Haftalardır dünya devlet başkanının koltuğunu terk etmek zorunda kaldığı Ukrayna'daki krizle meşgul durumdadır. Ülkedeki etnik ve kültürel bölünmeler daha önce hiç olmadığı kadar belirginleşmiş durumda. ABD ve Rusya soğuk savaş döneminden beri nadiren olan bir şekilde tehlikeli oyunu kazanmak için olaylara angaje oluyorlar.
Fakat ön planda görünen başlık konularının ardında Ukrayna'da yaşananlar bizi direkt olarak etkileyebilir mi?
Evet, tamamen mümkün.
Kelebek etkisi denilen bir durum var. Ekonomi, güvenlik ve politik alanlarda neredeyse farkedilmeyecek kadar küçük gelişmeler ortaya çıktıkları yerden dışa doğru dairesel olarak genişleyebilirler ve olayın başladığı yerden çok uzaklardaki insanlar, şirketler ve endüstrileri etkileyebilirler.
İşte Ukrayna'daki gelişmeler de böyle bir risk taşımaktadır.
Ukrayna'nın şu andaki Batı ve Rusya mücadele alanında önemli bir odak noktası ve sınır (yani çatışma) bölgesidir.
Ukrayna; Rusya'nın yüzyıllardır devam ettirdiği sıcak denizlere inme politikasının kilit noktası olan Kırım'a sahiptir. Bu bölge Rus deniz kuvvetleri için en hayati üs durumundadır. Bu bölge aynı zamanda antik dönemlerden beri Çin ve Avrupa arasındaki önemli ticaret yollarından biri olan step yolunun batıdaki ucudur.
Bundan başka Ukrayna önemli bir tarım potansiyeli ile daha çok doğu ve güneydoğusunda yoğunlaşmış önemli sanayi bölgelerine sahiptir.
Daha da önemlisi Rus doğalgazını Avrupa'ya taşıyan önemli boru hatlarını üzerinde bulundurmaktadır. Yani Ukrayna; Avrupa'nın sanayi ve şehir kullanımı için ihtiyaç duyduğu, Rusya'nın da ekonomisini krizlere girmeden yürütebilmesini (Rus ekonomisi önemli bir şekilde karbon yakıtlarının yurt dışına yapılacak ihracatına bağımlıdır.) sağlayacak doğalgaz ve petrolün geçtiği bölgede adeta bu hattın boğazını tutmuş bir pozisyondadır.
Bu sebeple Ukrayna Avrupa ve Rusya için ABD için ifade ettiğinden daha büyük anlamlar taşımaktadır. Bu durum bu ülkelerin krize yaklaşımlarına da etki etmektedir. Rusya ve Avrupa krize daha temkinli yaklaşırken ABD daha agressif hareket etmiş ve Avrupa'dan bağımsız politikalar takip etmiştir.
Bunun üzerine Putin Kafkaslarda da yaptığı gibi etnik Rusları kullanarak yayılmacı bir strateji için önemli adımlar atmıştır. Fakat bu durum Rusya için de risk taşıdığından uluslararası arenada ihtiyatlı davranmaya özen göstermektedir. Mesela aynı şeyi, yani bağımsızlık ilanı için referandum vb. yi Tataristan yaparsa ne olacak. Rusya etnik oyunu ile kendi kafasına silah sıkma riski taşımıyor mu?
Tüm bunlara bakarak diyebiliriz ki ileriki günlerde bu krizin etkileri dünya çapında yayılabilir.
Rusya Ukrayna'dan vazgeçemez.
Avrupa da öyle.
Öyleyse gerilimin seyrini ABD'nin tavrı belirleyecek.
Burada üzücü olan tek şey Türkiye'nin pasif tutumu.
Halbuki bu krizden doğrudan etkilenecek ülkelerin başında Türkiye geliyor.
Bakalım, zaman neler gösterecek?
Hükumet yerel seçimlerden kafasını kaldırıp etrafımıza ne zaman bakacak?
Yoksa hükumet belediye başkanlıklarını kazanmak için ülke çıkarlarını görmezden mi gelecek?
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder