.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

28 Ekim 2017 Cumartesi

İstiklal Madalyası'nın Sırları.


      Geçen gün bir arkadaşla bir yerde buluşup biraz sohbet ettik. Arkadaş, yakın zaman önce Kahramanmaraş’a gittiğinden orada çektiği resimleri gösterdi. 1996-1998 yılları arasında Islahiye’de görev yaptığımdan Kahramanmaraş’a birçok defa gitmiştim. Bundan sonra da 2005-2007 yılları arasında Kahramanmaraş’ta görev yaptım. Bu sebeple şehrin resimlerine, biraz da özlemle dikkatli bir şekilde baktım.
      Şehrin değişik tarihi ve doğal güzelliklerine özlemle bakarken birden bire Kahramanmaraş’a verilen istiklal madalyasının resmi dikkatimi çekti. Ne yalan söyleyeyim, daha önce de istiklal madalyası resmi ve hatta madalyanın kendisini gördüğüm halde madalyanın üzerindeki kabartmaya hiç dikkat etmemiştim. Bu sefer, nedendir bilmem, madalyanın üzerindeki kabartma dikkatimi çekti. Çünkü madalyanın üzerinde bir yerleşim yeri olduğu anlaşılan evler, sağ tarafında minaresi açıkça belli olan bir cami ve altında da kağnı ile cephane taşıyan bir köylü kadının kabartma şeklindeki resmi vardı. Bu şeklin üzerinde de ışık haleleri bulunuyordu.
      İstiklal madalyası üzerinde cami resmi olduğu ilk defa dikkatimi çektiğinden eve gelince istiklal madalyası hakkında biraz araştırma yaptım. 4 Nisan 1921 tarihinde TBMM tarafından çıkarılan 66 sayılı kanunla istiklal madalyası verilmesine karar verilmiş ve Osmanlı dönemine ilişkin tüm madalya ve nişanlar iptal edilmiş.
      İstiklal Madalyası, Milli Mücadele’de yararlılık ve cephelerde kahramanlık gösteren sivil ve asker kişilerle o dönemde savaşa katılan alayların sancaklarına ve Erzurum ve Sivas kongrelerine katılanlara verilmiş.
      Bu madalyalar 1 Kasım 1926 tarihine kadar TBMM tarafından verilirken bu tarihten itibaren müracaat edenlere Millî Savunma Bakanlığınca verilmiş. 1926 yılına kadar 6.920 madalya verilmiş. Bundan sonra, 1968'de 1005 sayılı yasanın (1 Mart 1968 tarihi itibariyle) kabulüne kadar geçen 47 yıl içinde verilen madalyalarla birlikte; madalya verilen kişi sayısı 95.261’e ulaşmış.
      İstiklal madalyası sadece kişilere değil şehir ve sancaklara da verilmiş. 30 Ocak 1929 gün ve 3579 sayılı kanunla; Kurtuluş Savaşı’nda cephede görev yapan alay sancaklarına İstiklal Madalyası verilmiş. Ayrıca iki şehir ve bir ilçeye de istiklal madalyası verilmiş. Bunlar Kahramanmaraş Gaziantep ve İnebolu’dur.
      İlk defa istiklal madalyası verilen yerleşim yeri İnebolu olmuş. İnebolu, 9 Nisan 1924 tarihli TBMM kararıyla, beyaz şeritli istiklal madalyası ile ödüllendirilmiş. İstiklal madalyası alan ilk şehir olan Kahramanmaraş ta, 5 Nisan 1925'te kırmızı şeritli istiklal madalyası ile ödüllendirilmiş. Çünkü Meclis'ten gelen ve şehirde Kurtuluş Savaşı'na katılanların bildirilmesini isteyen yazıya şehrin ileri gelenlerinin Maraş’ta milli mücadele’ye katılmayan hiç kimse yoktur” cevabı üzerine TBMM, madalyayı bütün şehir halkına verme kararı almış. Gaziantep ise, ancak 2008 yılında istiklal madalyasını alabilmiş.
      Bu genel bilgilerin ardından şimdi de madalyanın şekline ve benim dikkatimi çeken kabartmasına gelelim. İstiklal Madalyası`nın şekli mecliste uzun tartışmalar sonucu belirlenmiştir. Bu işle, Mustafa Kemal tarafından İstiklal Madalyası yasa tasarısını hazırlamak için görevlendirilen Mustafa Necati Uğural ilgilenmiştir. Bu çalışmalar sonucunda istiklal madalyasının tasarımı Mesrur İzzet Bey tarafından yapılmış. İzzet Bey aynı zamanda ilk madeni para ve pulların da tasarımını yapan kişidir.
      İstiklal madalyası oval şeklindedir. İstiklal madalyası pirinçten yapılmıştır. Çapı 35x40 mm, ağırlığı 15.55 gramdır. Ön yüzünde; üstte Ankara şehrinin, ortada TBMM Binası`nın resmi bulunan madalyanın arkasında zafer ve barışa işaret eden güneş ışınları görülmektedir. Meclis`in sağında 23 Nisan bilgiyi, orak ve tırpanlar tarıma önem verileceğini, iki taraftaki meşaleler de barışı anlatır. En altta kağnısıyla birlikte bir köylü kadını görülmektedir.
      Madalyanın öteki yüzünde ay yıldızla çevrilmiş olarak Misak-ı Milli sınırlarını gösteren Türkiye Haritası vardır. Bu harita üzerindeki tek yıldız Ankara şehrini işaret etmekte, yıldızdan çıkan ışınlardan birisi Kars`a kadar uzanmaktadır. En altta madalyanın yapılış yılı olan 1 Teşrinisani 1338 (1 Kasım 1922) tarihi bulunmaktadır.
      T.B.M.M`ce verilen ilk madalyaların kurdele rengi yeşildir. Ancak daha sonra milletvekillerine yeşil, cephede bulunanlara kırmızı, cephe gerisinde çalışanlara beyaz renkte kurdelesi olan madalyalar verilmiştir. Cephede görev almış milletvekillerinin madalya şeritleri yarı kırmızı, yarı yeşil renklidir.
      Tüm bu bilgilerin ışığı altında şimdi, iğrenç ağızlarından salyalar akarak; keşke Yunanlılar galip gelseydi veya cumhuriyet bir devre arasıydı gibi aşağılık sözler sarf edenleri ve Atatürk’ü dinsiz göstererek bu iğrençliklerinin üzerine tüy dikenleri düşündükçe ne söyleyeceğimi tam olarak bilemiyorum.
      Ama biliyorum ki Milli Mücadele sırasında herkes düşmanla savaşmadı. Bazıları da İngiliz, Fransız ve Yunan altınlarını alarak mücadelenin en sıkıntılı dönemlerinde milli kuvvetleri arkasından vurdu. Bazıları ise ‘’Yunan ordusu, hilafet ordusudur.’’ diye iğrenç (sözde) fetvalar yayımlamaktan bile çekinmedi.
      Şimdi bu lafları edenler, sanırım bu ikinci sınıf aşağılık işleri yapanların torunları olmalı diye düşünüyorum. Yoksa kendi kontrolünde hazırlanan bir madalyaya cami resmi koyduran bir kahramanı, bu ülkenin kurucusunu dinsizlikle suçlayacak kadar alçalmazlardı.

      Saygılar sunarım.
      Mehmet Çanlı
      28.10.2017.
      Not: Bu yazıyı beğendiyseniz alttaki butondan facebook, twitter, pinterest ve G+ tuşlarına basarak arkadaşlarınızla paylaşırsanız sevinirim. Teşekkürler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder