.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

28 Eylül 2013 Cumartesi

Türk Alfabesinde Değişiklik Yapılmalı mıdır?


     ''Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 30 Eylül'de açıklayacağı demokratikleşme paketinden x,w,q devremi çıktı. 1928 yılında kabul edilen Türk Harfleri Yasası'nın değiştirilmesi ve 29 harfin yanında Kürtçede geçerli olan x,w,q harflerinin kullanılmasına izin verilmesi gündemde.''
     Yukarıdaki haber birçok gazete ve diğer basın yayın organında çıktı ve derhal bu konuda herkes siyasi görüşüne göre bu konu hakkında destek veya eleştiri belirten açıklamalar yapmaya, yazılar yazmaya başladı.
     Elbette ben de, bu hükümet döneminde gerek PKK, gerek devletin üniter yapısı ve gerekse devletin kuruluş ilkeleri ile ilgili çıkardığı kanunlar, kamuoyu önünde yaptıkları açıklamalar ve yürürlüğe koyduğu uygulamalar ile çok tehlikeli ve devletin bütünlüğüne zarar veren birçok politikasına olduğu gibi bu planlarına da şiddetle karşıyım. Bu girişim de, ülkemizi, daha sonra geriye çekilemeyeceğimiz bir noktaya götüren bir adım olacak. Hükumet devletin yapısını ve kuruluş ideolojisini beğenmediğinden kendi ideolojisine göre hareket ederek kendi kafalarındaki yeni Türkiyeyi kurmak istiyor sanırım. Ama bu yol yol değil. Evdeki hesaplarının çarşıya uymayacağını görmüyorlar. Bölgesel güç yapacağız dedikleri Türkiye'yi bölünmeye götürecek her türlü adımı atıyorlar. 
     İşin ilginç yanı bunları AB normları ve demokrasi değerlerinin gereği yapılıyor gibi lanse ediyorlar. Bu alfabe değişikliği de Demokratik paket adıyla pazarlanıyor. Peki bu hareket ne kadar demokratik, ne kadar Avrupa normlarına uygun? Ben 2 yıl Londra'da yaşadım. Çoğunluğu Avrupa ülkesi olan, 22 ülkeye gittim ve bunların bazılarında yeterince uzun süre kaldım. Madem alfabe değişikliği demokrasi gereğidir, AB normları gereğidir; bu tür uygulamalar (İspanya'nın Endülüs  ve Bask Bölgeleri hariç. Güneydeki eski Endülüs Devleti bölgesinde tabelalarda Arap alfabesi, Bask bölgesinde de farklı bir alfabe kullanılmaktadır. Ama İspanyollar kendi alfabelerini onlara uygun olacak şekilde tadil etmemiştir. Onların bazen bize de örnek gösterilen yapıları çok ta anlatıldığı gibi mükemmel değildir. Katalan'lar ayrılmak için her türlü adımı atmaya başladılar, Basklar da arkalarından geliyor. Endülüs bölgesi de kendini tam olarak İspanyol saymıyor. Uzmanlar tarafından geleceğe ilişkin yapılan tüm değerlendirmelerde;  bu uygulamaların sonucu olarak, Avrupa'da bölünme olasılığı en yüksek ülkelerin başında İspanya'nın gösterildiğini de söyleyelim.) neden hiçbir AB ülkesinde böyle bir uygulama yok. Mesela  ilkokuldan beri bize, demokrasinin beşiği olarak ezberletilen İngiltere'de; Galli, İskoç, İrlandalı gibi unsurlar yaşamaktadır. Ayrıca bunlardan başka sömürgecilik döneminin armağanı/sonucu olarak ülkeye gelip yerleşmiş, birçoğu da İngiliz vatandaşı olmuş milyonlarca Hintli, Arap, Siyahi, Türk (Çoğu Kıbrıs'tan gitme, büyük çoğunluğu İngiliz vatandaşı), Rum vb. insan yaşamaktadır. Buna rağmen ben İngiltere'de bunlara uygun bir alfabe yapalım saçmalığını hiç kimseden duymadım. Yunan alfabesi, Hint ve Arap alfabesini bir yana bırakalım, Latin alfabesini kullanan Türkler'in bile isimleri İngilizce'de her zaman doğru yazılamıyor, yazılsa da okunamıyor. Bunu kendi soy isminde yaşadım. İki yıl Boyunca bana Mr. Kanli dediler. Yazarken de Canli diye yazdılar. Ama bu İngilizlerin pek te umurundaymış gibi gözükmüyordu. 
     Hükümetimiz ne yapmaya çalışıyor doğrusu tam olarak anlamış değilim. Ülkenin temeline dinamit döşüyorlar. Sadece bu konuda değil, bir çok başka konuda da. 
     Hükümetin bu kararına karşı çıkmakla birlikte, öte yandan, bu politik tercihten bağımsız olarak düşünürsek, eğer biri bana sorsa ben de Türk alfabesinin (bu gün konuştuğumuz Türkçeyi yazmakta yetersiz kaldığı için) tadil edilmesi gerektiğini söylerim. Nereden biliyorsun veya sen dil uzmanı mısın gibi bana karşı çıkacaklar olacağını duyar gibiyim. Evet ben dil uzmanı değilim ama ben uzun süre bu dili bu alfabeyi kullanarak kağıda, hem de resmi evrak olarak dökmek zorunda kaldım. Kurmay subay olarak karargahlarda çalışırken en büyük sorunlarımızdan bir yazdığımız yazıyı anlam, gramer kuralları vb. açıdan doğru yazmak zorunda olduğumuz gibi imla kuralları açısından da doğru yazmaktı. Çünkü komutanlar bir imla hatası yüzünden kendilerine arz ettiğimiz evrakları imzalamıyorlardı. Benim masamda her zaman bir Türkçe sözlük ve bir imla kılavuzu bulunuyordu. Nasıl yazıldığı hakkında şüphe ettiğimiz kelimeleri daima imla kılavuzuna bakarak yazıyorduk.
     Benim; hem bu evrakları yazarken, hemde imzalayacak kişi pozisyonundayken dikkatimi çeken husus yanlış yazılan kelimelerin tamamına yakınının Türkçe'ye başka dillerden geçmiş kelimeler olduğuydu. Bunlar; tam olarak nasıl telaffuz edildiği herkes tarafından bilinmediğinden okunduğundan farklı yazılıyor veya okunuşu da hatalı bilindiği için hatalı olarak yazılıyordu. Yabancı kelimelerin Türkçe'den çıkarılması, bu kelimelerin miktarı daha az iken Cumhuriyetin ilk yıllarında denendi, daha sonra Türk Dil Kurumu vasıtasıyla yeni kelimeler türetilerek bunların yerine kullanılması yoluna gidildi ancak herkesin bildiği gibi pek başarılı olmadı. Bunu benim bu yazımdaki yabancı kelimelerin çokluğundan da anlayabilirsiniz. Yani biz dilimizde eskiden beri var olan Arapça, Farsça gibi doğu dillerinden ve sonradan geçmiş olan İngilizce, Fransızca, Almanca gibi Batı dillerinden kelimeleri bundan sonra da kullanacağız. O zaman bu kelimeleri daha kolay ve hatasız yazabileceğimiz yeni harflere ihtiyacımız vardır diye düşünüyorum. 
    Şimdi benim harf önermem ukalalık olacak ama ben en azından hangi seslerin bulunduğu kelimelerin ifadesinde sıkıntı çektiğimizi ifade etmek istiyorum. Bir defa bir sesli harfin uzatılması gereken kelimeler doğru olarak yazılamamaktadır. Üzerine inceltme kullanarak yazılan harfler bulunan kelimeler de sıkıntı çıkarmaktadır. Bence bu sıkıntıyı çözmek için inceltme ile uğraşmaktansa sıkıntılı olan sesler için yeni harfler kullanılabilir. Bunlar sesli harflerle ilgili sorunlar. Bunun gibi sessiz harflerle ilgili sorunlar da yaşanmaktadır. İngilizce'den geçmiş ve asıl kelimesi x harfi ile yazılan kelimeler (box=boks gibi) yazılırken son harfin unutulması gibi anlamı değiştirmesi yüzünden komik durumlar yaşadığımı hatırlıyorum mesela. Türkçe'de bir çok kelime Q harfi olmadığından yanlış yazılıp okunmaktadır. Ben sadece genel olarak sıkıntıyı söylüyorum. Bunu herkes mutlaka bir şekilde hissetmiştir. Örneğin ilkokula giden oğlumun bana ne anlama geldiğini sorduğu sorular bu inceltme ve uzatmaları olan kelimeler oluyor her zaman. İlginç olan bunları daima yanlış telaffuz ettiğinden sorduğunda bazen benim de anlamadığım, o ne kelimesi diye sorduğum durumlar olmaktadır. Doğru olan ve yapılması gereken; dil uzmanlarının, üniversitelerin ilgili bölümlerinin ve Türk Dil Kurumu'nun bu konuyu detaylı bir şekilde inceleyerek uygun harfler ve sorunlara uygun çözümleri bulması olacaktır. 
     Bu konuya karar verirken bir başka konuya da dikkat çekmek istiyorum. Bildiğimiz gibi bazı Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Kiril alfabesini terk ederek Latin Alfabesine geçtiler. Diğer ülkeleri tam bilmiyorum ama Azerbaycan da bulunduğumdan onların alfabesini biliyorum. Mesela onlarda Q ve X harfleri var. Dilimizin; geniş Türkçe ailesinin diğer çocukları ile de ilişki içinde olması, bir bütünleşmeye gitmesi açısından bu ülkelerin alfabeleri de dikkate alınarak onlarda olup ta bizde olmayan harflerin alfabemize alınması da değerlendirilmelidir. Onların, uygulamadan doğan tecrübeleri de (biz onlardan çok önceden bu alfabeye geçtik vb. demeden) mutlaka incelenmelidir. 
    Yine de tüm söylediklerimde bir ihtiyat payı bırakmak istiyorum. Ben bir dil uzmanı değilim. Bu konuda bir eğitim falan da almadım. Ama uygulamadan doğan aksaklıkları yaşayan biri olarak yeni harflere ihtiyaç duyduğumuzu söylüyorum. Elbette ki ihtiyaç var mı, varsa nasıl bir tedbir getirilmeli, buna konunun uzmanları karar vermelidir.

     Saygılar sunarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder