.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

7 Eylül 2024 Cumartesi

Memleket Acayip İnsanlarla Dolu

Teğmenler uzun yıllardan beri yapılan ve artık bir gelenek haline gelen kılıç çekme töreni yaptılar ve ortalık karıştı.

Ne kadar sorumsuz tip varsa; yarın Irak'a, Suriye'ye Doğu'ya gidecek ve teröristlere karşı ülkenin birlik ve bütünlüğünü sağlamak için vücudunu siper edecek olan teğmenleri linç etmek için inanılmaz bir yaygara başlattı.

Bu konuda daha önce de yazılar yazdım.

Bu ilk defa yapılan bir şey değil.

Yıllardır kılıç çekme töreni yapılıyor.

Bu güne kadar bu konuda hiç kimse herhangi bir şey söylemedi.

Yani sorun, geleneksel kılıç çekme töreni değil.

Peki, daha önce sorun olmayan tören bu yıl neden sorun haline getirildi.

Bunun sebebi, teğmenlerin söylediklerinde aranmalı.

Bu kadar yavşağı rahatsız eden şey söylenenlerdedir.

Peki ne söylemiş teğmenler.

Öncelikle "Mustafa Kemal'in askerleriyiz." demişler.

Kimin askeri olacaklardı?

"Keşke Yunan galip gelseydi!" diyen meymenetsiz gibi Trikopis'in askeri mi olacaklardı?

Bu slogan, bu ülkenin anayasası ve yasalarına göre kurulan ve faaliyet gösteren hiçbir kurumu rahatsız etmez, edemez. 

Aksine mutlu eder.

Sadece Atatürk adını duyunca abdesti bozulan bazı dış mihrakların etki ajanları rahatsız olur bu sözden.

Vatanını ve milletini seven Türk vatandaşları değil.

Teğmenler bundan sonra da şu metni okumuşlar:

"And içeriz ki; laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller, karşısında bizi bulacak."

Teğmenlerden rahatsız olan ve linç edilmeleri için ağızlarından salyalar akarak saçmalayanlar acaba bu metinden mi rahatsız oldular?

Bu metinde onları rahatsız eden nedir?

Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığından mı rahatsızlar?

Ülkenin bölünmez bütünlüğüne mi karşılar?

Aziz vatanın bir karış toprağına bile el uzatacakların karşısında teğmenlerin durma kararlılığından mı rahatsızlar?

Ülkenin bağımsızlığının, bölünmez bütünlüğünün, topraklarının korunmasının sağlanması için eğitilip yetiştirilen insanların bu görevleri kabul edip benimsemelerinden mi ürktüler?

Ürktüler ise neden ürktüler?

Ülkenin bağımsızlığının ortadan kalkması için birileri ile anlaşmaları mı var?

Ülkenin bölünmesi konusunda birileri ile gizli anlaşmaları mı var?

Ülkenin bazı kısımlarını başka bir devlete vermek için pazarlık mı yaptılar?

Bu kadar bağırıp çağırmanın sebebi bunlar değilse nedir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder