Bir zamanlar bir arkadaşım vardı.
Sabah aksam borsayı
takip eder ve hisse senetlerine yatırım yapardı.
Bir zaman geldi, ülkemizde
her 10 yılda bir tekrar eden ekonomik krizlerden biri başladı.
Borsa hızla çöktü.
Hisse senetleri her
gün değer kaybediyordu.
Arkadaşımın çok para
kaybettiğini ve üzgün olduğunu zannediyordum.
Bir gün kendisini
görünce; "Ya, borsa da çöktü. Şimdi sen çok zarar etmişsindir. Gel sana
bir şeyler ısmarlayayım. Biraz sohbet ederiz. Rahatlarsın." dedim.
Kahkaha atarak güldü.
"Sen gene ısmarla
ama zarar etmedim hatta çok kar ettim." dedi.
"Ama nasıl olur?
Borsa çöktü. Her gün de daha kötüye gidiyor." diye itiraz ettim.
"Borsa
yükselişteyken herkes kazanır ama düşerken herkes batmaz. İşi bilen ve kafası
çalışanlar kazanmaya devam eder. Hem de eskiye göre daha çok kazanır. Mesela
ben, borsanın çökme işaretleri ortaya çıkar çıkmaz kâğıtların çoğunu sattım.
Sonra dibe vuran hisselerden tekrar satın almaya başladım. Hala da alıyorum.
Eskiden su kadar kâğıdım vardı şimdi neredeyse üç kat fazla kâğıdım var. Üç beş
aya kalmaz bu kriz etkisini kaybetmeye başlar. Kâğıtlar tekrar yükselir. En
fazla bir yıl içinde paramı üçe katlamış olurum." dedi.
Çok şaşırdım.
Ben onun parasını
kaybettiğini zannederken o parasını katlamanın derdindeymiş.
Hemen kendimi
topladım.
"Madem
kazanıyorsun, o zaman hesabi sen öde" dedim.
"Olmaz, sen ısmarladın,
sen ödeyeceksin." Diye itiraz etti.
Mecburen ödedim.
Ona üzülürken, kaybeden
ben oldum.
Ama şunu anladım:
“Bazen isler ters
gidebilir.
Oturup ağlamak yerine dezavantajı
avantaja yani krizi kazanca nasıl çeviririm diye düşünmek lazım.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder