"Alfabe değişikliği yüzünden, dedelerimizin mezar taşlarını okuyamıyoruz." sözünü duymayan yoktur.
Bu söz, Arap alfabesi yerine Latin Alfabesi kökenli yeni Türk alfabesinin kabul edilmesine karşı olanlar tarafından söyleniyor.
Bu konu çok tartışıldığından, konu hakkında herhangi bir şey söylemeyeceğim.
Aslında söylenen söz doğru.
Ama Arap alfabesini bıraktığımız için değil kullandığımız için doğru.
Keşke hiç kullanmasaydık.
Değiştirmek zorunda da kalmazdık.
Biz tarih boyunca bir sürü alfabe değiştirmişiz.
Göktürk alfabesi diye bilinen kendi alfabemizi bırakıp Arap, Kiril, Latin alfabelerini almışız.
Bu hatayı ilk yapan atalarımız bizi bu yola sürüklemiş.
Gül gibi kendi alfabemiz varken, Müslümanlığı dil ve alfabe ile bir zannedip Arap alfabesini alan atalarımız, tarihimizden kopmamıza sebep olmuş.
Yani Alfabe konusundaki ilk hata burada yapılmış.
Kiril alfabesi Rusların dayatması ama Latin alfabesi bu hatanın doğrudan veya dolaylı bir sonucu.
Bunun sonucunda atalarımızın mezar taşlarını okuyamaz hale gelmişiz.
Yalnız, yanlış anlamayın.
Okuyamadıklarımız Müslüman olduktan sonraki atalarımızın mezar taşlarını değil.
O dönemde yazılan mezar taşlarını, bu gün okuyabilen binlerce insan var.
Hatta Latin alfabesine geçmeden önce, Arap alfabesini kullandığımız dönemde mezar taşlarını okuyabilen insan sayısından çok daha fazla insan var bu gün.
Okuyamadığımız mezar taşları, kendi alfabemizle yazılan mezar taşları.
Örneğin 2. Göktürk İmparatorluğu'nun baş veziri Bilge Tonyukuk, ölmeden önce kendisi için bir anıt mezar ve mezar taşı yaptırmış.
O öldükten sonra bu taş anıt mezarına dikilmiş.
Onun damadı ve 2. Göktürk İmparatorluğu'nun en büyük hakanlarından olan Bilge Kağan, kayın pederinin örneğini takip ederek kardeşi Kültigin ölünce ona bir anıt mezar yaptırmış ve bu anıt mezara bir taş diktirerek kardeşinin hayat hikayesini yazdırmış.
Bilge Kağan öldüğünde de oğlu onun için benzer bir anıt mezar yaptırıp mezar taşı diktirmiş.
Bu taşlardan 1300'lü yıllarda Moğollara ait eserlerde bahsedilmiş ama taşlar dünya çapında ilk defa 1721 yılında fark edilmiş.
Bu taşların üzerinde yazılan alfabe bilinmediğinden okunması 1800'lerin sonunda gerçekleşmiş.
Ama atalarımızın mezar taşlarını okuyan Türkler değildir.
Maalesef değildir.
Bu konu hakkında Rus, Fin ve Danimarkalı bilim adamları çalışmıştır.
Yazıları ilk defa çözen ve okuyan, Danimarkalı dil bilimci Vilhelm Thomsen olmuştur.
Biz kendi alfabemizi bırakıp Arap alfabesini alınca kendi dedelerimizin mezar taşlarını okuyamamış, bu taşlarda ne yazdığını bir yabancıdan öğrenmişiz.
Türklerin yaptığı en büyük hata, kendi alfabelerini bırakıp Arap alfabesini kullanmaya başlamaları olmuştur.
Üstelik Arap alfabesi, Türkçe'ye hiç de uygun olmayan bir alfabedir.
Bu sebeple, değiştirilmesi ve yerine Latin alfabesinin kullanılması konusu daha Osmanlı döneminde tartışılmaya başlanmıştır.
Muhtemelen "neden Latin alfabesi yerine Göktürk alfabesi almayı akıl etmemişler" diye düşünüyorsunuzdur.
Çünkü bu alfabe kullanılmadığından unutulmuş ve terk ettiğimiz haliyle taşlarda kalmıştır.
Eğer Arap alfabesini almamış olsaydık, o alfabe tarihi süreç içinde daha da gelişecek ve tüm Türk topluluklarının ortak alfabesi olacaktı.
Herkes de bu yazıyı, dolayısıyla, atalarımızın mezar taşlarını okuyabilecekti.
Arap alfabesini almak, Türk dili ve kültürü açısından çok büyük bir hata olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder