Dünyada gelir dengesizliği had safhada.
Bazı ülkelerin kişi başına milli geliri başka bazı ülkelerin 8-10 katı kadar.
Üstelik büu gelir dengesizliği artarak devam ediyor.
Öte yandan bazı bölgeler yıllar süren çatışmalar sonucu tükenmiş durumda.
Bunlardan Afganistan gibi ülkelerdeki baskıcı rejimler durumu daha da kötüleştiriyor.
Küresel ısınmanın sebep olduğu iklim değişikliği ise durumu içinden çıkılamaz bir hale getiriyor.
Bunların sonucunda milyonlarca insan sırtına çantasını alıp yollara çıkıyor.
Sığınmacı veya yasa dışı göçmen olarak bazı ülkelere girmeye çalışıyor.
Refah seviyesi en yüksek ülkeler AB ülkeleri olduğundan doğal olarak bu insanların çoğunun nihai Avrupa.
Afrika ve Ortadoğu'dan gelenler ilk etapta Akdeniz sahillerinde kıyısı olan Avrupa ülkelerine girmeye çalışıyor.
Ama bu ülkeler göçmenleri engellemek için sıkı tedbirler almış durumdalar.
Bir ara Belarus rejimi göçmenlerin Avrupa'ya girmesine engel olmayacağız diye açıklama yapınca ipini koparan misali bir sürü insan bu ülkeye akın etmişti.
Bunun üzerine AB, Belarus ile sınırı olan Avrupa ülkelerinde dikenli tellerden ve diğer engellerden surlar ördü.
Ukrayna savaşı çıkınca Belarus göçmenler için tehlikeli bir hale gelince Belarus'a göçmen akını durdu.
Ama diğer bölgelerden bu akın devam ediyor.
Açıklamalar da tehlikenin boyutunu ortaya koyuyor.
Mesela İtalya başbakanı, ülkesini Avrupa'nın göçmen deposu yapmayacağını söyledi.
Yani, "Ben göçmenlerin ülkeye girmesine engel olacağım.
Ama giren olursa, bunları da Avrupa'yı koruyacağım diye ülkemde toplayıp beslemeyeceğim.
Ya Avrupa'nın yardımıyla ülkelerine gönderirim.
Yardım edilmez ise de bırakırım nereye isterlerse gitsinler." demek istiyor.
Fransa zaten İtalya'dan da fazla tedbir alıyor Akdeniz'de.
Böylece Akdeniz'den Avrupa'ya girmek göçmenler için çok zor hale geldi.
Üstelik yakalanınca geri gönderiliyorlar. Aylarca uğraşıp başladıkları yere döndüklerinden çoğu göçmen bu yolu denemek istemiyor.
Ama bir başka yol daha var.
O da Türkiye üzerinden Avrupa'ya gitmek.
Gidemezlerse bile en azından Türkiye'de kalmak avantajlı görünüyor.
Dünyada haberleşme imkanları çok arttı.
Herkes televizyon ve internetten dünyayı takip ediyor.
Böylece, Türkiye'ye kaçak yollarla girmenin avantajlı olduğunu görüyor.
Çünkü Türk hükümeti, gelen göçmenleri geri göndermeyeceğini ekranlar karşısında tekrarlayıp duruyor.
Gerçi Türkiye'de de göçmen istemeyen insanlar var.
Ama hükümet bu insanları baskı altına alıyor.
Mesela, göçmen karşıtı yazılar yazdı diye bazı kişiler tutuklandı son günlerde.
Hükümetin de hakkını yememek lazım.
Ülkeye girenleri engellemiyor ama çıkmaya çalışanları başarıyla yakalıyor.
Ülkenin batısında her gün göçmenleri Avrupa'ya geçiren insan kaçakçıları yakalanıyor.
Sınırı geçmeye çalışan göçmenler yakalanıp geri getiriliyor.
Ama doğuda, yani göçmenlerin ülkeye girdiği bölgede nedense yakalanan insan kaçakçısı olduğuna dair pek bir haber duyulmuyor.
Ülkeye girmek serbest ama çıkmak yasak.
Üstelik yasadışı göçmenler bir defa sınırı geçince başlarına bir şey de gelmiyor.
Ceza filan almadıkları gibi toplama merkezlerinde de alıkonulmuyorlar.
Babalarının malı gibi istedikleri şehre gidip yerleşiyorlar.
Yasadışı göçmenler ve sığınmacılar bundan memnu.
Ha bir de Avrupa ülkeleri bu durumdan çok memnu.
Her gün Avrupa ülkeleri ile göçmenlerle ilgili bir anlaşma yapıldığı haberleri yayınlanıyor.
Avrupa bize, göçmenleri tutun, bize bırakmayın diyor.
Bizimkiler de bunu kabul ediyor.
Geçen yıl 6 milyar Euro verme sözü vermiş AB, göçmenleri AB'ye salmama karşılığında.
17 milyon olduğu söylenen göçmenlerin masrafları karşılığı herhalde.
Ama bu kadar para zararın 100'de birini bile karşılamaz.
Demografik, kültürel, güvenlik ve siyasi sorunları ise 100 milyar Euro verseler de telafi etmek mümkün değil.
Ama yetkililer ısrarla göçmen ve sığınmacıları göndermemeye çalışıyor.
6 milyar Euro bu kadar göçmenin masrafını karşılamadığına göre bu ısrar niye.
Bu parayı göçmenler için değil de başka bir şey için mi alıyorlar acaba?