Ben Türkiye'nin birçok yerinde görev yaptım.
Bazı kırsal bölgelerde tapular hala eski el senetleri şeklindeydi.
Bu konuyu çözebildiler mi bilmiyorum ama miras bölüşme sorunu hala devam ediyor.
Hükümet tarlalar bölünmesin diye bölüşmeyi belli bir dönümle sınırladı.
Bu dönüm nedense her yerde farklı.
Bir yerde ölen bir kişi olunca her yerde olduğu gibi veraset ilamı alınır.
Veraset ilamı, ölen kişiye ait tarla, ev veya bahçe gibi malların her birinde mirasçıların her birinin payı olduğunu gösteren bir mahkeme kararıdır.
Farz edelim ki üç mirasçı var ve üç adet aynı dönümde tarla miras kalmış.
Devlet mahkeme kararıyla her tarlayı bir mirasçıya vermiyor.
Üç mirasçı da üç parça da üçte bir pay sahibi oluyor.
Gerçi üç mirasçı aralarında anlaşıp her parçayı biri alabilir mahkemeye bildirmek şartıyla.
Ama neredeyse hiçbi yerde mirasçılar bu konularda anlaşamıyor.
Tuhaflık da bundan sonra başlıyor.
Farz edelim ki üç tarla da 50'şer dönüm.
Üç kardeşi her tarladaki 50 dönümü üçe bölüp tapulaştıramıyor.
Çünkü en küçük tapu tarlada yerine göre 20,30 veya 40 dönüm olabiliyor.
50 dönüm üçe bölününce herkese 17 dönüme yakın yer düşüyor her tarlada.
Bu yüzden ayrı tapu çıkarılamadığı gibi payını en yüksek parayı veren birine satması da mümkün olmuyor.
Bu kişi tarlanın yan komşusu bile olsa mümkün değil.
Böylece bir sürü kavga gürültü çıkıyor.
Arabuluculuk müessesesi var ama arabulucuda çözülen sorun henüz görmedim.
Bundan sonra tek çözüm, izalei şuur davası açmak.
Davayı açmak avukat istiyor.
Avukat da para demek.
Ayrıca tarlaların satış fiyatının en az %10'u da avukata gidiyor.
Devlet de %13-15 vergi alıyor.
Bir de mirasçılarda para yoksa, biri yok parasına alıyor tarlaları.
Devlet vatandaşını korumak içindir.
Malına mülküne zarar vermek için değil.
Para kaybetmesini sağlamak için değil.
Devlet kendi yarattığı bu sorunu çözmek zorundadır.
Ya tapulaştırılabilecek bir alt limit uygulamasını kaldırsın.
Ya mirası kendi bölüştürsün.
Veya kendi satsın paylaşılamayan tarlaları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder