Herkes bir süredir Ukrayna savaşının yayılıp yayılmayacağını veya bir nükleer savaşa evrilip evrilmeyeceğini tartışıyordu.
İsrail önce Gazze'ye sonra da Lübnan ve İran'a saldırınca bu sefer de bu savaşın yayılabileceği ve genel bir savaşa dönüşebileceği dillendirilmeye başlandı.
Ama hiçbiri olmadı.
İnsanoğlu dünya üzerinde var olduğu ilk günden beri gerek diğer canlılara gerek kendi türüne karşı şiddet uygulamaktadır.
Bu şiddet organize hale gelip savaş kavramını doğurmuş ve savaşlar 1. ve 2. Dünya Savaşlarında olduğu gibi küresel ve kalıcı yıkımlara sebep olmuştur.
Fakat savaşlar, küresel bir sürekli yıkıma sebep olmadan her zaman sona ermekte ve barış yapıldıktan sonra hızla ortaya çıkan yaralar sarılmaktadır.
Halbuki bazı sorunlar hem birden bire ortaya çıkmamakta hem de kısa sürede etkileri ortadan kaldırılamamaktadır.
Bunlar küresel çapta yıkımlara sebep olmakta ve hayat durma noktasına kadar yaklaşabilmektedir.
Örneğin göktaşı çarpması sebebiyle dinazorlar başta olmak üzere birçok canlı türü kısa sürede topluca yok olmuş ve dünyanın normale dönmesi çok uzun sürmüştür.
Korana gibi salgınlar da tarih boyunca onlarca yıl süren felaketlere ve toplu ölümlere sebep olmuştur.
Ama kimsenin çok dillendirmediği bir felaket daha vardır.
Bu felaket küresel iklim değişikliğidir.
Dünya daha önce en az bir defa kar topuna dönüşmüş ve canlı türlerinin çoğu yok olmuştur.
Öte yandan daha az etkili olan küresel ısınma ve soğuma dönemleri de yaşanmıştır.
Bu ihtimal, şu anda karşılaşabileceğimiz en büyük tehdit konumundadır.
Bir süredir bilim adamları küresel ısınma ve muhtemel sonuçlarından bahsetmektedir.
Ne yazık ki bu uyarıları başta siyasiler olmak üzere hiç kimse dikkate almamaktadır.
Halbuki küresel ısınma bir süredir etkilerini göstermeye başlamıştır.
Dünyanın birçok yerinde sel felaketleri yaşanmaktadır.
Kabeyi bile aşırı yağış yüzünden sel basmıştır.
En son gördüğümüz felaket İspanya'da yaşanmıştır.
Televizyonlardaki görüntüler adeta küçük bir Nuh tufanı yaşandığını göstermektedir.
Bu durum, bizim başımıza da gelebilir.
Zaten depremler yüzünden ve bu depremlerden ders almayan siyasetçilerimiz ve halkımız yüzünde belli aralıklarla büyük yıkımlar yaşamaktayız.
Bu yıkımlar sadece ölümlere ve yıkımlara değil ülke ekonomisi de dahil hemen her şeye olumsuz etkiler yaratmaktadır.
Bir de olası sel felaketi senaryolarını düşündükçe, ülkemizin geleceği konusunda endişe etmemek imkansızdır.
Siyasi irade bu durumu mutlaka dikkate almalı ve şimdiden felaketin etkilerini azaltıcı tedbirler almalıdır.
Olan olup ölen öldükten sonra yapılacakların hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
Benden söylemesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder