.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

29 Ekim 2017 Pazar

Fetöcüler herkesi fişlemişler: Siz hangi kategoriye giriyorsunuz?


    Fetö davalarında verilen ifadelerden artık bazı şeyler çok daha açık bir şekilde ortaya çıkmaya başladı. Mesela, Fetöcüler Milli Ordu'ya hükümetle birlikte kumpas kurdukları dönemde, silahlı kuvvetler insanları fişliyor diye bas bas bağırıyor ve hükümet, basın, liboşlar, büyük-orta-küçük dönekler, PKK'lılar ve daha ne menem tip varsa onların arkasında koro halinde bunu bir nakarat gibi tekrarlıyordu ya, meğerse Fetöcüler herkesi fişliyorlarmış.
    Fişledikleri insanlar öncelikle devlet bürokrasisinde (askeri ve sivil) çalışanlarmış. Özellikle Silahlı Kuvvetler, Polis, Jandarma ve Adalet Bakanlığı'nda herkesi fişlemişler. Fakat bununla da yetinmiyorlarmış. İş adamlarını, dernekleri, tarikatları, siyasi parti mensuplarını ve neredeyse bütün türkiye'yi kategorilere göre sınıflandırarak fişliyorlarmış.
   Bu fişlemede insanları dört kategoriye ayırıyorlarmış. Bunlar:
   1. Hizmet edenler, yani çekirdekten yetişme Fetöcüler.
   2. Hizmete hizmet edenler, yani çekirdekten Fetöcü olmayıp ta sonradan cemaate katılanlar yada cemaata katılmasalar bile gerek şahsi ikbal, gerekse başka sebeplerle Fetöcülerle doğrudan işbirliği yapanlar.
   3. Hizmete karşı olanlar.
   4. Hizmete sessiz ve tepkisiz kalanlar.

Bu sınıflandırmaya göre Fetöcüler, devlet kademelerinde eğer bir mevki için kendi personeli varsa  tayin ve terfilerde öncelikle onu terfi ettiriyorlarmış.
Eğer böyle bir kişi yoksa (Mesela Orgeneralliğe yükselecek Korgeneraller arasında Fetöcü hiç kimse yoksa) o zaman Hizmete Hizmet edenlerden birini terfi ettiriyorlarmış.
Eğer terfi edecekler arasında hizmet edenlerden de hiç kimse yoksa, o zaman hizmete sessiz kalanları terfi ettiriyorlarmış.
Hizmete Karşı olanları ise; kumpaslar, imzasız mektuplar ve internet üzerinden karalamalarla  saf dışı etmeye çalışıyorlarmış.

Bu süreçte devlet kademelerinin hükümet eliyle Fetöcülere teslim edildiğini ve gücün onlarda olduğunu gören Süleymancılar, Kurdoğlu Grubu, Menzilciler ve İstanbul'daki bazı dini gruplar gibi birçok tarikat ve cemaat Fetö'ye yaklaşarak onlarla işbirliği içine girmiş.
Özellikle Jandarma'da, Fetö kadroları terfi edeceklerin tamamını doldurmaya yetmediği için Fetöcüler boşta kalan kadroları daha çok diğer tarikatlara veriyorlarmış.
Mesela; 4 albay terfi edecekse ve Fetö'nün terfi sırasında iki albayı varsa geriye kalan 2 general kadrosuna hizmete hizmet edenlerden öncelikle diğer tarikatlara mensup olanlar terfi ettiriliyormuş.

Fakat hükümet ve Fetö arasında kavga başlayınca hizmete hizmet edenlerden ve FETÖ haricinde bir tarikata mensup olanlardan bazıları Fetö'den koparak hükümete yanaşmışlar.
Ancak bunların tamamı Fetö ile irtibatlarını kesmemişler.
15 Temmuz akşamı bu gruplar ve kişiler saat 20.00 ila 23.00 arasında olayları yakından takip ederek darbe girişiminin başarılı olup olamayacağını anlamaya çalışmışlar.
Eğer darbe başarılı olursa darbecilerin yanına katılacaklarmış.
En çok merak ettikleri ise, AKP'ye oy vermeyen kesimlerin sokağa çıkıp darbeyi destekleyip desteklemeyecekleriymiş.
Saat 23.00'da artık halkın tamamının darbeye karşı veya en azından tarafsız olduğuna ve darbenin başarısız olacağına karar vermişler.
Bunun üzerine darbecilere hücum etmeye ve sanki darbe karşıtıymışlar gibi herkesten fazla bağırmaya başlamışlar.
Bu hesapları da tutmuş.
Ertesi gün darbeye kim en çok karşı çıktı diye bakılınca bunlar ön plana çıkmış ve hükümet o yıl kimin terfi ettirileceğine bu kişilerin verdikleri listeye göre karar vermiş.
Bu sebeple terfi edenlerin önemli bir kısmı hizmete hizmet edenlerden olan tarikatların mensuplarından seçilmiş.
Bu özellikle jandarmada en üst seviyedeymiş.

Fakat Bylock olayı ve itirafçıların ifadeleri ortaya çıktıkça bu durum fark edilmeye başlanmış.
Bunun üzerine Genelkurmay Başkanı 13 generalle tek tek görüşerek, Fetö ile ilişkilerinin tespit edildiğini, bu sebeple sessiz sedasız istifa etmelerini, aksi takdirde mahkemeye verilerek tutuklanacaklarını söylemiş.
Bunun ardından darbeden sonra terfi eden 13 general istifa etmiş veya emekli edilmiş.

Bu konuyu öğrenince benim kafamdaki soru işaretlerinden biri de ortadan kalkmış oldu.
Çünkü daha önce çalıştığım bir yerde, Fetöcü olduğunu kesin olarak bildiğim bir kişi ile aşırı samimi olan ve rütbesi ondan yüksek olmasına rağmen sanki daha düşükmüş gibi davranan birisi darbe sonrasında terfi ettirilince çok şaşırmıştım.
O samimi olduğu Fetöcü ise darbecilikten içeri atılmıştı.
Sonradan öğrendim ki bu şahıs, hizmete hizmet eden kategorisinden biri ve tespit edilen 13 generalden biriymiş.

Bu konuda daha birçok şey öğrenme imkanım oldu ancak konuyu fazla dağıtmamak için başlıktaki sorunun cevabına geçelim.

Şimdi kimler devleti ele geçiriyor?

Fetöcülerin, yani hizmet edenlerin çoğunun (hepsinin olmadığını hayretle duyuyorum) hapse atıldığını veya açığa alındığını düşününce geriye diğer üç kategorideki kişiler kalmış.

Hizmete karşı olanların büyük bir kısmı kumpas süreçlerinde sistem dışına atıldığından bürokraside bu grup tamamen yok olmasa da oldukça zayıfmış.

Hizmete sessiz kalanlar ise çok fazla terfi edemeseler de bu kategorideki çok sayıda kişi hala görevine devam ediyormuş.

Hizmete hizmet edenlerden tarikat veya dini grup bağlantısı olmayanların çoğu daha önceden taraf değiştirmiş olsa da bazıları darbe süreci ve sonrasında sistem dışına çıkarılmış.

Bu sebeple şu anda bürokrasi, Fetöcüler hariç meydanın kendilerine kaldığını gören diğer tarikatların hakimiyetine geçmiş.

Duyduğum dedikodulara göre bu tarikatlar arasında bir ganimet kavgası bile başlamış.

Bu kavga özellikle iç işleri bakanlığında yoğunmuş.

Hatta bu kavgadan rahatsız olan ve kendisi de İstanbul'daki bir dini gruba bağlı olan iç işleri bakanı, yeni kadrolar açarak bu kavgayı bitirmeye çalışıyormuş. Böylece tarikatlar arasında bir anlaşmaya varılarak kadrolar paylaşılmış.

Fakat bu durumun farkında olan Cumhurbaşkanı bundan çok rahatsızmış.

Bu yıl orduda ve jandarmada yapılan terfilerde de bu konu sorun olmuş.

İç işleri bakanı bir kişiyi en etkili bir konuma getirebilmek için Cumhurbaşkanı ile defalarca görüşmüş ama o, terfi ettirilen kişinin fetö bağlantısı olduğunu bildiğinden her seferinde onu tersleyerek geri göndermiş.

Bu seneki terfilerde Genelkurmay Başkanı da çok titiz davranmış ve kumpas davalarında yargılandığı için Fetöcü olmadıkları kesin olanlar ile hakkında hiçbir olumsuz bilgi tespit edilmeyenler terfi ettirilmiş.

Saygılar sunarım.
Mehmet Çanlı
29-10-2017.

Not: Bu yazıyı beğendiyseniz alttaki butondan facebook, twitter, pinterest ve G+ tuşlarına basarak arkadaşlarınızla paylaşırsanız sevinirim. Teşekkürler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder