.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

13 Ekim 2013 Pazar

Türkiye'deki Fethullah Gülen Cemaati Okulları Kime Hizmet Ediyor?


Hükümet, tartışmalı paketi açıkladıktan sonra herkes destek veya eleştiri mesajları içeren açıklamalarda bulundu. Bu arada, son moda cemaat demokrasisi (Cemaokrasi)  rejiminin gereği olarak meşhur cemaatimiz de açıklamalarda bulundu. Zaten artık devleti kendi kontrollerinde bir cihaz olarak gördüklerinden olsa gerek her devlet meselesinde açıklama yapmaktan hiçbir zaman geri duymuyorlar. Zaten bu açıklamalara alışan ve kendi yönünü çizmek için bir işaret bekleyen çevreler için bu açıklama gelmez veya gecikirse anormal gelmeye başladı.
Dedim ya, bayağı bir cemaokratik devlet olduk. Mesela genelkurmay başkanı artık askeri konularda bile fikrini söylemeye korkmakta (Örneğin askerliğin kısaltılması konusunda Genelkurmay ne dedi duyan veya anlayan var mı?), sivil idare nasıl uygun görürse, karar sivil idarecilerin kararı goygoyculuğu yapmakta ama kime hizmet ettiği belirsiz, resmi bir örgütlenme yapısı olmayan, vergi kaçırıyor mu, suç oluşturabilecek bir programı varmı belli olmayan ve kesinlikle hiçbir organ tarafından denetlenemeyen bir cemaat sanki devletin asıl ve tek sahipleri imiş gibi her devlet meselesinde açıklamalar yapmakta ve dahası bunlar büyük bir önemle ciddiye alınmaktadır.
 Nitekim cemaat yetkililerinden (ne konuda yetkili bilmiyorum ama Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı sıfatı ile tanınıyor) birisi bir gazeteciye yeni paket ile ilgili bazı hususlarda, özellikle de Kürtçe eğitim konusunda bazı demeçlerde bulunmuş ve bu gazete tarafından bu büyük bir olay olarak yansıtılmış.
Röprotajın bir kısmını değiştirmeden özet olarak aşağıda sunuyorum.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Uşak, Güneydoğu'daki Gülen cemaati okullarında mevzuat değişikliği ardından Kürtçe eğitim de verilmesi hakkında 'işin tabii seyri gereğidir' dedi.
Uşak, Hizmet Hareketi'nin yurt dışındaki okullarında yerel dilde de eğitim yaptığını hatırlattı ve "Türkiye'de de mevzuat değişikliği yapıldıktan sonra Kürtçe eğitim yapılması işin tabii seyri gereğidir" dedi.
Güneydoğu'da da pek çok okulu bünyesinde barındıran cemaatin "Kürtçe eğitimini bölgeye göre değil, talebe bağlı sağlacağını düşündüğünü" belirten Uşak, eğitimin sadece özel okullarla sınırlı kalmaması gerektiğinin altını çizerek "Türk vatandaşları ana dillerini nasıl öğreniyorsa Kürt vatandaşların da, Laz, Abaza, Çerkes vatandaşların da ana dillerini devletin finanse ettiği okullarda öğrenmesi sağlanmalı" dedi.
"Gülen cemaati, Kürtçe eğitim vermeye hazır mı?" sorusuna verdiği "Ben hazır olduğunu düşünüyorum, özel okullar hepsinden daha önce hazır" sözlerini hatırlattığımız Cemal Uşak, gelişmelere dair şöyle konuştu:
 "Ben bunu genel bir mantıkla ve muhakeme yürüterek söyledim. Irak Kürdistanı'nda Hizmet Hareketi'nin okullarında Kürtçe eğitim yapılıyor. Ayrıca, başka ülkelerdeki eğitim kurumlarında da söz konusu ülkelerin yerel dillerinde eğitim yapılmakta iken Türkiye'de de mevzuat değişikliği yapıldıktan sonra Kürtçe eğitim yapılması işin tabii seyri gereğidir, diye düşünüyorum."
 Kürtçe eğitim için Hizmet okullarında hazırlıkların başlayıp başlamadığını sorduğumuz Uşak, "şu an için hazırlıkların söz konusu olmadığını" belirtirken, gelişmelerin Başbakan Erdoğan'ın da açıkladığı üzere Bakanlar Kurulu'nun yapacağı düzenlemeye bağlı olduğunu söyledi.
 GYV Başkanı Mustafa Yeşil'in T24'e verdiği söyleşide dile getirdiği "İstanbul’da da Kürtçe dili tercihli yapılabilir" sözleri hatırlatılıp, cemaat bünyesindeki okullarda Kürtçe eğitimin Güneydoğu ile mi sınırlı kalacağını, yoksa talebe göre farklı şehir ve bölgelerde de verilip verilmeyeceğini sorusu üzerine Uşak, "Mantık, talep edilen her yerde bunun yapılabilmesini gerektirir. Dünyanın en büyük Kürt kenti İstanbul, burada da talep gelmesi tabiidir" dedi.
"Paketteki haliyle getirilecek mevzuatı yeterli görmüyorum. Ben bir an önce, Türk vatandaşları ana dillerini nasıl öğreniyorsa Kürt vatandaşların da, Laz, Abaza, Çerkes vatandaşların da ana dillerini devletin finanse ettiği okullarda öğrenmesinin sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Paketteki önerinin kamuoyunu hazırlamak için ilk adım olduğunu düşünüyorum ve devamının geleceğini ümit ediyorum."
Ben bunu dudaklarımı ısırarak okudum. Bu şahıs kendi kafasına göre Irak Kürdistanı gibi uydurma tanımlar kullanarak Türkiye’nin bir kısmının da Türkiye Kürdistanı olduğunu ima etmekte, yani ülkemize yeni bir coğrafi tanımlama kazandırmakta, Kürtçe ile yetinmeyip daha bir çok dilde eğitimden bahsetmekte ve hatta hızını alamayıp İstanbul’a en büyük Kürt şehri diyerek bölücülerin (PKK ve taraftarlarının) bile söylemeye utanacağı abes kelimeleri rahatça kullanmakta ve bunu çok normal bir şeymiş edasıyla ifade etmektedir.
Elbette bu konuşmanın bu yönleri de kabul edilemez densizliklerdir bana göre. Ama ben burada başka bir konuyu vurgulamak istiyorum.
Kürtçe eğitimin özel okullarda serbest bırakılması açıklanınca çoğu insanın aldatılarak ‘’eh kim kuracak bu okulları da bu eğitimi verecek, Kürtçe dil okulları girişimleri nasıl fiyaskoyla bittiyse bu da etkisiz bir taviz.'' diye düşünmesi sağlanmıştı.
Ama pandoranın kapağı açılınca içinden çok farklı bir şey çıkmaya başladı….
Demek ki yeni özel okul kurulmasına ihtiyaç yokmuş. Cemaat okulları bu görevi gönüllü olarak üzerine alacakmış anlaşılan.
Her yıl Türkçe olimpiyatları yaparak milletin gözünü boyayan cemaatin gerçek niyeti demek ki farklıymış. ‘’Dünyaya Türkçe öğretiyoruz.’’ derken aslında bu tiyatroyu, çoğunluğu milliyetçi vatansever insanlar olan Türk halkını kandırarak kendi okullarına ekonomik destek sağlamak yani sömürmek için tezgâhlıyorlarmış.
Arkadaş, sen dünyaya Türkçe öğretmeden önce kendi ülkenin vatandaşlarına Türkçe öğretsene. Sen ülkede iki dilli ve hatta çok dilli bir yapının temellerine harç taşıyarak Türkçe’nin yaygınlaşmasına zarar vermesene.
Bu paket ten bir şey olmaz diyenlere sesleniyorum!....
Yanılıyorsunuz.
Bu paketten bir şey olacak, hem de tahmin etmediğiniz kadar kötü bir şeyler.
Ve bunlar yavaş yavaş çıkmaya başladı bile…
Özel okul lafı sizi kandırmasın.
Hükümet bu kanunu çıkaracak, cemaat te bu işin taşeronluğunu yapacak, başka okula filan da gerek kalmayacak.
Cemaat, başkalarının taşeronluğunu yapmak konusunda oldukça tecrübeli zaten….
Tüm Türkiye’de yaygın bir okul ağları da var.
Şimdi, cemaat dershaneleri kapanınca onlar da yeni özel okullara dönüşecek ve okul ağı daha da büyüyecek.
Yeni bir yatırıma, yeni bir okula da gerek yok…
Bu eğitim çok kısa bir zamanda yaygınlaşabilir.
Hükümet kanunuyla ve cemaat okuluyla…
Ne demiş atalarımız: ‘’Çingene çalar Kürt oynar.’’
Anlaşılan bu konuda: ‘’Hükümet çalıyor, cemaat ise oynayacak.
Sanırım PKK ve BDP’de (düğünlerde aslında kendileri oynamaktan pek anlamayan ve el çırparak oynuyor görünen beleşçiler gibi) bunların etrafında halka yapıp alkış tutacak.
Oh ne ala!
Herkes mutlu….
Herkes eğleniyor….
Benim se duyduğum gürültüden uykularım kaçıyor.
Ama milletimizin kulaklarına tıkaç, gözüne siyah bez takılmış.
Makarnayı, hem de yoğutlu olarak yemiş.
Bedava kömürü de sobaya ağzına kadar doldurmuş, sıcaktan mayışmış.
Maşallah horul horul uyuyor.
Uyutuluyor!.....

Saygılar sunarım. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder