerinde yazı yazan şahıslar, internet sitelerinde yazanlar, sosyal paylaşım ağlarına katılan insanlar ve sokaktaki diğer sıradan insanlar da diline dolamış durumda. Biriyle tanışıyorum, asker olduğumu öğrendikten en fazla 1-2 dakika sonra konuyu darbelere getiriyor.

Bazen hiç alakasız bir konuyu bile darbeye bağlayabiliyorlar. Mesela diyorum ki ''Bu kanunsuz dinlemeler hukuka da, demokrasiye de, insanlığa da uygun değildir. Hükümet bu konu ona askerleri kontrol altına almaya yardım ediyor diye göz yumuyor. Bazıları bunun hükümetin kontrolünde yapıldığını iddia etse de ben bir hükumetin kendi ordusunu yıpratmak için hukuksuz bir yol izleyeceğine inanmıyorum. Bir göz yumma olabilir, yapanları bilip dokunmama da olabilir. Fakat bu konu döner dolaşır bir gün göz yumduğu kişiler tarafından kendine karşı da kullanılabilir.'' Karşımdaki hemen cevap veriyor; ''Ama askerlerde 60 ve 80'de darbe yapmışlardı amaaaaa....''

''Haydaaa!...'' diyorum ve sözü kısa kesip o şahıstan uzaklaşıyorum. Adamın belli ki bir takıntısı var. Bazen de: Bana ne kardeşim 60 ve 80 darbesinden. Ben mi yaptım darbeyi? Eğer toplumu bir de sivil ve asker olarak bölmeye çalışıyorsanız ben 60'ta yoktum, 80'de de sivildim. Yani sen mağdursan eğer ben de mağdurum, diyerek bazen de terslediğim oluyor.
Madem herkes darbeleri diline dolamış, peki, nedir bu darbeler? Yeni bir şey mi? Yenilir içilir mi? Neden yapılır ve kim yapar? Bu soruları sorduğum insanlar ''Eee askerler yapıyor ya işte. Devleti ele geçirmek istiyorlar.'' gibi derinliği olmayan cevaplar veriyorlar. Bu akşam biriyle benzer bir giriş yapınca bu konuyu tartıştım. Ona verdiğim cevabı aynen buraya da yazıyorum.

Darbeler çoğu insanın sandığı gibi sadece Cumhuriyet dönemine ait bir şey değildir .Hiç bir siyasi ve toplumsal mesele bir günde oluşmaz. Onun tarihin derinliklerine giden kökleri vardır. İhtilal veya darbe veya devrim, ne dersen de askeri müdahaleler Cumhuriyet devrinde başlamış bir şey değildir. Bazıları bunu İttihat ve Terakki başlattı der ama bu sadece siyasi (siyasi maksatlarla yapılan) bir iddiadır. 36 Osmanlı padişahından 12'si askeri darbe ile tahttan ayrılmış. İkisi de bu darbeler sonucu öldürülmüş. Yani yeni bir şey değil.

Daha 1600'lü yıllarda bu konuda padişahlara tavsiyeler veren kitaplar yazılmaya başlanmış. Darbeye, ilginçtir, o zaman daha bilimsel bir gözle bakıp incelemiş bazı kişiler. Olayın siyasi, sosyal, ekonomik boyutlarını, toplusal alışkanlıkları ele almış.

Mesela bir tanesinde diyor ki; millet, çok uzun süre tahtta kalan padişahtan bıkar. Askeri de arkasına aldığı zaman da darbe yapar. Eğer padişah vezirini de uzun süre hep aynı adam yaparsa bu darbe kaçınılmaz olur. Onun için padişah 5-6 yılda bir vezirlerini değiştirmelidir. Paranın değer kaybetmesi, enflasyon, rüşvet, bazı kişilerin devlet imkanları ile aşırı güçlenmesi gibi sebepleri de sayıyor.
Şimdi, yüzyıllar sonra bu meseleleri politikacıların da bilerek yönlendirmesi sonucu basit kavga söylemleriyle açıklamak bence yanlış. Bu işler hastalık ve ölüm gibidir. Kimse kanserden ölen biri için sigarayı veya kanserli hücreyi suçlamaz. Neden sigara içti diye ölen de sorgulanır.

Evet darbeler kötüdür ama birileri istedi diye darbe olmaz. Bunlar yüzyıllardır mevcut olan ve durumdaki tıkanıklığı aşamayan devlet idaresinin ve milletin bulduğu mecburi çözümler olmuş. Tabii ki darbeler çok insanın canını yakmış, öte yandan bu darbelerden nasiplenenler de olmuştur. Ama bunu işte dış güçlerin oyunu, askerlerin iktidar hevesi gibi laflarla açıklamak doğru değil her zaman. Eğer doğru olsaydı 1980 anayasası Türk tarihinin en yüksek oyunu alarak kabul edilmezdi.

Unutmamak lazım ki, ülkede etkin güçlerin ve halkın önemli bir kesiminin desteğini almadan hiç kimse darbe yapamaz. Tarihte de görüldüğü gibi yapmaya kalkanlar da heba olur.

Kim ne derse desin hiçbir askeri darbe, eğer başarıya ulaşmışsa, aslında salt askerlerin yaptığı bir darbe değildir.

Bazıları sadece yediği yumruğu gördüğünden vuranı yumruk sanır.
Aslında bütün bir vücut vurmuştur darbeyi.

Sonuç olarak bir sözüm daha olacak. Benimle tanışıp ta darbe muhabbeti yapacaklara söylüyorum. Ben hiç darbe yapmadım. Darbelere de karşıyım. Hatta son darbenin de maduruyum en az sizin kadar.

Saygılar sunarım.  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder