.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

20 Kasım 2017 Pazartesi

Ankara'da trafik sorununun sebepleri.



2007 yılında MSB Oran Lojmanlarında oturuyordum. O zaman Panora Alışveriş Merkezi yapılmış ve Park Oran konutlarının inşaatı hala devam ediyordu. Henüz Park Oran konutlarında hiç kimse yaşamamasına rağmen, Panora Alışveriş Merkezi'ne gelip giden araçlar sebebiyle, zaten oldukça işlek olan Mevlana Bulvarı'nda, günün bazı saatlerinde çok yoğun bir trafik oluyordu. Mesaiye beraber gidip geldiğim kişilerle zaman zaman, Park Oran evleri de kullanılmaya başladığı zaman trafiğin çok daha sıkıntılı olacağını ve şimdiden tedbir alınması gerektiğini konuşuyorduk.

Aradan yıllar geçti. Park Oran evlerinde uzun süredir insanlar yaşıyor. Ayrıca bölgeye büyük bir nüfusun yerleşmesine sebep olan daha birçok inşaat yapıldı ve bu binalara da insanlar taşındı. Örneğin devasa büyüklükteki One Tower binası yapıldı. Öte yandan lojmanların arka tarafına binlerce konutluk Simpaş Altınoran evleri yapıldı ve bu evlere de insanlar taşındı. Fakat nedense Ankara Belediyesi gözünün önünde ortaya çıkan bu gelişmeleri ve yaratacağı kesin olan sorunları öküzün trene baktığı gibi seyretmekten başka bir şey yapmadı. 

Doğal olarak Mevlana Bulvarı'nda trafik sorunu, özellikle de sabah ve akşam saatlerinde, dayanılmaz bir hale geldi. En nihayet yetkililer bu sorunun farkına vardılar ve bir çözüm ürettiler. Ama bu çözüm de kaş yaparken göz çıkarmak misali bir çözüm oldu. Bulvar boyunca ODTÜ Ormanı  kenarında, bölgede yaşayan insanların, beton blokların boğucu havasından kısa süre için de olsa kurtulabildiği ve spor yapma imkanı bulduğu yürüyüş parkurunu ortadan kaldırarak bu alanı yola dahil ettiler. 

Bu hamle yoldaki trafiği çok rahatlatmadı ama insanlar sabahları ve akşam üzerleri spor yapabilecekleri bölgedeki tek alanı kaybettiler. Üstelik bu ilacın bu yaraya merhem olmayacağı da ortada. Çünkü bölgede yeni yeni gökdelenler yükseliyor. Kuzu Grubun yaptığı gökdelen muhtemelen seneye kullanılmaya başlanır ve yüzlerce aile buraya taşınır. Üstelik bu gökdelenin altı alışveriş merkezi olarak yapıldığından bölgeye gelecek araç sayısı binaya taşınacak aile sayısından kat be kat fazla olacaktır. 
Öte yandan Ankara'nın orta yerinde bir ucube halinde yaşamaya devam eden ve adeta gökdelenlerin altında ezilecekmiş gibi duran Dikmen Köyü'nün hemen yanına da devasa bir bina kompleksi inşaatı  devam etmektedir. Yanına gidip saymadım ama bu bina kompleksinde de en az bin daire olduğunu tahmin ediyorum. Bu bina kompleksi de kullanılmaya başlandığı zaman bölgedeki trafiğin nasıl olacağını hayal bile edemiyorum. Ama bu binaların inşaatı son hız devam etmesine rağmen yaklaşan bu büyük soruna çare olacak herhangi bir girişime şimdiye kadar rastlamadım. Trafiğin nerede tıkandığını merak edip buna çare bulmak için bir çalışma yapan olduğunu da duymadım. 

Gerçi yapılacak çok fazla bir şey de yok gibi görünüyor. Trafik genel olarak ışıkların bulunduğu bölgelerde tıkanıyor. Yol üzerinde bir birine oldukça yakın mesafede birçok ışık olduğu için de Tapu Kadostro Yüksek Okulu kavşağından Konya yoluna kadar olan bölgede yol her zaman tıkanıyor. Bu ışıkların bulunduğu yerlere alt geçit, yani dal-çık yapılırsa belki biraz faydası olabilir. 
Bir diğer çözüm de One Tower'in arkasındaki yolu İlker'e geniş bir yol ve köprü ile bağlayarak trafiğin bir kısmını bu bölgeye yönlendirmek olabilir. Ayrıca, üzerinde Antenlerin olduğu tepedeki yollar ve Oran otobüslerinin son durağından Dikmen Caddesi'nin sonuna çıkan ara yolu genişletmek ve geliştirmek te faydalı olabilir. Ancak bölgede bulunan her boş alana arsa gözüyle bakıp üstelik bir de buralara gökdelen yapılmaya devam edilirse bu işin sonunu getirmek ve trafik dahil ortaya çıkacak yeni sorunlara çare bulmak mümkün olmaz.

Daha da önemlisi; bu plansızlık, bu ilkel zihniyet ve bu düşüncesizlik devam ettiği sürece iş işten geçtikten sonra sorunlara bulmaya çalışılan çareden de hiçbir hayır gelmez. 


Londra'da Türk Büyükelçiliği'nin karşısında büyük Londra yangınından sonra bu günkü Londra'nın nasıl inşaa edileceğini o zamanlar planlayan ve uygulamaya koyan mimarın bir heykeli var. Adamın, herhalde  bu kadar geniş yollara ve büyük parklara ne gerek var diyen rantçılara veya sığ görüşlü adamlara o zamanlar söylediği bir sözünü heykelin alt tarafına yazmışlar. Adam diyor ki, ''eğer bir şey planlıyorsak, onu en az bin sene yaşayacakmış gibi'' planlamak lazım. 

Allah Ankara'ya da bir gün bu zihniyette bir belediye başkanı nasip eder inşallah. 
Saygılar sunarım.

Mehmet Çanlı
20.11.2017.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder