.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

30 Ekim 2017 Pazartesi

Sağlıklı kilo vermenin sırları.


     Meslek yaşamım boyunca sürekli fiziki olarak çalışmak ve formda kalmak için spor yapmak zorunda kaldığımdan çok fazla yemek yiyordum. Uzun süre böyle çok yemek yediğimden bu bende bir alışkanlık haline gelmişti. Hem çok yemek yiyor, hem de tatlı, hamurişi ve fındık-fıstık gibi çerezleri de çok tüketiyordum. Sürekli spor yaptığım için de kilo almıyordum.
     Fakat yaş ilerleyip te bazen bir süreliğine masa başı ve düzenli spor yapamayacağım işlere gönderildiğimde kilo almaya ve geri dönünce bu kiloları vermekte zorlanmaya başlamıştım. Doğal olarak herkezin yaptığı gibi ben de karbonhidrat rejimi, protein rejimi gibi bir sürü türü olan rejimleri takip ederek kilo vermeye çalışıyordum.
     Fakat emekli olmadan bir süre önce iki yıl boyunca hem çok yemek yediğim, hem de spor yapamadığım bir göreve atandım. Bu görev sırasında ömrüm boyunca ulaştığım en ağır kiloya geldim. İki yılın sonunda geri döndüğümde artık kilolarım yaptığım işte bana engel olmaya başlamıştı.
     Benim bu durumunu görenler muhtemelen fazla kilosu olan herkeze yaptıkları gibi bir sürü rejim ve kilo verme yöntemi önerdiler. O zaman Canan Karatay diyeti moda olduğundan en fazla bu diyet öneriliyordu. Fakat ben bunların hiç birine kulak asmadım. Çünkü diyetle verdiğim kiloları kısa sürede tekrar alıyor ve fazla kilo sorunu bende kronik bir rahatsızlık haline geliyordu. Üstelik bu rejim veya diyetlerin çoğu, bazı gıda maddelerini tüketmemeyi salık verdiğinden sağlıklı da değildi.
     Bu durumu bir doktor arkadaşımla konuştuktan sonra kendi diyet programımı kendim yaptım. Amacım sadece kilo vermek değil, aynı zamanda sağlıklı bir şekilde kilo vermek ve düştüğüm kiloyu sürekli muhafaza etmekti. Bunun üzerine oturup neden kilo aldığımı düşündüm. Gördüm ki ben normal insanların neredeyse iki katından fazla gıda tüketiyordum. Üstüne üstlük arada bir alkollü içki içiyordum. Bu da yetmezmiş gibi tatlıyı, çikolatayı, hamur işi yiyecekleri ve fındık fıstık gibi çerezleri çok fazla tüketiyordum.
     Hemen bir hesap yaptım. Yiyecek ve içecek tüketimimin sadece sağlığımı değil ekonomik durumumu da çökerttiğini anladım. Çünkü aylık harcamalarımın çoğu bunlara gidiyordu. Üstelik aşırı kilolarım yüzünden, işimin gereği olarak yapmak zorunda olduğum sportif faaliyetleri yaparken çok zorlanıyordum.
     Bu sebeple hemen kendime bir plan yaptım. Bu planı yaparken şunlara dikkat ettim. Öncelikle uygulayacağım zayıflama programı beni zorlamamalı ve üç beş gün sonra vazgeçecek kadar sıkı bir program olmamalıydı. Sonra, bu program benim sağlığımı bozmamalıydı. Ayrıca, hızlı kilo vererek cilt bozulmaları dahil vücutta sarkma gibi sorunlara sebep olmamalıydı. En önemlisi de yediğim hiçbir şeyden vazgeçmek zorunda kalmamalıydım.
     Buna göre yaptığım plan gereğince şu şekilde hareket etmeye karar verdim. Öncelikle her sabah yapmaya çalıştığım 5 kilometrelik sabah koşusunu bıraktım. Bunun yerine 1500 metrelik bir parkur tespit edip bu parkuru hafif bir şekilde koşarak veya hızlı yürüyerek her sabah tamamlamaya başladım. Koşu öncesinde tüm kaslarımı uzun bir süre gererek ısıtıyor, koşu sonrasında ise yine uzun bir süre esnetme hareketleri yapıyordum. Bunun ardından da spor salonuna girip küçük ağırlıklardan oluşan (10 kilo kadar) aletler seçerek her sabah bu aletlerdeki ağırlıklarla 10'a tekrar yaptım.
     Günlük mesai ve akşam saatlerinde de daha fazla hareket edecek şekilde bir plan yaptım. İş yerinde (eğer acelem yoksa) her yere yürüyerek gittim. Evde de evin bulunduğu yerden 500 metre mesafedeki her yere yürüyerek gittim. Eskisi gibi markete bir şey almaya arabayla gitmeyi (haftalık alışveriş hariç, çünkü malzeme ağır oluyor) bıraktım mesela.
     Öte yandan yemek durumunu da şöyle ayarladım. Ben her yemekte normal yemekten sonra ilave yemek alıyordum. Mesela bir kase çorba içtikten sonra genellikle bir veya yarım kase daha içiyor, büyük bir tabak doluşu yemek yedikten sonra da genellikle ilave yemek alıyordum. Her yemekten sonra da mutlaka tatlı yiyordum. Tabii ki o da normalden fazlaydı. Yemekte tatlı yoksa mutlaka çikolata alıp yiyordum. Akşam eve gidince yemekten sonra mutlaka pasta, kek, börek yiyor, ayrıca haftada en az yarım kilo fıstık ve yarım kilo fındık tüketiyordum.
     Bu rejimi yapmaya başlayınca uyguladığım ilk şey, tükettiğim ilave yiyecekleri yememeye başlamak oldu. Yani bir kase çorba içince ikincisini istemedim. Akşam; pasta, börek miktarını ve çerez miktarını yarıya indirdim ve en önemlisi de alkol almayı bıraktım. Bu uygulamaya 15 gün kadar devam ettim. Ne yalan söyleyeyim çok fazla kilo vermedim ama bu kadar yemek yemeye alıştım.
     15 gün sonra sabah sporunda yürüdüğüm/koştuğum mesafeyi 500 metre artırdım. Yemeklerde de her öğünde her çeşit yemekten son bir kaşığı yemeyip tabakta bıraktım. Mesela çorbayı tam bitirmeyip bir kaşık kadarını kasede bıraktım. Ekmeği bir dilim eksik yedim.
     İş yerinde her yere yürüyerek gitmeye devam ettim. Evin etrafında yürüyerek gidilecek yerlerin mesafesini de 250 metre artırdım. Sabah sporunda seçtiğim ağırlıkları değiştirmedim ama tekrar sayısını 10'dan 15'e çıkardım. Ayrıca yarım mekik ve tam mekik çekmeye başladım.
     Bu programa bir hafta devam edince görüm ki çok olmasa da biraz daha kilo vermiştim. Üstelik daha az yemeye alışmış ve rejim yaparken zorlanmamıştım. Sonraki hafta tabakta bıraktığım yemek miktarı 2 kaşığa çıkarken, tükettiğim tatlı, çerez ve hamur işi tekrar yarı yarıya azaldı. Koşu mesafesi 2500 metre, evden yürüyüş menzili ise 1000 metreye çıktı. Ağırlık ve şinav ve mekik tekrarlarını da 5 adet artırdım.
     Bundan sonraki hafta yemek tabaklarını değiştirdim. Evde üç boy ve ebatta tabak ve kase vardı. En büyük boy (benim kullandığım) tabak ve kaseleri kaldırdım ve yemekte orta boy olanları kullanmaya başladım. Bu, gözümün doyması açısından faydalı oldu. Çünkü aynı miktardaki yemek, küçük tağa konulduğunda sanki daha fazlaymış gibi görünüyordu. Öte yandan ben tabakta yemek bırakmak zorunda kalmadığımdan israf ta olmuyordu.
     Bir sonraki hafta tabakta tekrar bir kaşık bırakmaya başladım ve iki hafta sonra en küçük tabaklarla yemek yemeye başladım. Bu şekilde devam ettikçe yavaş fakat sıkıntısız ve istikrarlı bir şekilde kilo vermeye devam ettim.
     İdeal kiloma geldiğimi düşündüğümde de spordaki mesafe ve tekrar sayılarını sabitledim. Yemek miktarını da en son yediğim miktarda sabit tuttum. Bu sayede ne fiziksel bir görüntü bozukluğu, ne sağlık problemi ve ne de psikolojik bir baskı yaşamadan çok rahat bir şekilde kilo verdim.
     En önemlisi de yediğim yemek miktarını değiştirmedikçe bir daha kilo da almadım.
     Bu yöntemi size de tavsiye ederim.
     Bırakın birilerinin herkeste geçerli olduğunu iddia ettiği fabrikasyon rejim programlarını.
     Kendi programınızı kendiniz yapın.
     Ve kendinize uygun olarak yapın.

     Saygılar sunarım.
     Mehmet Çanlı
     30.10.2017.


Not: Bu yazıyı beğendiyseniz alttaki butondan facebook, twitter, pinterest ve G+ tuşlarına basarak arkadaşlarınızla paylaşırsanız sevinirim. Teşekkürler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder