Bir zamanlar Fransa'da üç kişi idama mahkûm olur.
Bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçidir.
İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır.
Başını giyotinin altına yerleştirir.
Cellat sorar:
"Son sözün nedir?"
Papaz:
"Ben Tanrı'ya inanıyorum, O beni kurtaracaktır."
Bunun üzerine giyotin ile idam işlemi başlar.
Fakat giyotin, papazın boynuna birkaç santim kala durur.
Bunu gören insanlar heyecanla bağırırlar:
"Onu serbest bırakın. Tanrı sözünü söylemiş ve onu korumuştur."
Bunun üzerine papazı idam etmekten vazgeçilir.
Sıra hâkime gelir.
Ona da aynı soruyu sorarlar:
–"Söylemek istediğin bir şey var mı?"?
Hakim:
"Ben papaz gibi Tanrı'ya inanmıyorum. Ama adalete güveniyorum."
Bunun üzerine giyotin ile idam işlemi başlar.
Fakat giyotin, hakimin boynuna birkaç santim kala durur.
Bunu gören insanlar heyecanla bağırırlar:
"Onu serbest bırakın. Adalet sözünü söylemiş ve onu korumuştur."
Bunun üzerine hakimi idam etmekten vazgeçilir.
Sıra fizikçiye gelir.
Ona da son sözünü sorarlar.
Fizikçi:
"Ben ne Tanrı'ya inanan bir papazım, ne de adalete güvenen bir hâkim..
Bildiğim tek şey şudur:
Giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor."
Görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler.
Düğümü açarlar ve giyotin ile idam işlemini başlatırlar.
Sorun çözüldüğü için giyotin hızla inerek fizikçinin başını bedeninden koparır.
Toplumda gerçekleri söylemenin acı sonuçları olabilir!..
Gerçeği söylemeye cesareti olanlar, bedel ödemeyi göze almalıdır..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder