.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

29 Ekim 2017 Pazar

Amerika'da yapılan Las Vegas katliamı üzerine düşünceler.


      Amerika'da gerçekleşen katliamı hepimiz okuduk ama üzerinde durmadık. çünkü o sırada kendi ülkemizin gündemi de oldukça yüklüydü. birileri gündem değiştirmeye çabalayıp duruyordu. bunun yanında mtv zammı ile de ölümü gösterip, sıtmaya razı etmenin ve haksız kazanç sağlamanın peşindeydiler.
       las vegas katliamını tek kişi, 32nci katta bulunan bir otel odasından (tahminen 100-120 yükseklik), elindeki silahların menzili içindeki açık alanda gerçekleşen konseri izleyen seyircilere ateş etmesi ile gerçekleştirdi. en yakın hedefe ateş mesafesinin otel yüksekliğini de dikkate alarak en az 180 m. gibi olabileceğini değerlendiriyorum.
      saldırgan/katliamcı/sapık/terörist en sonunda kendini nallamış (buna intihar etmek diyenler var). eylemi yanında bulunan 16 otomatik tüfek ile gerçekleştirmiş. ancak otomatik tüfeklerin cinsi, markası ve özellikleri belli değil. otomatik tüfek dendiğine göre işin içinde "makineli tüfek" yok diye anlamak mümkün. ancak eylemin sonucunda oluşan zayiata bakıldığında işin sadece aynı anda ateş eden tek tüfek ile olamayacağını değerlendiriyorum (ama gerçekten öyle de olabilir).
      otomatik tüfek dendiğinde, burası musa olduğuna göre, önce m-16'yı anlarız. şarjör kapasitesi 30 olmakla birlikte memeli domuz (tambura) takıldığında kapasite 100 fişeğe çıkar ancak arıza da hemen yanında bekler. tam bu noktada teknik bir açıklama yapmak zorundayım. otomatik tüfek dendiğinde sadece piyade tüfekleri anlaşılmasın. sehpaya takıldığında makineli tüfek olan ama elde kullanıldığında otomatik tüfek olarak adlandırılan silahlar vardır ve bunlar genellikle şeritle beslenir. örneğin, yine burası Amerika olduğuna göre, m-60, m-240 gibi silahlar devreye girer.
      bunları otomatik tüfek olarak kullanmak atış sıhhatini düşürür. şimdi olayı simule edelim. adam tek kişi ve yanında 16 adet 30luk şarjörle beslenen otomatik tüfek var. 30x16=480 fişek eder. ölü ve yaralılara bakalım: 59+527=586. attığı her mermi bir insana denk gelse 480 kişi eder. zayiat sayısı 106 fazla. demek ki devreye ikinci şarjörler girdi. 16 tüfeğin hepsi boşaldı ve yerlerine yeni şarjörler takıldı. her şarjör takılmasında kaybedilen zaman var ve bu zamanda, konser alanındaki kişilerin ufak ufak kirişi kırmakta olduğunu da değerlendirelim. bu arada ateş edilmeyen taraftaki kişilerinde ufak ufak kirişi kırdığını unutmayalım.
      neyse, devreye 480 fişek daha girdi ve toplam 960 etti. bu rakam zayiattan fazla ama bir çok insana birden çok mermi isabet ettiğini ve boşa giden bir sürü merminin olduğunu değerlendirirsek ikinci şarjörlerin de yeterli olmayacağını devreye üçüncü takımın belki de dördüncü gireceğini düşünmek gerekir. ya da otel odasına, bir şekilde, 16 adet otomatik tüfeği sokan birinin bir vaya birden çok makineli tüfek sehpasını da soktuğunu ve bunlardan en az bir tanesinin elektromanyetik/radyomanyetik sehpa olduğunu ve o sehpa üzerindeki tüfeğin optik güdümlü/yoğun sese duyarlı güdümlü/hareket güdümlü/veya benzeri güdüm sitemlerinden biri ile donatıldığını düşünüyorum.
      bunlar gazetelerden okuduğum kadarıyla elde ettiğim bilgiler ışığında yapabildiğim değerlendirmelerdir. gelelim emminin kişilik yapısına. tanımam, etmem, görmem, duymam, bilmem diyerek beş maymunu oynayayım. şaka bir yana; ama bazı hayat gerçekleri var ve çoğu insan bunları öğrenmek, bilmek, duymak, görmek bile istemez. ama o gerçekler orada duruyordur ve sen istediğin kadar ıskala o devreye girecektir. mesela;her doğan 100 kişinin 2-4 kişisi vicdan duygusu olmadan doğuyor.
      YANLIŞ ANLAMAYIN, kötü vicdanlı değil, VİCDAN DUYGUSU YOK sadece. diğer insanlarda vicdan duygusu var ve bir kısmı kötü vicdanlı kalan kısmı ise iyi vicdanlıdır. toplum, iyi vicdanlılar ile kötü vicdanlıları zaman içinde öğreniyor. iyi vicdanlılar içinde ilginç bir kesim var: VİCDANLARINI ASKIYA ALABİLENLER. bunlar da doğan her 100 kişinin 2-4 kişisine denk gelebiliyor. hayat deneyimlerim bana en tehlikeli kişilerin vicdanlarını askıya alabilenler olduğunu gösterdi. çünkü bunlar neyi, ne zaman, nasıl, ne kadar yapacağını planlar ve zamanı geldiğinde vicdanı askıya alır. işlemi bitirdikten sonra da tekrar yerine koyar.
      dikkat edin, psikopat veya bizde hayli çok olan sosyopatlardan bahsetmiyorum. vicdanını askıya alan kişilerden bahsediyorum, bunu iyi ayırt edin. örnek mi "ilk kan/first blood" filmi. bunu bu açıdan bir kez daha seyredin. bu emminin vicdanını askıya alan biri olduğunu söylemiyorum, bunları bilgi olsun diye verdim. çünkü insanlığın çok büyük bir kısmı bundan bihaberdir. bu emmi, kaçmayı denememiş (planlamış ama yapmamış), ölmeyi yeğlemiş. sevgilisine iyi bir para vermiş ve haydi git bize ev al demiş ama hatun bunu ayrılık mesajı olarak değerlendirmiş güdülerine dayanarak. halbuki kendisi emlak mültimilyoneri...
      çok da kibar ara sıra anasına çörek yollarmış. bence travma noktalarından biri çörek. annesi ile çörek arasında kendisini çok ilgilendiren bir ilişki var. adamın kadın arkadaşı mültimilyonerin arkadaşlık etmeyeceği fiziki görüntüde. demek ki dünya zevklerine de göreceli olarak uzak. yani kadın ona "paranın satın alamayacağı" duyguları yaşatıyordu. kimse bunun böyle bir şey yapacağını değerlendirmemiş. kardeşi bile. demek ki ketum ve soğukkanlı biri. yani sakin, planlı, kimseye bulaşmayan, işini iyi yapan, saygınlığı olan, düzenli biri... tipik bir oğlak burcu olabilir mi?
       sonuç?
       herkes bu gibi davranış içine girebilir. %100 değildir ama fiziki sağlığı yerinde olan herkesin böyle bir potansiyeli vardır. adama terörist denebilir. anlık bir kişisel terör uygulamasına girmiş gibi olmakla birlikte terörü terör yapan "süreklilik hali" yoktur çünkü kendini nalladı. yani terörist demek abuk bir yaklaşımdır. cinnet geçirmiş olabilir ama cinnet anlıktır. 16 adet tüfeği bir anda mı otel odasına çıkardı? bu da değil. 
      bu, bence, oldukça planlı, iyi düşünülmüş ve hazırlanılmış bir eylem. emmi büyük bir final yaparak gitti. ölü sayısı 527, yaralı sayısı 59 olabilirdi. ya da daha fazla ölü ve yaralı da olabilirdi. adamın maksadı renkli, gürültülü ve acı çektirdiğini görerek bu dünyadan gitmekle bezenmiş bir büyük sondu diye tahmin ediyorum... bundan sonrası psikyatrist, psikolog ve sosyologlarındır. bakalım efbiyay ne açıklayacak?

   Güven Kaya
  28.10.2017.
   Not: Bu yazıyı beğendiyseniz alttaki butondan facebook, twitter, pinterest ve G+ tuşlarına basarak arkadaşlarınızla paylaşırsanız sevinirim. Teşekkürler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder