" 12 Eylül 1979 ile darbenin gerçekleştirildiği 12 Eylül 1980 tarihleri arasındaki bir yılda Türkiye'de 7 bin 10 silahlı saldırı ve çatışma meydana gelmiş. Bu olaylarda 2 bin 812 kişi ölmüş.
1970-1980 yılları arasında siyasi çatışmalarda ölenlerin sayısı ise çok daha fazla.
12 Eylül darbesi sonrası; resmî rakamlara göre 650.000 kişi gözaltına alınmış, 230.000 kişi yargılanmış, 171'i cezaevinde olmak üzere yaklaşık 300 kişi hayatını kaybetmiş. 48 kişi (24 adli suçlu, 15 sol, 8 sağ, 1 ASALA militanı) de idam edilmiş.
1983 yılında seçim yapılıp yönetim siyasetçilere devredilmiş. Daha bir sene geçmeden bu sefer de PKK saldırıları başlamış. PKK 1984 ile 2020 yılları arasında polis, asker, korucu gibi güvenlik görevlisi olan 8 bin 128 insanımızı şehit etmiş.
Bu 36 yıl içinde toplam 24 bin 837 kamu güvenlik görevlisi de yaralanmış. Ayrıca, 5 bin 700 sivil ölmüş ve 11 bin 347 sivil yaralanmış. PKK terör örgütünden ise toplam 43 bin 19 terörist çatışmalarda öldürülmüş.
Örgütün çeşitli bahanelerle infaz ettiği ve kamuoyuna yansımadığı için kaç kişi olduklarını kesin olarak tespit etmek mümkün olmayan militanları da hesaba katacak olursak neredeyse 50 bin terörist ölmüş.
1970 yılından beri ülkemizde çatışma, anarşi ve terör ortamı yaşanmış. Aktörler zamana göre değişse de değişmeyen tek şey sürekli olarak insanların ölmesi olmuş. Ölenlerin alt sınıflardan gariban insanlar olduğunu söylememe sanırım gerek yok.
Zaten bu eski bir geleneğimizdir. Zenginlere ve siyasetçilere hiçbir zaman bir şey olmaz. Şarkısı bile var: "Zenginimiz bedel verir, Askerimiz fakirdendir." Terör örgütlerinden ölen insanların durumu da farklı değil.
Biz birbirimizi öldürürken, sorunlarını çözen Avrupa, Rusya, Çin vb. ülkeler zenginleşmiş. Biz ise birbirimizi öldürmekle enerjimizi boşa harcamışız.
Artık aklımızı başımıza almanın zamanı gelmedi mi?
Geçmişe ve geçmişin hastalıklarının yarattığı travmalara takılıp kalmak yerine ileriye bakmakta ve ona göre davranmakta fayda var diye düşünüyorum."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder