Vahdettin, Boğazlıyan kaymakamı Kemal Bey'in idamını onaylamaya cesaret edememiştir.
Halkın göstereceği tepkiden kurtulmak için şeyhülislamdan bir fetva çıkarmasını istemiştir.
Böylece idamı dine uygun göstererek dindar halkın tepkisini önleyeceğini hesaplamıştır.
Ne yazık ki o günün dini kurumlarının başında bulunanlar şahsi çıkarlarını ve makamlarını korumak için vatansever bir devlet memurunun Hristiyan istilacıları memnun etmek için dini, dine aykırı şekilde kullanarak idam edilmesine sebep olmuşlardır.
Osmanlıda var olan dini kendi amaçları için kullanan bu sahtekar kitle, Feto olayında da cok açık bir şekilde görüldüğü gibi, bu gün de değişik kisveler altında yasamaya devam etmektedir.
Kurtuluş Savaşı sırasında, İstanbul'daki şeyhülislamın aksine, Yunan işgaline direnmek için halkı teşvik eden gerçek dindar ve vatansever din adamları da vardı.
Şimdi de öyle din adamları var.
İşgalci İngiliz ve Fransızları memnu etmek ve padişahın gözüne girmek için masum bir vatan evladını idama gönderen mahkemelerin yargıçlarının ve bu karara onay veren şeyhülislamın takipçilerini değil, Yunan işgali karşısında, herkes düşmana direnmek zorunda, eğer silahınız yoksa bile cebinize taş doldurup düşmana atın diyen Denizli müftüsünün takipçilerini dinlemenin zamanı gelmedi mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder