Hükümet, tartışmalı paketi açıkladıktan sonra herkes destek veya eleştiri mesajları içeren açıklamalarda bulundu. Bu arada, son moda cemaat demokrasisi (Cemaokrasi) rejiminin gereği olarak meşhur cemaatimiz de açıklamalarda bulundu. Zaten artık devleti kendi kontrollerinde bir cihaz olarak gördüklerinden olsa gerek her devlet meselesinde açıklama yapmaktan hiçbir zaman geri duymuyorlar. Zaten bu açıklamalara alışan ve kendi yönünü çizmek için bir işaret bekleyen çevreler için bu açıklama gelmez veya gecikirse anormal gelmeye başladı.
Dedim ya, bayağı bir cemaokratik devlet olduk. Mesela
genelkurmay başkanı artık askeri konularda bile fikrini söylemeye korkmakta (Örneğin
askerliğin kısaltılması konusunda Genelkurmay ne dedi duyan veya anlayan var
mı?), sivil idare nasıl uygun görürse, karar sivil idarecilerin kararı
goygoyculuğu yapmakta ama kime hizmet ettiği belirsiz, resmi bir örgütlenme
yapısı olmayan, vergi kaçırıyor mu, suç oluşturabilecek bir programı varmı
belli olmayan ve kesinlikle hiçbir organ tarafından denetlenemeyen bir cemaat sanki
devletin asıl ve tek sahipleri imiş gibi her devlet meselesinde açıklamalar
yapmakta ve dahası bunlar büyük bir önemle ciddiye alınmaktadır.
Nitekim cemaat
yetkililerinden (ne konuda yetkili bilmiyorum ama Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı
Başkan Yardımcısı sıfatı ile tanınıyor) birisi bir gazeteciye yeni paket ile
ilgili bazı hususlarda, özellikle de Kürtçe eğitim konusunda bazı demeçlerde
bulunmuş ve bu gazete tarafından bu büyük bir olay olarak yansıtılmış.
Röprotajın bir kısmını değiştirmeden özet olarak aşağıda
sunuyorum.
Gazeteciler ve
Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Uşak, Güneydoğu'daki Gülen cemaati okullarında
mevzuat değişikliği ardından Kürtçe eğitim de verilmesi hakkında 'işin tabii
seyri gereğidir' dedi.
Uşak, Hizmet
Hareketi'nin yurt dışındaki okullarında yerel dilde de eğitim yaptığını
hatırlattı ve "Türkiye'de de mevzuat değişikliği yapıldıktan sonra Kürtçe
eğitim yapılması işin tabii seyri gereğidir" dedi.
Güneydoğu'da da pek
çok okulu bünyesinde barındıran cemaatin "Kürtçe eğitimini bölgeye göre
değil, talebe bağlı sağlacağını düşündüğünü" belirten Uşak, eğitimin
sadece özel okullarla sınırlı kalmaması gerektiğinin altını çizerek "Türk
vatandaşları ana dillerini nasıl öğreniyorsa Kürt vatandaşların da, Laz, Abaza,
Çerkes vatandaşların da ana dillerini devletin finanse ettiği okullarda
öğrenmesi sağlanmalı" dedi.
"Gülen cemaati,
Kürtçe eğitim vermeye hazır mı?" sorusuna verdiği "Ben hazır olduğunu
düşünüyorum, özel okullar hepsinden daha önce hazır" sözlerini
hatırlattığımız Cemal Uşak, gelişmelere dair şöyle konuştu:
"Ben bunu genel bir mantıkla ve muhakeme
yürüterek söyledim. Irak Kürdistanı'nda Hizmet Hareketi'nin okullarında Kürtçe
eğitim yapılıyor. Ayrıca, başka ülkelerdeki eğitim kurumlarında da söz konusu
ülkelerin yerel dillerinde eğitim yapılmakta iken Türkiye'de de mevzuat
değişikliği yapıldıktan sonra Kürtçe eğitim yapılması işin tabii seyri
gereğidir, diye düşünüyorum."
Kürtçe eğitim için Hizmet okullarında
hazırlıkların başlayıp başlamadığını sorduğumuz Uşak, "şu an için
hazırlıkların söz konusu olmadığını" belirtirken, gelişmelerin Başbakan
Erdoğan'ın da açıkladığı üzere Bakanlar Kurulu'nun yapacağı düzenlemeye bağlı
olduğunu söyledi.
GYV Başkanı Mustafa Yeşil'in T24'e verdiği
söyleşide dile getirdiği "İstanbul’da da Kürtçe dili tercihli
yapılabilir" sözleri hatırlatılıp, cemaat bünyesindeki okullarda Kürtçe
eğitimin Güneydoğu ile mi sınırlı kalacağını, yoksa talebe göre farklı şehir ve
bölgelerde de verilip verilmeyeceğini sorusu üzerine Uşak, "Mantık, talep
edilen her yerde bunun yapılabilmesini gerektirir. Dünyanın en büyük Kürt kenti
İstanbul, burada da talep gelmesi tabiidir" dedi.
"Paketteki
haliyle getirilecek mevzuatı yeterli görmüyorum. Ben bir an önce, Türk
vatandaşları ana dillerini nasıl öğreniyorsa Kürt vatandaşların da, Laz, Abaza,
Çerkes vatandaşların da ana dillerini devletin finanse ettiği okullarda öğrenmesinin
sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Paketteki önerinin kamuoyunu hazırlamak
için ilk adım olduğunu düşünüyorum ve devamının geleceğini ümit ediyorum."
Ben bunu dudaklarımı ısırarak okudum. Bu şahıs kendi
kafasına göre Irak Kürdistanı gibi uydurma tanımlar kullanarak Türkiye’nin bir
kısmının da Türkiye Kürdistanı olduğunu ima etmekte, yani ülkemize yeni bir coğrafi tanımlama kazandırmakta, Kürtçe ile yetinmeyip daha
bir çok dilde eğitimden bahsetmekte ve hatta hızını alamayıp İstanbul’a en
büyük Kürt şehri diyerek bölücülerin (PKK ve taraftarlarının) bile söylemeye
utanacağı abes kelimeleri rahatça kullanmakta ve bunu çok normal bir şeymiş
edasıyla ifade etmektedir.
Elbette bu konuşmanın bu yönleri de kabul edilemez
densizliklerdir bana göre. Ama ben burada başka bir konuyu vurgulamak
istiyorum.
Kürtçe eğitimin özel okullarda serbest bırakılması
açıklanınca çoğu insanın aldatılarak ‘’eh kim kuracak bu okulları da bu eğitimi
verecek, Kürtçe dil okulları girişimleri nasıl fiyaskoyla bittiyse bu da etkisiz
bir taviz.'' diye düşünmesi sağlanmıştı.
Ama pandoranın kapağı açılınca içinden çok farklı bir şey
çıkmaya başladı….
Demek ki yeni özel okul kurulmasına ihtiyaç yokmuş. Cemaat
okulları bu görevi gönüllü olarak üzerine alacakmış anlaşılan.
Her yıl Türkçe olimpiyatları yaparak milletin gözünü
boyayan cemaatin gerçek niyeti demek ki farklıymış. ‘’Dünyaya Türkçe
öğretiyoruz.’’ derken aslında bu tiyatroyu, çoğunluğu milliyetçi vatansever
insanlar olan Türk halkını kandırarak kendi okullarına ekonomik destek sağlamak
yani sömürmek için tezgâhlıyorlarmış.
Arkadaş, sen dünyaya Türkçe öğretmeden önce kendi ülkenin vatandaşlarına
Türkçe öğretsene. Sen ülkede iki dilli ve hatta çok dilli bir yapının
temellerine harç taşıyarak Türkçe’nin yaygınlaşmasına zarar vermesene.
Bu paket ten bir şey olmaz diyenlere sesleniyorum!....
Yanılıyorsunuz.
Bu paketten bir şey olacak, hem de tahmin etmediğiniz kadar
kötü bir şeyler.
Ve bunlar yavaş yavaş çıkmaya başladı bile…
Özel okul lafı sizi kandırmasın.
Hükümet bu kanunu çıkaracak, cemaat te bu işin taşeronluğunu
yapacak, başka okula filan da gerek kalmayacak.
Cemaat, başkalarının taşeronluğunu yapmak konusunda oldukça
tecrübeli zaten….
Tüm Türkiye’de yaygın bir okul ağları da var.
Şimdi, cemaat dershaneleri kapanınca onlar da yeni özel
okullara dönüşecek ve okul ağı daha da büyüyecek.
Yeni bir yatırıma, yeni bir okula da gerek yok…
Bu eğitim çok kısa bir zamanda yaygınlaşabilir.
Hükümet kanunuyla ve cemaat okuluyla…
Ne demiş atalarımız: ‘’Çingene çalar Kürt oynar.’’
Anlaşılan bu konuda: ‘’Hükümet çalıyor, cemaat ise
oynayacak.
Sanırım PKK ve BDP’de (düğünlerde aslında kendileri oynamaktan
pek anlamayan ve el çırparak oynuyor görünen beleşçiler gibi) bunların
etrafında halka yapıp alkış tutacak.
Oh ne ala!
Herkes mutlu….
Herkes eğleniyor….
Benim se duyduğum gürültüden uykularım kaçıyor.
Ama milletimizin kulaklarına tıkaç, gözüne siyah bez takılmış.
Makarnayı, hem de yoğutlu olarak yemiş.
Bedava kömürü de sobaya ağzına kadar doldurmuş, sıcaktan
mayışmış.
Maşallah horul horul uyuyor.
Uyutuluyor!.....
Saygılar sunarım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder