.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

20 Ekim 2013 Pazar

Bilgi Harbi Nedir?


Bilgi Harbi: Hedef ülkeye karşı bilgi üstünlüğü sağlamak, hasım ülkenin uygulayacağı bilgi harbini etkisiz kılmak maksadıyla, devletin ilgili tüm kurum ve kuruluşlarıyla barışta ve savaşta uygulayacağı faaliyetlerin tümüdür.

Bilgi harbinin silahlı kuvvetler tarafından uygulanan bölümüne ise bilgi harekatı denir. Bilgi harekatı: Devletin milli hedeflere ulaşmasını desteklemek için, kendi bilgilerimizi ve bilgi altyapımızı etkin olarak kullanır ve korurken diğer ülkelerin (düşman veya muhasım ülkeler) bilgileri ve bilgi alt yapılarını etkisiz hale getirmek ve istismar etmek amacıyla yapılan faaliyetlerdir.

Bilgi harekatı; İstihbarat, Komuta Kontrol, Sayısal Bilgi, Psikolojik, Sivil Asker İşbirliği ve Basın ve Halkla İlişkiler gibi faaliyetlerini kapsayan bir harekattır.

Bilgi harbi, geleneksel harbi ortadan kaldırmamakla birlikte savaşın şeklini değiştirmektedir. Çağdaş savaş uygulamaları bilgi harbini ve bilgi tabanlı faaliyetlerin entegre edilmesini zorunlu kılmaktadır.
Amaç bilgi üstünlüğünü elde bulundurmaktadır. Bilginin; zamanında, uygun kullanıcılara emniyetli bir şekilde ve kesintisiz olarak ulaştırılması temel esastır.

Bilgi harbi, hedef ülkenin; finans sisteminden kamuoyuna, enerji üretim ve dağıtım merkezlerinden haberleşme ve komuta kontrol sistemlerine kadar geniş bir yelpazede faaliyet göstermeyi gerektirir. Dolayısıyla sadece askeri birliklerin değil devletin tüm kurum ve kuruluşlarının (hatta stratejik konulardaki sivil şirketlerin bile) dikkate alınarak planlama yapılması ve topyekun harp mantığıyla icra edilmesi gerekir. Bunun için de; başta yasal düzenlemelerin yapılması, bu birimler arasında koordinasyon sağlayacak bir teşkilatlanma yapılması ve bir koordinasyon mevkisi tesis edilmesi gereklidir.

Ulusal bilgi harbi şu sonuçları elde edecek şekilde planlamalı ve icra edilmelidir: Bilgiye sahip olma, istenen yer ve zamanda ve istenen hızda kullanma, bilgilerin emniyetini sağlama, muhasım devlet veya devlet dışı yapıları (mesela terör örgütleri vb) bilgiden mahrum etmek.

Anlaşılacağı gibi bilgi harbi tüm ülkeyi ilgilendiren bir konudur. Bu sebeple de hükumetin ilgili bakanlıklarının ve devletin başta istihbarat ve güvenlik kurumları olmak üzere tüm kurumlarının katılımıyla planlamalı ve bu plana göre yerinden icra edilmelidir.

Şimdi bazı okurlar ''Yahu arkadaş nereden çıktı bu bilgi harbi? Neden bu nazari konulardan bahsediyorsun?'' diyorlardır.

Ben de diyorum ki; ''Bu konuda bir şeyler söylemek için geç bile kaldım.''

Çünkü Türkiye uzun süredir bir bilgi harbine, hem de yoğun olarak maruz kalmaktadır.

Bunu nereden mi çıkarıyorum? Birkaç örnekle anlatman yeterli olur sanırım.

Uzun süredir Silahlı Kuvvetlerimize ait olan veya ait olduğu iddia edilen evraklar piyasalarda dolaşmaktadır.

Başta planlama ve karar merciinde olan general ve kurmay subaylar olmak üzere askeri personelin telefon konuşmaları dinlenmekte, kaydedilmekte ve istenildiği şekilde kullanılmaktadır.

Silahlı kuvvetler personelini karalamak ve etkisiz hale getirmek için bazı İnternet siteleri kurulmuş, bunlara birliklerden olduğunu tahmin ettiğim yalan yanlış bilgiler gönderilmekte ve yayımlanmaktadır.

Ana muhalefet partisinin lideri neredeyse bir gecede bir kamera kaydı amaçlı kullanılarak değiştirilmiştir.

MİT Müsteşarının hayatı mercek altına alınmış, hatta PKK'lılarla başbakanın talimatıyla yaptığı görüşmeler basına sızdırılmıştır.

En vahimi de başbakanın evinde böcek bulunmuştur.

Kim koydu, neyi dinliyordu, neler öğrendi?

Bilmiyoruz.

Ama başbakanın konutunda önemli şeyler konuşulacağını da tahmin edebiliyoruz.

Neticede köy kahvesi değil! Başbakan konutu...

Bunlar buz dağının sadece görünen kısmıdır.

Bu kadarı ortaya çıktıysa siz bunu tüm kurumlara yayın ve en az 10 ile çarpın.

Bunlar henüz ortaya çıkmadıysa henüz kullanmaya uygun ortam oluşmadığından çıkmamıştır.

Yarın ne ortaya çıkacak, veya kimlere bunlar ortaya çıkmasın diye şantaj yapıldığı ve karşılığında bir şeyler alındığını bilemiyorum.

Düşman bilgi toplamakta ve istediği gibi kullanmaktadır.

Türkiye'nin önemli kurumlarını ve hatta muhalefet partisi gibi siyasi yapıları bile bu bilgileri istediği gibi kullanarak yeniden dizayn etmektedir.

Yarın sıra kime gelecek bilemiyorum.

Acı olan ise şu ki...

Biz buna karşılık vermiyoruz gibi geliyor bana.

Belki yetkili mevkilerde olanlar durumun vahametinin farkında değildir.

Bunu düşünmek bile istemem ama, belki de devletin ali menfaatlerini kendi şahsi ve siyasi menfaatleri için feda edenler vardır.

Onu da, işi bu konuları düşünmek ve tedbir almak olanlar düşünsün.

Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyenlere söylüyorum.

Yılanın ne zaman kimi sokacağı belli olmaz ve atasözümüz der ki; ''Yılanın başı küçükken ezilmelidir.''

Karşı saldırı da bulunamıyorsak bile, hiç olmazsa savunma tedbirleri alalım diyorum.

Yoksa?

Harbi kaybediyoruz!.....

Saygılar sunarım.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder