.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

12 Eylül 2014 Cuma

Derebeylik geri mi geliyor? Sahiller talan ediliyor. Vatandaş uğruna hayatını ortaya koyduğu vatanının deniz kenarlarını kullanamıyor.


Bu yaz sahil kenarında küçük bir köye gittim. Eskiden de hemen heryıl gittiğim bu köy hem tarihi hem de doğal sit alanı olduğu için hala yazlıkçı terörü tarafından harap edilmemiş bir köy. Fakat bu zeytinlikle ilgili yasa sanırım bu doğal sit alanı olma vasfını kaldıracak. Yani köyün ve sahillerin talan edilmesi ve bu arada içine edilmesi süreci başlayacak. Ama ben burada esas olarak bundan bahsetmeyeceğim.
Turizm gelişmese de köyde bazı değişiklikler olmuş. Eskiden rahatça gidip denize girdiğimiz koylara artık o kadar rahat gidilemiyor. Bazı koylar ''Beach'' saçmalığı ile kapatılmış. Ücret ödemeden giremiyorsunuz. Bazılarına ise girmek daha kolay ancak arabanızla giderseniz park ücreti ödemek zorundasınız. Yolun üstüne park etseniz bile.
Bu ne biçim iştir demiyorum çünkü ülke en tepeden en alta kadar talancıların, soyguncuların kontrolüne girmiş. Her vatandaşın ortak malı ve serbestçe kullanabileceği bir alan olan denizlerimiz ve sahillerimiz, hoteller ve yazlıklardan sonra şimdi de beach saçmalığı ve sahile yakın tarlası olan uyanıklar tarafından halkın kullanımına kapatılmış durumda. Denize ulaşmak ve girmek için mutlaka birilerine haraç ödemek zorundasınız.
Ben; Fransa, İspanya, Suriye, Portekiz, Hollanda, Fas ve İngiltere'de sahillere gittim. Bazılarında denize de girdim. Hiç birinde ne hotellerin ne de başka talancıların sahilleri kapattığını görmedim. Bu nasıl bir iştir anlayamıyorum.
Ne doğuda, ne güneyde ve ne de batıda böyle bir şey yokken bizde nasıl oluyor. Dahası, gariban halkımız böyle bir soygunculuğa nasıl tepki göstermiyor. Böyle uysal koyun modunda daha ne kadar her şeye tahammül göstereceğiz? Bu uysallık bizi korkarım ki kendi ülkemizde bir esir veya köleye dönüştürecek.
Saygılar sunarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder