Bilgi harbi nedir?
Hani zaman zaman basında veya sağda solda bazı kişilerin “Konuşursam
yer yerinden oynar.” veya “Konuşursam çok kişinin başı belaya girer!” dediklerini
duyarız ya, işte bilgi harbi budur.
Bu kişiler böyle konuşarak aslında şunu demek isterler: “Benim
elimde öyle kritik bilgiler var ki ben bu bilgileri açıklayarak bazı kişilere
zarar verebilirim.”
Çoğu palavra babından boş tehditler ve şantajlar olmakla
birlikte böyle konuşanlar, bir şekilde elde ettikleri bilgileri kullanarak,
yani bireysel bazda bilgi harbi uygulayarak istediklerini elde etmeye çalışan
kişilerdir.
Ancak bu genellikle çok bireysel bir durumdur. Ayrıca bu,
bir suçtur ve böyle konuşan kişiler hakkında hemen yasal işlem yapılması
gerekir. Bizim bilgi harbi diye aşağıda anlatmaya çalışacağımız konu bundan çok
daha geniş ve genellikle bilginin devletler veya kitlesel örgütler tarafından
siyasi, ekonomik veya askeri çıkarları temin etmek amacıyla toplanması,
işlenmesi ve kullanılmasıdır.
Bizim askeri literatürümüzde bilgi harbi, “Hedef ülkeye
karşı bilgi üstünlüğü sağlamak ve hasım ülkenin uygulayacağı bilgi harbini
etkisiz kılmak maksadıyla, devletin ilgili tüm kurum ve kuruluşlarıyla barışta
ve savaşta uygulayacağı faaliyetlerin tümüdür.” şeklinde tanımlanmaktadır.
Bilgi harbinin silahlı kuvvetler tarafından uygulanan
bölümüne bilgi harekâtı denir. Bilgi harekâtı: devletin milli hedeflere
ulaşmasını desteklemek için, kendi bilgilerimizi ve bilgi altyapımızı etkin
olarak kullanır ve korurken diğer ülkelerin (düşman veya muhasım ülkeler)
bilgilerini ve bilgi alt yapılarını etkisiz hale getirmek ve istismar etmek
amacıyla yapılan faaliyetlerdir.
Bilgi harekâtı; İstihbarat, Komuta Kontrol, Sayısal Bilgi,
Psikolojik, Sivil Asker İşbirliği, Basın ve Halkla İlişkiler gibi faaliyetleri
kapsayan bir harekâttır. Yakın zaman önce ülkemizde FETÖ örgütü eliyle Silahlı
Kuvvetler başta olmak üzere önemli devlet kurumlarına karşı uygulanan
yöntemlerde de görüldüğü gibi bilgi harbi, geleneksel harbi ortadan
kaldırmamakla birlikte savaşın şeklini değiştirmektedir.
Bilgi harbinin muharebe sahasındaki uygulamalarını, 1.
Körfez Savaşı’ndan itibaren ABD ve NATO tarafından dünyanın değişik
bölgelerinde yapılan operasyonlarda görme imkânımız olmuştur. Bu uygulamalarda
gördüğümüz gibi çağdaş savaş uygulamaları bilgi harbini ve bilgi tabanlı
faaliyetlerin entegre edilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu tür harekâtlarda bilgi
harbinin amacı, bilgi üstünlüğünü elde bulundurmaktadır. Bilginin; zamanında
uygun kullanıcılara emniyetli bir şekilde ve kesintisiz olarak ulaştırılması
temel esastır.
Bilgi harbi sadece askeri alanda değil, hedef ülkenin finans
sisteminden kamuoyuna, enerji üretim ve dağıtım merkezlerinden haberleşme ve
komuta kontrol sistemlerine kadar geniş bir yelpazede faaliyet göstermeyi
gerektirir. Dolayısıyla, sadece askeri birliklerin değil, devletin tüm kurum ve
kuruluşlarının (hatta stratejik konulardaki sivil şirketlerin bile) dikkate
alınarak planlama yapılması ve topyekûn harp mantığıyla icra edilmesi gerekir.
Bunun için de başta yasal düzenlemelerin yapılması, bu birimler arasında
koordinasyon sağlayacak bir teşkilatlanmanın oluşturulması ve bir koordinasyon mevkii
tesis edilmesi gereklidir.
Ulusal bilgi harbi şu sonuçları elde edecek şekilde
planlamalı ve icra edilmelidir: Bilgiye sahip olmak, sahip olunan bilgiyi istenen
yer ve zamanda ve istenen hızda kullanmak, kendimize ait ve dair bilgilerin
emniyetini sağlamak, muhasım devlet veya devlet dışı yapıları (mesela FETÖ ve
PKK gibi terör örgütlerini) bilgiden mahrum etmek.
Buraya kadar yapılan açıklamalardan da anlaşılabileceği gibi
bilgi harbi tüm ülkeyi, hatta ülkede yaşayan tüm bireyleri ilgilendiren bir
konudur. Bu sebeple hükumetin ilgili bakanlıklarının ve devletin başta
istihbarat ve güvenlik kurumları olmak üzere tüm kurumlarının katılımıyla
planlamalı ve bu plana göre icra edilmelidir.
Fakat yakın geçmişte uygulamalarını acı bir şekilde
öğrendiğimiz gibi Türkiye etkili bir şekilde bilgi harbi yapamamaktadır. Tam
aksine kendisi uzun süredir çeşitli merkezlerden yönlendirilen birçok bilgi
harbi taarruzlarına maruz kalmaktadır. Ne yazık ki bilgi harbi yapmakla sorumlu
bazı kişi ve kurumlar, bu taarruzlara karşı koymak yerine mütecavize yardımcı
bile olmuşlardır. Örneğin bir dönem, devleti idare etmekten ve bilgi harbine
karşı gerekli tedbirleri almaktan sorumlu bakanların da alkış ve desteğiyle Silahlı
Kuvvetlerimize ait olan veya ait olduğu iddia edilen evraklar piyasalarda
dolaşmıştır.
Hatta bir bakanın destek ve teşvikiyle devletin kozmik oda
diye tabir edilen yerlerde saklı en gizli bilgileri FETÖ’cü adliye ve emniyet
memurları tarafından ele geçirilmiştir. Yargılanan FETÖ’cülerin ifadelerinden
basına yansıdığına göre, ele geçirilen bu bilgiler yurt dışına gönderilmiştir.
Başta planlama ve karar merciinde olan general ve kurmay
subaylar olmak üzere askeri personelin telefon konuşmaları dinlenmiş, kaydedilmiş
ve istenildiği şekilde düzenlenerek bu kişilerin ordudan tasfiye edilmesi için
kullanılmıştır.
Ayrıca, Silahlı Kuvvetler personelini karalamak ve etkisiz
hale getirmek için FETÖ terör örgütüne mensup kişilerce bazı İnternet siteleri
kurulmuş ve maalesef bunlara Türk Silahlı Kuvvetlerinde çalışan bazı kişiler
tarafından da yalan yanlış bilgiler gönderilerek bu bilgiler yayımlanmıştır.
Bu yöntemlerle sadece Silahlı Kuvvetler değil Türk siyasi
yapısı da yeniden dizayn edilmiştir. Örneğin ana muhalefet partisinin lideri
neredeyse bir gecede bir kamera kaydı kullanılarak değiştirilmiştir. Ama olay
bununla da sınırlı kalmamıştır. MİT Müsteşarı’nın hayatı mercek altına alınmış,
hatta başbakanın talimatıyla PKK Terör Örgütü mensuplarıyla yaptığı gizli görüşmelerin
konuşma kayıtları bile basına sızdırılmıştır. En vahimi de başbakanın evinde
böcek bulunmuş, Cumhurbaşkanı’nın aile üyeleri ile yaptığı konuşmalar dinlenmiş
ve bu dinleme kayıtlarıyla ülkede internet darbesi yapılmaya
çalışılmıştır.
Bu kadarı bile oldukça vahim olmakla birlikte bunlar buz
dağının sadece görünen kısmıdır. Muhtemelen gerçekten çok kötü haltlar yeyip te
şantaj yapılan ve bu haltlar ortaya çıkmasın diye karşılığında bir şeyler verenler
de olmuştur. Bu kişiler yaptıkları işbirliği sayesinde kumpas davalarında
yargılanmaktan kurtuldukları için belki de hala devletin önemli mevkilerinde
çalışmaktadırlar. Muhtemelen istendiğinde istenen bilgileri sızdırmaya hala
devam etmektedirler. Bu şekilde elde
edilen ancak henüz kullanılmayan bazı bilgiler, gelecekte en uygun yer ve
zamanda kullanılmak üzere birilerinin kilitli kasalarında açığa çıkacağı günü
bekliyor olabilir.
Uzun lafın kısası düşmanlarımız, içerdeki işbirlikçilerle
birlikte her türlü bilgiyi toplamış ve bu bilgiyi kullanarak Silahlı Kuvvetler
başta olmak üzere önemli devlet kurumlarını ve siyasi partileri kendi
istedikleri gibi dizayn etmeyi başarmıştır. Muhtemelen bu bilgileri toplamaya
bu gün de devam etmektedirler. Gerçi bu odaklar acı tecrübeler sonucunda alınan
tedbirlerle büyük oranda etkisiz hale getirilmiştir ama artık orduya, devlete
ve siyasete verdikleri zararı telafi etmek mümkün değildir.
Bu kadar acı ve sıkıntının ardından umuyorum ilgili makamlar
bu konuda gerekli tedbirleri alıyorlardır. Yoksa yarın bazı odakların, dün ve
bugün edindikleri tecrübelerle çok daha yoğun bir şekilde uygulayacağı yeni bir
bilgi harbine maruz kalırsak bu ülkenin bunun altından kalması çok güç
olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder