.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

6 Mayıs 2020 Çarşamba

Londra'da sokak hayvanları, Ankara'da sokak hayvanları ve iki toplumun sokak hayvanları ile ilişkileri arasındaki farklar.

Görmeyenler şaşıracaktır ama Londra'da insanlar ve kuğu, ordek, karabatak, tilki ve geyiklerle iç ice yasamaktadir. 
Bizde ise sokaklarda Osmanli'dan beri hiç eksik olmayan hayvanlar, kediler, kopekler, guvercinler ve kumrular. 
Gordugum kadariyla Ingilizlerin beraber yasadiklari hayvanlarla iliskileri ile bizim beraber yasadigimiz hayvanlarla olan iliskimiz cok farkli. 
Mesela ingilizler bu hayvanlari kisirlastirmiyor, beslemiyor fakat surekli takip ve kontrol ediyor. 
Geyik nufusu fazla artarsa en yaslidan baslayarak bazi haynanlari kesip satiyorlar. 
Nufusu sabit tutmaya calisiyorlar. 
Bizim iliskimiz ise doneme gore degisiyor. 
Bir zamanlar belediyeler kedi kopekleri yakalayip olduruyordu. 
Sonra sehir disina atmaya basladilar. 
Bu gunlerde ise bazi belediyeler barinaklar yapip bu hayvanlari buralarda toplarken bazilari da sokaklarda muhafaza edip asi yapiyor ve kupe takiyor. 
Ama tum belediyeler hayvanlari kisirlastiriyor. 
Bircok hayvan dernegi ve gonulluler hayvanlari besliyorlar. 
Bir haftadir sabah hava aydinlanirken balkona cikip sokak kopeklerini izliyorum. 
Hayvanlar vahsi dogada oldugu gibi suruler olusturmus ve bolgeler belirleyerek sahiplenmisler. 
Hava aydinlanirken devriyeye cikiyorlar. 
Bolge savaslari yapiyorlar. 
Anladigim kadariyla gayet etkili strateji ve taktikleri de var. 
Bence sokak hayvanlari konusu ulke capinda ele alinip tartisilmali. 
Hayvanlardan insanlara gecen viruslerin ne kadar buyuk krizlere sebep olabilecegini yasayarak ogrendigimiz bu gunlerde konu tum yonleri ile ele alinip ortak bir kara verilmeli. 
Hayvanlarla insanlar arasindaki iliskileri duzenleyen yasalar yapilmali.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder