.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

2 Kasım 2024 Cumartesi

Hayat gerçekten pahalı be kardeşim.

 Bu gün sabah evden çıktım.

Bir banka bana sormadan BES hesabı açmış.

Banka şubesine gidip bu da nereden çıktı dedim.

Biz bilmeyiz, BES'çiler bilir deyip bir numara verdiler.

Numarayı arayıp bir sürü uğraştım.

Sonunda BES hesabını iptal ettirdim.

O sırada bir arkadaşım aradı.

Nerede olduğumu sordu.

Söyledim.

"Oralarda oyalan, geliyorum." dedi.

Ağırlıklı olarak orta gelirli insanların yaşadığı bir semtin mütevazi bir kafesine oturdum.

Bir çay söyledim.

Arkadaşın gelmesi uzadı, bir çay daha söyledim.

Arkadaş telefon edip geldiğini söyleyince hesabı istedim.

İki küçük çay 40 liraymış.

Kızılay'da olsa daha pahalı olurdu.

Panora'da filan ise daha da pahalı.

Ama burada da çok ucuz değil.

Buradaki insanların gelir düzeyi de çay fiyatı gibi normalden daha düşük.

Arkadaşın yanına gittik.

Ayrancı'ya indik.

Bir kafeye oturduk.

Oradaki küçük çay fiyatı 30 liraydı.

İnsan bu duruma şaşırıyor.

Aynı şehirde her yerde aynı çaya farklı bir fiyat biçiyorlar.

Çay dediğin de dünyanın en maliyetsiz içeceği.

Su ve bir tutam çaydan onlarca bardak çıkıyor.

Ama en ucuz yerde 20 lira.

Oradan Kızılay'a indim.

Birkaç yere uğradıktan sonra Tunalı'ya çıktım.

Arkadaşlarla buluşacaktık ama buluşma saatine daha çok vardı.

Bir yere oturup kahve aldım.

Karton kutuda.

Fiyat 70 lira.

Bardağın boyutuna göre fiyat değişiyor.

Şimdi birileri çıkıp "Niye kafede içiyorsun? Oturup evinde iç." derse bildiğim en ağır küfürü ederim.

Çünkü böyle konuşanlara hep aynısını yapıyorum.

Ben eskiden beri kafelerde çay veya kahve içerdim.

Aldığım maaşa göre fiyatların hiç bu kadar yüksek olduğunu hatırlamıyorum.

Eskiden içebiliyorken şimdi neden çoğu insanın içemediğini sorguluyorum sadece.

Netse....

Buluşma saati gelince kafeden kalkıp buluşacağımız lokantaya gittim.

Arkadaşlarla oturup yedik, içtik.

Kişi başı ödediğimiz hesabı söylemeyeceğim.

Ama ucuz değildi.

Akşam eve arkadaş bıraktı.

Taksiye, dolmuşa veya otobüse ücret ödemedim.

Eve gelince gün boyunca harcadığım parayı hesapladım.

Aylık maaşımın yüzde 3'ü civarındaydı.

Bir ayda 30 gün olduğu hesabıyla bile benim her gün dışarı çıkmam mümkün görünmüyor.

Çünkü daha evin yiyecek ve içecek giderleri var.

Çocukların okul masrafları var.

Telefon, internet, elektrik, doğalgaz ücretleri var.

Var oğlu var.

Artık lüks tüketim imkanı yok.

Hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz sadece.

Tüketim malzemelerinin fiyatı her gün artıyor.

Ama enflasyon TUİK'te nedense düşük çıkıyor.

Böylece maaşlara zam çok az yapılıyor.

Bir de benim gibi emekliyseniz haliniz harap.

Çünkü emekliye memur kadar bile zam yapılmıyor.

Emekli maaşlarının çalışan maaşına oranı iyice azaldı.

Ama maliye bakanına bakarsanız, enflasyon düşüyor.

Ekonomi toparlanıyor.

Ama sayın bakanın dikkatten kaçırdığı bir şey var.

Ekonomi toparlanırken, vatandaş dağılıyor.

Fakirleşiyor.

Tüketemiyor.

Fiyatlar da artıyor maalesef.

Size nasıl görünüyor bilmem ama hayat gerçekten çok pahalı be kardeşim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder