.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

22 Mart 2015 Pazar

Seçimler yaklaşırken görünen gerçekler.

Seçimler yaklaşırken siyasi partilerde de bir hareketlenme başladı. Her partinin milletvekili aday adayları partilerine başvuru kuyruklarına girdiler. Bunlar he zaman olan olağan şeyler. Ancak olağan olmayan şeyler de var.
Bunlardan başında da Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ve hatta Türk tarihinde ilk defa bir cumhurbaşkanının anayasada bulunan zorunlu kuralları hiçe sayarak bir siyasi parti için oy istemek maksadıyla şehir şehir gezmeye başlaması geliyor.
Herkese hukuka uymak konusunda örnek olması gereken ve anayasaya göre devleti temsil eden bir kişi devletin başı olduğunu unutup hala kendini bir siyasi partinin başı zannetmesi ülkemiz için gerçekten üzülecek bir durum.
Peki neden böyle yapıyor?
Bunun cevabını vermek çok basit.
Çünkü ülkenin 92 yıllık anayasal düzenini değiştirerek ülke yönetimini başkanlık sistemine dönüştürmek  istiyor. Bunu da biraz daha ülkenin başında kalmak için yapıyor. Ama devletin siyasi sistemini sadece bunun için değiştirmek istemiyor. Ülkeyi federal bir sisteme götürüp Vahdettin'in isteyip te yapamadığı gibi güçlü bir yürütmenin başı olarak devleti istediği gibi idare etmek istiyor.
Peki, sürekli olarak bahsettiği %50 bunu yapmak için yeterli değil mi? Neden bu kadar cevval bir şekilde davranıyor. Hem de, adına oy istediği siyasi partinin resmi lideri bile henüz sahalara çıkmamışken....
Konunun özü şu:
Bu şahıs ve oy istediği siyasi partinin imkanları diğer partilere göre neredeyse sınırsız bir durumda. Bunlar klasik siyasetçiler gibi meydanda toplanan kalabalığa bakıp ta ne kadar oy alabileceklerine karar vermiyorlar. Modernite karşıtı söylemlerine rağmen çok modern yöntemler kullanıyorlar.
İşte bu yöntemleri kullanan bu şahıs (lar) yaptırdıkları gizli anketlerde ayaklarının altındaki zeminin hızla kaymakta olduğunu ve bu durumun giderek daha da hızlandığını gördüler. Her geçen gün anketlerde kendilerine verilecek oyların azaldığını tespit ettiler.
Peki bu oylar nereye gidiyor.
Bu oyları CHP'ye gitmediği kesin. Çünkü ülkemizde sağ partiye oy veren biri nadiren sol bir partiye dönebiliyor.
Görünen o ki, son açılım rezaleti ve onun sonuçları olarak ortaya çıkmaya devam eden katmerli rezaletlerden sonra oylar iki kanaldan hızla AKP dışına akıyor. Bunlardan birincisi HDP.
HDP'yi kendi elleriyle besleyip büyüttüklerinden ve bu partiye karşı manevra alanları azaldığından çok fazla bir şey yapamıyorlar. Yani HDP'ye giden oyları kısa sürede geri çevirmek mümkün değilmiş gibi görünüyor. Ayrıca bu partiye giden oylar toplam oya oranla çok büyük bir oran da teşkil etmiyor.
Oyların ikinci ve daha gür bir şekilde aktığı kanal ise MHP. Bunları esas tehlike ve rakip olarak gördükleri partı de bu parti. Şu anda MHP oylarının %22-23 bandına çıktığını gördüler ve çok büyük bir paniğe kapıldılar. Bunun da sebebini çok açık. Çünkü şu anda Türkiye'de AKP'ye oy vermekten vazgeçen bir seçmenin tek alternatifi MHP'dir.
Ayrıca MHP'nin savunduğu milliyetçi fikirler için son zamanlarda çok mümbit bir ortam da oluşmuştur.
Mesela, Cumhuriyet kurulalı beri ilk defa bir toprak kaybettik. Bahsettiğim toprak, 1921 yılının yoklukları içinde, o zamanın süper güçlerinden biri olan Fransa'ya karşı direnerek kazanılan eski bir Türk büyüğünün mezarı olan toprak parçası. Şimdi bu çakma Osmanlı torunlarının, dünya devleti; olduğumuzun, bazılarının da dünya lideri olduğu palavralarının bas bas bağırılarak ilan edildiği bir dönemde bir Türk toprağını terk etmelerinin hiç kimseyi inandırabilecek bir açıklaması yok. Bir kaptı kaçtı operasyonu ile adeta rezilane bir şekilde bu toprağımızın terk edilmesi ve mezarın (İnşallah sadece sandukayı almamışlardır ve sandukanın altındaki kemikleri de getirmişlerdir. Çünkü askerler kemiklerin toprakta olduğunu bilmiyor olabilir.) sınıra yakın bir yerde inşa edilen bir gecekonduya konulması hiç kimseye yutturulamayacak kadar büyük bir bir rezalettir. Hele de bazı zırhlı araçların arıza yaptığı gerekçesi ile orada bırakılması, üzerine tüy dikmekten başka bir anlama gelmiyor.
Şimdi insanlar şunu düşünmüyorlar mı sanıyorsunuz? Hani bir büyük devlet olacaktık? Yeniden Osmanlının mirasını diriltecek ve imparatorluk olacaktık? Dünya devleti filan hikayelerine ne oldu? Büyük devlet dediğin toprak alarak büyür, terk ederek değil....
Diğer bir husus ta PKK'nın hükumetin yardımıyla açılım adı altında kazandığı güçlü konumdur. Hatta buna güvenerek HDP parti olarak seçime girmeye karar vermiştir. Sizin yandaş basınınız istediği kadar 'ne büyük işler yaptığınızı, kansız bir şekilde PKK'yı bitirdiğinizi' filan yedi gün yirmi dört saat vaaz etsin. Ben bu Cuma (20 Mart 2015) devletin başkentindeki bir devlet üniversitesinde PKK yandaşlarının ''Biji Serok Apo'' diye naralar atarak savunmasız öğrencilere saldırdığını, terör örgütü liderinin resimlerini üniversiteye astığını ve buna ne üniversite yönetiminin ne de üniversite güvenliği veya polisin müdahale etmediğini gördüm.
Sadece bir parkta ağaçlar kesilmesin diye demokratik haklarını kullanan, ellerinde Türk bayrağı taşıyan insanlara binlerce polis tonlarca gaz atarken bu terörist örgüt yandaşlarına hiç kimsenin müdahale etmediğini ve hatta korunduklarını da gördüm. Şimdi siz çıkıp ta ''Kürt sorunu yok. En milliyetçi biziz. En yüksek sanal bayrağı televizyon reklamlarında bir gösterdik.'' gibi palavralar atsanız da artık pek inandırıcı olamıyorsunuz.
Üstelik yolsuzluklar, baskılar, sokak ortasında adam öldürmeler, ayakkabı kutuları, bakara-makara vb. gibi saymakla bitmeyecek rezillikler de cabası.Bu milleti salak yerine koyabileceğinizi düşünüyorsanız aldandığınızı görünce büyük hayal kırıklığı yaşayacağınızı şimdiden söyleyeyim.
Bu ülkede yaşayan insanların büyük bir çoğunluğu, hangi partiye oy veriyor olurlarsa olsunlar, milliyetçi bir duyguya sahiptirler. Şimdiye kadar; açılım, barış, duble yol  gibi masallarla insanları uyutmuş olsanız bile artık mızrak çuvala sığmıyor. Her türlü tek yanlı basın spekülasyonlarına rağmen artık insanlar size inanmamaya başladı. MHP'nin oyunun her geçen gün artması da bunun en açık göstergesi.
Hele bir de MHP, SP ve BBP ile işbirliği içinde seçime giderse işte o zaman külliyen yandınız. Bu ortaklık muhafazakar ve milliyetçi oyların büyük bir bölümünü çeker ve bırakın 400 milletvekili almayı iktidar olmanız bile hayal.
İşte bunları çok iyi bildiği için devletin başı, milliyetçi söylemlerle alel acele kendini yollara attı. İşte bunun için milliyetçi ve ulusalcı oyları kendine çekerek CHP ve MHP'yi zayıflatma ihtimali olan Vatan Partisi ile kesinlikle ağız dalaşına girmiyorlar, hatta paralellere karşı işbirliği yapacaklarını karşılıklı olarak söylüyorlar. Vatan Partisi'nin, Uzan'ın Genç Partisi gibi, kendi değirmenlerine su taşıdığını biliyorlar da ondan. Ama bunların hiç biri fayda etmeyecek gibi görünüyor. Normal şartlar altında her şey hükumetin aleyhine çalışıyor.
Ancak bunlar koltuğu çok sevdiler ve kolay kolay vereceklerini sanmıyorum. Onun için, bundan sonra her an gizli dinlemeler, kumpaslar ve daha başka birçok numaralar görürsek sakın şaşırmayın. Sadece şaşırmamak la kalmayıp bunlara inanmayın da.
Çünkü bu paralel muhabbetinde de olduğu gibi, bunları en iyi bildiği numara; ''Aaaaa! Cambaza bak!'' diye milletin dikkatini bir cambazın üstüne toplayıp o arada her türlü numarayı yapmaktan ibaret. Ha bir de kedilere dikkat. Elektrik trafolarına filan girmesinler sakın...

Saygılar sunarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder