.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

15 Kasım 2017 Çarşamba

Ankara'nın Kaldırımları.





 Ankara'da yaşayan hemen herkes bir yıldır İ. Melih'in belediye başkanı olduğu Ankara Büyükşehir Belediyesinin büyük bir hizmet hamlesiyle her yerde kaldırımları yenilediğini görmüştür.

Bu kaldırım inşaatı nihayet bizim sokağa kadar geldi. Kaldırımı döşeyen işçiler ve iş makineleri her sıradan Türk vatandaşı gibi benim de ilgimi çekti ve ne yaptıklarını daha yakından görmek için yanlarına gidip biraz seyrettim.
İ. Melih'i hiç sevmedim ve hala sevmem ama bu kaldırım olayında hakkını vermek lazım. Bir defa her yerde görme engelli vatandaşlarımız da düşünülerek onların yürüyebileceği sarı tırtıklı taşlar döşenmiş.

Öte yandan döşenen diğer taşlar o kadar büyük ve kalın ki çok uzun bir süre
kırılmadan dayanacakları kesin gibi görünüyor. Ayrıca iki tonlu dama deseni de güzel bir görüntü oluşturuyor. Tek çekincem, taşların yüzeylerinin tırtıklı olmaması. Muhtemelen Ankara'nın kışında buz tutan kaldırımlarda, özellikle de yokuş yerlerde, birçok insan kayıp düşecek ve bir yerlerini incitecektir. Keşke bunu da düşünselerdi de taş yüzeyini ona göre yapsalardı.

Ama neyse.

Bu kadarı bile güzel.

Kaldırım inşaatı için her şeye rağmen olabildiğince iyi düşünülmüş ve iyi planlanmış bir proje diyebiliriz.

Ama memleketimizdeki her iyi düşünülmüş proje gibi bu projenin de uygulama aşaması tam bir rezalet.

Neden mi rezalet?

Anlatayım.


Öncelikle kaldırım döşeyen ekip yoldaki asfaltı doğru dürüst ölçmeden kesiyor ve kaldırım döşendikten sonra sağ taraftaki resimlerde de görüldüğü gibi asfaltın kenarı yarıklarla ve çukurlarla dolu bir şekilde bırakılıyor.

Evet bırakılıyor diyorum çünkü bu resimler bitmiş bir kaldırım inşaatından çekilmiş resimler.

Kaldırımı döşeyenler bu çukurları çimento veya asfaltla kapatmıyor. Belediye de bu çukurları tamir etmiyor. Bu çukurlar oldukça keskin kenarlara sahip olduğu için arabaların lastiğin yarılmasına ve kazalara sebep olabilir. Öte yandan çukurlar tam bir ayak (benim ayağıma göre ölçtüm) genişliğinde ve aceleyle yürüyen biri ayağı sıkıştırarak düşüp yaralanabilir.<


 Kaldırım inşaatı ile ilgili tek sorun bu değil. Kaldırım da itinasız ve düşüncesiz bir şekilde yarım yamalak döşeniyor. Mesela sağ taraftaki resimde görünen Türk Telekom Kablo hattının demir kapağı, görme engelliler için döşenen sarı çizgiyi kesecek şekilde bırakılmış. Ayrıca bu resimdeki demir çit boyunca bordür taşı döşenmesine rağmen çitin devrildiği bu bölgeye bordür konulmamış.





Yine sağdaki resimde görüldüğü gibi görme engelliler için döşenen sarı taşların tam ortasına bir demir kapat denk getirilmiş.
 Ama esas rezalet sağdaki demir kapakta görülüyor. Üzerine basan ağır bir kişiyi kaldıramayacak kadar zayıf olan bu demir kapak, tam görme engelliler için döşenen sarı çizginin ortasına hizalanmış. Sanki görme engelli vatandaşlarımız düşüp yaralansınlar diye tuzak kurmuşlar. Ayrıca bu kapağın bir tarafı yer seviyesinden dört parmak kadar yüksek. Bu sebeple sadece görme engelliler için değil aceleyle bir yere yetişmeye çalışan diğer insanların da ayağının takılıp düşebileceği şekilde ayarlanmış gibi.



Ben iki yıl kadar lojistik şube müdürlüğü yaptım. Dolayısıyla inşaat vb. ihalelerinin nasıl yapıldığını biraz biliyorum. Bütün ihalelerde yapılacak işin niteliğini belirten bir şartname vardır. Teklifler bu şartnameye göre verilir ve ihaleyi kazanan firma da işi bu şartnameye göre yapar. İhale tamamlanınca, yapılan inşaat bir heyet tarafından bu şartnameye göre kontrol edilir ve varsa eksikler tamamlanması için ilgili firmaya  bildirilir. Firma bu eksikleri tamamlamadan parasını alamaz.

Acaba belediyelerde bu iş farklı mı oluyor?

Farklı olmuyorsa neden böyle oluyor?

Denetleme ekibi mi gönderilmiyor, yoksa gönderilen ekip mi yapılan işi doğru dürüst denetlemiyor?

Ve en önemli soru da şu:

Bu işi yapan firma bu kadar kalitesiz ve özensiz bir iş yaptığı halde nasıl parasını alabiliyor?


Saygılar sunarım.

Mehmet Çanlı

15.11.2017.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder