.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

11 Ağustos 2023 Cuma

Artık tıp fakültesinde okuyup doktor olmak isteyen öğrenci sayısı çok azaldı.

 Artık tıp fakültesinde okuyup doktor olmak isteyen öğrenci sayısı çok azaldı.

Bu üniversiteye giriş sıralamasından açıkça görülüyor.

Dört yıl önce bir tıp fakültesine girebilmek için alınan nota göre en düşük 19 bin küsuruncu sıraya girmek gerekiyordu.

Artık bu rakam çok daha büyüdü.

Örneğin 14-15 bininci sıralamayla girilebilen bir tıp fakültesine geçenyıl 21 bin küsuruncu olan öğrenciler girdiler.

Yani tıp fakülteleri cazibesini kaybediyor.

Peki ama neden?

Öncelikle tıp fakültesine giren öğrenciler 6 yıl okumak zorundalar.

Öte yandan sınıf geçmek çok zor ve dersler çok ağır.

Bu yüzden okurken çok yoğun çalışmak gerekiyor.

İş bununla da kalmıyor.

Mezun olup doktor olunca TUS sınavına çalışmak zorundalar.

Bu da çok zor ve yorucu bir süreç.

Ola ki sınavı kazandılar.

Herhangi bir alanda uzman olabilmek için dört yıllık yoğun bir eğitim ve çalışmaya da dayanmaları gerekiyor.

Peki bu kadar emek doktorlara bir kazanç sağlıyor mu? 

Maalesef hayır.

Maaşları aldıkları eğitim ve çalışma koşullarına göre çok düşük.

Mühendislik okusalar çok daha az emekle çok daha fazla kazanmaları mümkün.

Üstüne üstlük, doktorlar saygı da görmüyor.

Ne toplumdan ne de halktan.

Müptezelin biri bir sosyal medya kanalında "Artık rahatça doktor dövebiliyoruz. Özgürlük bu kadar arttı." diye konuşuyor.

Bir yetkili yurt dışına gidip başka ülkelerde çalışmayı tercih eden doktorlara hakaretler yağdırıp; "Giderlerse gitsinler!" diye ekranlar karşısında bağırıyor.

Böyle bir ülkede ben de üniversite sınavına girmiş olsam, tıp fakültesine girmek istemem.

Ama bu iyi bir gidiş değil.

Böyle giderse yakında hastalanınca üfürükçüden başka gideceğimiz kimse kalmayacak. 

Düşen not ortalaması oranları bu ivmeyi devam ettirirse, tıp fakültesi mezunu doktorlara gitmenin üfürükçüye gitmekten çok da farklı olmayacağı da ortada.

Acilen yetkililerin bu kötü gidişi durdurmak için çaba göstermesi şart.

Halkın da birkaç kompleksli veya psikopat müptezelin doktor düşmanlığı kampanyasına kendini kaptırmaması gerekiyor.

Aksine herkes bu tür tiplere ortak tepki göstermeli.

Başta doktorlar olmak üzere sağlık personelimize sahip çıkalım.

Çünkü; "Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.

Bu sözü, yatağında hasta ve ölümü bekler şekilde yatan Kanuni Sultan Süleyman'ın son günlerini yaşarken söylediği rivayet edilir.

Kanuni demiş ki; "Halk içinde devletten daha çok itibar gören, saygı duyulan başka bir şey yok. Ancak bu dünyada bir nefeslik sağlık gibi bir devlet, yani iktidar yoktur."

Yani sağlık, iktidar sahibi olmak ta dahil her şeyden daha önemlidir.

Kalın sağlıcakla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder