Son zamanlarda, açılımdır, demokratikleşme paketidir söylemleri ''Analar ağlamasın!'' sloganı altında aldı başını gidiyor. Muhalefet partileri dirayetsiz, hatta bazıları oy peşinde bunlardan daha az tehlikeli olmayan bazı yeni söylemler geliştirme peşinde, Silahlı Kuvvetler iğdiş edilmiş, hala anlayamadığı, çoğu iç güç odaklarından kaynaklanan, asimetrik tehditlere karşı kendini korumaktan aciz ve endişe içinde, halk başsız, amaçsız ve umutsuz, günlük ekmek peşinde. Bu gidişe karşı çıkacak, direnecek bir irade yok gibi görünüyor. Polis ve yargı işbirliğiyle; direnen veya direnebilecek olanlar ya gaza boğuluyor, ya da hapse atılıyor. Hükumet, bilerek veya bilmeyerek ülkeyi bölünmeye götüren yolun kaldırım taşlarını, doğru dürüst bir direnmeyle de karşılaşmadan, adım adım döşüyor. Apo siyasi lider, hatta Tüm Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi gibi gösteriliyor, devletle görüşmeler yapan resmi bir taraf sıfatını zımnen kazanmış, istediği gibi manevra yapıyor. Onu hapse atanlar hapse atılmış, PKK ile mücadele edenler terör örgütü üyeliğinden içeri girmiş, KCK'lılar serbest bırakılıyor. Apo; barış güvercini rollerine bürünmüş, kendini Beyaz Mandela gibi görüyor ve anladığım kadarıyla onun yolunu taklit etmeye çalışıyor. Doğrusu bir gün Mandela gibi törenlerle çıkması ve omuzlarda taşınması ihtimali de yok diyemem.
En kötüsü de basın! Kendilerine gazeteci diyen bazı şahıslar, devlet aleyhine, millet aleyhine durmadan propaganda yapıyor. PKK'nın tüm yaptıkları millete unutturulmaya çalışılıyor ve terör örgütü mensuplarını sanki haksızlığa uğramış mağdurlar gibi millete yutturmaya çalışıyorlar. Barış diyorlar, demokrasi diyorlar, analar ağlamasın diyorlar; adeta millete kendini öldürecek zehri süslü püslü, altın, gümüş bardaklarda içirmeye çalışıyorlar.
Acı olan ise; milletin oldukça önemli bir kısmı bunlara inanmış durumda olması. Nasıl inanmasınlar ki. Zaten günlük yaşamın ağırlığı, geçim sıkıntısı gibi dünya meselelerinden, okumaya-yazmaya, hele hele düşünmeye hiç fırsatı olmayan insanlarımız; başta hükümet yetkilileri olmak üzere, basın yayın organları, yüklü miktarda parayı ceplerine indirerek bu görevi kabul edecek kadar akıllı olan akil adamlar ve artık sivil toplum kuruluşu sıfatını alarak daha modern, daha güncel bir havaya bürünen cemaat (lar) tarafından koro halinde aynı şeyler (Barış! Demokrasi! Analar ağlamasın!) söylenerek uyutulmaya, hipnotize edilmeye çalışılıyor. Bu faaliyet sürekli tekrarlanıyor. Sürekli tekrar vasıtasıyla, tüm algılar yönetilerek ve yönlendirilerek (Tekrar öğrenmenin ve propagandanın temel yöntemlerinden birisidir. Bir yalan sürekli tekrarlanınca onu dinleyenler gibi onu söyleyenler de bunun gerçek olduğunu düşünmeye başlar.) insanlarımızın duyguları, düşünceleri ve davranışları değiştiriliyor. Aslında vatanı için her şeyini feda etmeye hazır olan insanlarımız; korkak, ürkek, kararsız, pasif ve edilgen bir duruma sokuluyor.
Doğruları söyleyecek kimse kalmamış, olanların söylenmesi engelleniyor, söyleyebilenlerin de sesi duyulmuyor. Ancak birileri her ne olursa olsun doğruları söylemeli. Vicdanı olan, vatanını seven, azıcık insanlık taşıyan herkes yarın ''Ben biliyordum böyle olacağını!'' ukalalığını yapmayı beklememeli ve bildiklerini bugünden söylemeli diyorum. Hem neden korkacağız ki. Yıllardır bu teröristlerle mücadele de hayatımızı her an kaybetme riski olmasına rağmen bundan korkmuyor duyduk ta şimdi korkacağız. Ölümden öteye köy var mı?
İşte bu duygular içinde eski defterlerimi karıştırırken 2000 yılında akademide okurken hazırladığım(ız) bazı çalışmalara rastladım. Bunları paylaşırsam, başka hiç bir şey söylemesem bile şu an estirilen havanın, yalancı bir bahar havası olduğu, asıl gerçeklerin insanlara gösterilenden çok farklı olduğu anlaşılır diye düşündüm.
Geçmiş unutturulmaya çalışıyor, ancak bunları okuyanlar geçmişi tekrar hatırlar diye umuyorum. Biliyorum bunları sınırlı sayıda insan okuyacak, bununla tüm Türkiyeyi aydınlatmak mümkün değil ama bir kişi bile bunları okusa yine de faydalı olacağına inanıyorum. Belki o da başka birine anlatır. Belki o başka biri de başkalarına. Her halükarda hiç söylenmemiş olmasından daha iyi.
Bu çalışma; PKK'nın 1984'ten ve 2000 yılına kadarki faaliyetleri ile katlettiği insanların bir çizelgesinden oluşmaktadır. Umarım okuyanlara yapılanların vahameti ile ilgili bir fikir verebilir. Şimdiki gençlerin çoğunun zannettiği gibi. PKK'nın; sadece askeri birliklerle çatışan bir terör örgütü olmadığı, öğretmen, imam, memur ve köylü gibi silahsız sivil insanları (ve bizzat şu anda temsil ettiğini iddia ettiği insanları) infaz ederek insanlık suçu sayılan katliamlar yapan bir terör örgütü olduğunu gösterebilir. Bunlar eski bilgiler diye düşünmeyin. Çünkü Apo yakalanıp hapse atılana kadar olan süreç PKK eylemlerinin en yoğun olduğu süreçtir. Ondan sonraki süreç daha durağan bir dönem olduğundan gerek çatışmaların yoğunluğu, gerekse verilen kayıplar (şehit ve gazi) daha az olmuştur.
Bu dönemde; askeri olarak yenilen, lideri hapse atılan terör örgütü, şu andaki hükumetin de hatalı politikaları sonucunda, sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi alanda yoğun çalışmalar içine girmiş, dağdaki çatışmaların durmasından faydalanarak yerleşim yerlerinde tüm ülkeyi kapsayacak şekilde örgütlenerek yeniden güçlenmiş, adeta devlete paralel bir devlet oluşturma gayretleri içine girmişlerdir. Şimdi de çözüm süreci teranesiyle ülkeyi bölmenin temel taşlarını atacak siyasi adımların atılmasına çalışmaktadırlar. Bunda da hükumetle belli bir anlaşmaya varmış olacaklar ki, hükumetin bazı bakanları; anayasanın ilk üç maddesinin bile değiştirilebileceğinden bahsede bilmektedir.
Artık daha fazla sözü uzatmadan PKK bu terör örgütünün zalimliklerini rakamsal olarak ta ortaya döken çalışmayı sunmak istiyorum.
Saygılar sunarım.
PKK Terör Örgütü
Rakamlarla PKK Faaliyetleri ve Karşı Mücadele
Rakamlarla PKK Faaliyetleri ve Karşı Mücadele
PKK terör örgütünün 15.08.1984
- 20.02.2000 tarihleri arasında gerçekleştirmiş olduğu eylemler.
21.866 terör olayına sebebiyet vermiş olduğu görülmektedir.
OLAYLAR
|
||||
Silahlı saldırı :
|
6.751
|
|||
Güvenlik kuvvetleriyle çatışma :
|
8.581
|
|||
Mayın döşeme ve bombalama suretiyle patlama
|
3.519
|
|||
Gasp :
|
411
|
|||
Yol kesme ve adam kaçırma :
|
1.076
|
|||
Bildiri dağıtma :
|
676
|
|||
Kanunsuz toplantı :
|
852
|
|||
Bu olaylarda 5.546 güvenlik görevlisi vatanları uğruna şehit
olmuşlardır.
|
||||
ŞEHİTLERİMİZ
|
||||
Asker :
|
4.027
|
|||
Geçici Köy Koruyucusu :
|
1.265
|
|||
Polis :
|
254
|
|||
TOPLAM
|
5.546
|
|||
bu olaylarda 11.387
güvenlik görevlisi yaralanmıştır.
|
||||
YARALILARIMIZ
|
||||
Asker :
|
8.676
|
|||
Geçici Köy Koruyucusu :
|
1.725
|
|||
Polis :
|
986
|
|||
Vatandaş :
|
4.561
|
|||
TOPLAM
:
|
11.387
|
|||
Güvenlik güçlerince yurt içinde yapılan operasyonlarda; bu
kanlı olaylara neden olan;
. |
||||
TERÖRİSTLER
|
||||
Ölü ele geçirilenler.
|
18.958
|
|||
Yaralı olarak yakalananlar.
|
706
|
|||
Yardım-yataklık yapanlar dahil olmak üzere
|
||||
TOPLAM
:
|
58.165 terörist yakalanmıştır.
|
|||
Teslim
olanlar :
|
2.192
|
|||
Güvenlik güçlerinin gerçekleştirmiş olduğu başarılı
operasyonlar neticesinde örgüte ait;
|
||||
Uzun namlulu silah :
|
24.183
|
|||
Tabanca :
|
5.614
|
|||
Bomba :
|
21.625
|
|||
çok miktarda mühimmat ve örgütsel malzeme ele
geçirilmiştir.
|
||||
BASIN MENSUPLARI
|
||||
Basın
mensuplarına yönelik 35 olayda
|
||||
Hayatını kaybeden basın mensubu sayısı
|
21
|
|||
Yaralanan basın mensubu sayısı:
|
6
|
|||
Bölgeye yerel anlamda hizmet götürmek için bölge halkının
hür iradesiyle seçtiği Belediye Başkanları ve Muhtarlar da acımasızca terörün
hedefleri arasında yer almıştır.
|
||||
BELEDİYE BAŞKANLARI
|
||||
Belediye
Başkanlarına yönelik 23 olayda
|
||||
Hayatını kaybeden Belediye Başkanı sayısı
|
23
|
|||
Yaralanan Belediye Başkanı sayısı:
. |
8
|
|||
MUHTARLAR
|
||||
Muhtarlara
yönelik 105 olayda
|
||||
Hayatını kaybeden Muhtarların sayısı
|
60
|
|||
Yaralanan Muhtarların sayısı :
|
8
|
|||
Kaçırılan Muhtarların sayısı :
|
30
|
|||
Kaçırıldıktan sonra geri dönebilen Muhtarların sayısı :
|
7
|
|||
Dünyanın hiç bir yerinde öğretmenler terörün hedefi
olmamışlardır. Görevleri çocukları eğitmek, insanları aydınlatmak olan
Öğretmenler bu kutsal görevlerine rağmen terör örgütü PKK'nın acımasız şiddet
eylemleriyle yıldırılmak istenmiştir. Eğitim müesseslerini işlemez hale
getirebilmek ve bölge halkını cahil bırakabilmek için öğretmenlerin yan ısıra
eğitim kurumlarına karşı da terör örgütü PKK tarafından bir çok eylem
gerçekleştirilmiştir.
. |
||||
ÖĞRETMENLER
|
||||
Öğretmenlere
yönelik 128 olayda
|
||||
Hayatını kaybeden Öğretmenlerin sayısı
|
116
|
|||
Yaralanan Öğretmenlerin sayısı :
|
48
|
|||
Kaçırılan Öğretmenlerin sayısı :
|
37
|
|||
Kaçırıldıktan sonra geri dönebilen Öğretmenlerin sayısı :
|
21
|
|||
Ayrıca, bölge insanlarına dini hizmetleri götürmekle
görevli İmamlara dahi saldırılar yapılmıştır.
. |
||||
İMAMLAR
|
||||
İmamlara
yönelik 40 olayda
|
||||
Hayatını kaybeden İmamların sayısı
|
27
|
|||
Yaralanan İmamların sayısı :
|
8
|
|||
Kaçırılan İmamların sayısı :
|
5
|
|||
Bölgenin alt yapısını geliştirmek, bölge halkına daha iyi
hizmetler götürmek için gerçekleştirilen devlet yatırımlarının önlenmesine
yönelik olarak tesislere, araç ve gereçlere de sabotajlar yapılmıştır.
& Artık kimse bunlardan bahsetmiyor. Analar ağlamasın diyenler sanki barışçıl, siyasi bir hareketin temsilcileriymiş gibi gösteriliyor. Ama Teröristlerle görüşenler de, bunu çeşitli sebeplerle destekleyen, en azından faydalı görenler bilsinler ki görüşülen kişiler yukarıda bahsedilen insanların katilleridir. Unutulmamalıdır ki o şehitlerin, o gazilerin de anaları vardır. Her analar ağlamasın dendiğinde onlar yüreklerinin ta derinliklerinde, kahrolmakta ve acı acı ağlamaktadırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder