Malum, sayın cumhurbaşkanımız sürekli olarak kendisinin ordunun başkomutanı olduğunu söylüyor.
Ama nedense, bir başkomutanın yapmayacağı şeyler yapıyor.
30 Ağustos'ta teğmenler kılıç çekip bir araya toplandılar ve "Mustafa Kemal'in askerleriyiz." diye hep bir ağızdan bağırdılar.
Başkomutanımız bu olaya 8 gün boyunca herhangi bir tepki göstermedi.
Hatta partisinden bazı kişiler bunun normal bir şey olduğu şeklinde açıklamalar yaptı.
Fakat ne olduysa 8 gün sonra başkomutan, olayın suç olduğuna karar verdi.
Ve maalesef, bunu İmam hatiplilerin huzurunda açıkladı.
Nereden bakılırsa bakılsın, bir başkomutana yakışmadı.
Bir komutan, astlarının yaptıklarını başkasına şikayet etmez.
Eğer gerçekten suç işlemişlerse hukuka sevk eder ve hukuk gereğini yapar.
Hele de askerleri imamlara şikayet etmek hiç olmadı.
Muhakkak ki öyle bir niyeti yoktur ama bu durum meslekler arasında düşmanlık ve rekabet yaratmaya çalışıyor şeklinde yorumlanabilir.
Öte yandan aslında ortada suç teşkil eden bir durum da yok.
Disipline aykırı bir durum da yok.
Hatta ilk defa yapılan yeni bir eylem de yok.
Ben mezun olduğumda da tüm devre olarak kılıkları çekip bir araya toplanmıştık.
Yani resmi törenden sonra gayri resmi kılıç töreni yapmak yeni bir şey değil.
Muhtemelen Harp Okulu kurulduğundan beri tekrarlanan bir gelenek.
Hal böyle olunca geriye edilen yemin ve tekrarlanan "Mustafa Kemal'in askerleriyiz." ifadesi.
Yemin metninin de uzun süredir tekrarlanan bir metin olduğu ortaya çıktı.
Hatta sayın cumhurbaşkanımızın da katıldığı birçok törende bu metin aynı şekilde okunmuş.
O zaman geriye bir te Atatürk'ün askeri ifadesi kaldı.
Bir ülkenin kurucusuna ve onun ilkelerine bağlı olduğunu ifade etmek sanırım dünyada hiçbir ülkede suç değildir.
Hatta bunun tersini söyleyenler suçlanıyordur.
Bizde neden böyle bir tepki var anlayamadım.
Türkiye, Katar'dan Libya'ya, Suriye'den Irak'a, Afrika ve Asyadaki daha birçok ülkeye kadar birçok yerde asker bulunduruyor.
Suriye ve Irak'ta terörle mücadele ediyor.
Bu törene tüm devre katıldı.
Şimdi birkaç kurban bulup cezalandırmak tüm devreyi etkileyecektir.
Yarın ölüme gidecek subayların bu gün siyasi veya başka saiklerle yok yere bazı arkadaşlarının cezalandırılmasını iyi karşılayacaklarını sanmıyorum.
Ne moralleri kalacak, ne motivasyonları.
Savaşma azim ve iradeleri zayıflayacak.
Hal böyleyken ve Fetö kumpasları ile darbe sonrası Fetöcü tasfiyeleri sebebiyle subay kadroları iyice azalan ordunun yeni kanı olarak ifade edilebilecek Harp Okulu mezunu yeni teğmenlere bu kötülüğü yapmak, devlete ve millete kötülük yapmak olur.
Hatanın neresinden dönülürse kardır.
Kimsenin gazına gelmemek lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder