Narin kızımız kaybolduğundan beri basın konuya yakın ilgi gösterdi.
Bu iyi bir şey.
Konunun üstünün kapanması önlenmiş oldu böylece.
Ama basın, görevini aşan şeyler yapıyor.
Her gün televizyon kanallarında, bir sürü kişi dedektif gibi olayı inceliyor.
Her öğrendikleri şeyden anlam çıkarıp suçlular buluyor, bunları yargılıyor ve yerin dibine sokuyor.
Örneğin Narin'in amcasının arabasında DNA bulununca ve bir de birisi itirafçı olup cesedi Amca'dan alıp dere kenarına sakladığını söyleyince iş iyice zıvanadan çıktı.
Amca'nın Narin'in annesi ile yasak ilişki yaşadığını, Narin'in bunu gördüğünü ve Amca tarafından öldürüldüğünü söylediler.
Hatta Narin'in Amca'dan olduğunu bile iddia ettiler.
Halbuki bu gün ortaya çıktı ki genetik testlere göre Narin amcasından değil babasındanmış.
Basın hiçbir delile dayanmadan anne ve amcayı yargıladı ve karar verdi ama söylediklerinin doğru olmadığı ortaya çıktı.
Nitekim Narin'in tutuklu olmayan abisinin annesi, babası, amcası ve kardeşi hakkında hiçbir şey bilmeyen kişilerce yapılan bu tür yorumların kendilerini incittiğini söylemek zorunda kaldı.
"Bekleyin. Türk devletinden gizli hiçbir şey kalmaz. Sonuç kesinleşmeden bu tür tahminlerle bizi rencide etmeyin." mealinde bir şeyler söylemiş.
Aklıma kumpas davalarında yargılandığımız dönemler aklıma geldi.
Basının FETÖ iftiralarıyla nasıl tetikçilik yaptığı aklıma geldi.
Çocuğa hak verdim.
Basın insanları yargılamamalı.
Bilgi vermeli.
Uzman diye lanse ettiği kişilerin senaryolarını gerçekmiş gibi anlatmamalı.
Basın yargıç değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder