.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

17 Ağustos 2024 Cumartesi

Orman Yangınları Neden Önlenemiyor?

 Her yaz ülkemizin birçok yerinde ormanlar yanıyor.

İnsanın içi yanıyor.

Her yangında herkes bir sürü laf edip yaz geçince söylenenler unutuluyor.

Acaba yetkili kurumlar hiç istatistik yapmıyor mu?

Yangınlar hangi tarihlerde, hangi bölgelerde çıkıyor diye araştırmıyorlar mı?

Bu ormanların sebepleri tespit edilmiyor mu? 

Buna göre neden gerekli tedbirler alınmıyor?

Bu işin çaresi bu kadar zor olmamalı.

Daha yakın zamanda Çeşme'den İzmir'e gidiyordum.

Yol kenarında durdum.

Etrafa baktığımda her tarafın çam ağaçları ile kaplı olduğunu ve ağaçların altlarının sapsarı kuru otlarla kaplı olduğunu gördüm.

Bu otların terör örgütlerince kasıtlı olarak yakılmasa bile basit sebeplerle hemen tutuşabileceğini düşündüm.

Arabada sigara içen biri dalgınlıkla sigarasını dışarı atsa veya bir şişeyi dışarı fırlatsa güneşin etkisiyle otların hemen tutuşabileceği ortadaydı.

Ormanda, yangınları sınırlamak için herhangi bir orman yolu göremedim.

Tüm ağaçlar çam olduğundan, otlar bir defa tutuşunca yangının hızla yayılacağı ortadaydı.

Acaba neden her yere çam ekerler.

Neden orman bakanlığı ağaç altı temizliği yaptırmaz.

En azından yol kenarları ve yakın çevresinde.

Doğuda sidikli meşe diye bir meşe var.

Kuru otlar yansa bile ısıyı gören meşe terlemeye başladığından yanmıyor.

Acaba yol kenarlarına ve ormanın belli bölgelerine kuşak halinde bu meşelerden ekilemez mi?

İyi bir yangın gözetleme sistemi kurup yangına çıkar çıkmaz müdahale edilemez mi?

Terör örgütleri için önemli olan günlerde orman gözetleme faaliyetleri güvenlik güçleri ile koordineli olarak artırılamaz mı?

Orman söndürme uçakları ve helikopterleri artırılamaz mı?

Orman yangınları ile mücadelede, özellikle de yangını kısa sürede söndürmek için gerekli teknolojiler takip edilip alınamaz mı?

Yoksa bu konuda araştırma ve geliştirme yapılamaz mı?

Bence yapılabilir.

Her sene aynı şeyi yaşayıp aynı tepkileri vermek bana pek akıllıca gelmiyor.

İlgililere duyurulur.

16 Ağustos 2024 Cuma

Halkı Rakamlarla Oynayarak Aldatamazsınız

 Biraz önce mahalle arasındaki bir pastanede kahve içtim.

Tam 50 lira.

Mahalle arasında olduğu için ucuz.

Evet, yanlış duymadınız, ucuz.

Çünkü alışveriş merkezlerinde, Kızılay'da filan bir kahve 70 liradan az değil.

Maliye bakanı hiçbir memur ve emekliyi enflasyona ezdirmediğini söylüyor.

70 lira verip kahve içebilecek kaç tane memur veya emekli kaldı ülkede?

Dışarda içme sende, otur evinde iç diyene küfrederim.

Böyle dangozlar var, biliyorum.

Yahu damacana su bile 100 lira civarında.

Ekmek cinsine göre değişen fiyatlarda ama pahalı.

Bu insanlar nasıl geçinecek?

O sürekli tekrarladığınız "Bizden önce şu yoktu, bu yoktu.." masalını bırakın.

Sizden önce bu kadar pahalılık, gelir adaletsizliği, hukuksuzluk hiçbir zaman yoktu.

İnsanlar açlık sınırında yaşıyor.

Unutmayın ki, açlık sofuluğu bozar.


Demokratik Bir Ülkede Ekonomik Kriz Olursa, Tasarruf Tedbirleri Nasıl Uygulanır?

 2009-2010 yılları arasında Londra'da askeri ataşeydim.

Malum 2008 ekonomik krizi yaşandı.

Hani bizde teğet geçtiği iddia edilen ekonomik kriz var ya, işte o.

İngiliz Savunma Bakanlığı'nda zaman zaman tüm ataşeler toplanır, bazı konularda brifing verilirdi.

Bu brifing için bakanlığa gittiğimizde, brifing saatine kadar ataşelere kahve ve yanında kek veya bisküvi ikram edilirdi.

Bir gün yine bakanlıkta toplantı vardı.

Gittim.

Bir fincan kahve aldım ama kek veya bisküvi yoktu.

İrtibat subayına sordum.

"Ekonomik kriz var, tasarruf tedbirleri ilan edildi, bu kapsamda kek ve bisküviyi artık ikram etmeyeceğiz." dedi.

"Koskoca İngiltere, tasarruf etmek için başka birşey bulamadı da kekten mi tasarruf ediyor." diye takıldım.

"Öyle deme." dedi.

"Bunun gibi o kadar çok küçük şey var ki hepsini toplayınca çok büyük tasarruf oluyor. Bizde devlet önce kendi tasarruf eder. Başbakan dahil tasarruf kapsamında birçok harcamasını azalttı. Devlet tasarruf etmezse memur maaşlarından, halkın gelirinden tasarruf etmek gerekecek. O yüzden biz tasarrufu önce devlette başlattık. Bunun devletin itibarını sarsacağını da zannetmiyoruz. Eğer halkın geliri azalır, memurlar daha az maaş alırsa o zaman devletin itibarı sarsılır." diye devam etti.

Sonra da ilave etti:

"Daha bu başlangıç. Belki kahve ve çay ikramını da kaldıracağız tasarruf için.

Şaka yapıyor zannettim.

Güldüm.

Meğer şaka yapmıyormuş.

Bir hafta sonra çay ve kahve ikramını da kaldırdılar.

Bir de bize bakıyorum.

Neden İngiltere güçlü ve zengin bir devlet ama biz değiliz, çok iyi anlıyorum.


Jandarma Genel Komutanı'nın Konuşması Neden Eleştiriliyor?

 Jandarma Genel Komutanı bugün, cumhurbaşkanı güzellemesi şeklinde bir konuşma yapmış.

Televizyonlarda bazıları emekli subay veya general olan kişilerin de dahil olduğu tartışmalar almış başını gidiyor.

Eskiden şöyleydi, şimdi böyle diye örnekler veriliyor.

Balkan Savaşı'nı ordu siyasete bulaştığı için kaybettik diyenler oluyor.

Ordunun özünü kaybettiğini, sistemin bozulduğunu söyleyenler oluyor.

Ne diyeceğimi bilemiyorum.

Sadece ordu mu bozuldu.

Bozulmayan, taraftarlar, tarikatlar, yandaşlar tarafından doldurulmayan tek bir kurum kaldı mı ki?

Eskiden orduda geçmiş meslek hayatınızdaki başarınıza göre terfi ederdiniz.

Fetö zamanında Fetöcü olup olmamanız sonucu belirlerdi.

Şimdi ise ne kadar yağ çektiğiniz, il, ilçe teşkilatlarından bile alınan referansların ne kadar çok olduğuna göre terfi ediliyor.

Yani, öyle diyorlar.

Böyle bir ordu, böyle bir devlet elbette güç kaybeder.

Tütün dükkanındaki sigaralar normal sigaralara göre neden bu kadar ucuz?

 Bu gün, eve giderken sürekli olarak önünden geçtiğim bir tütüncü dükkanına girdim.

Gördüğüm kadarıyla oldukça fazla müşterisi var.

Nedenini merak ettiğimden, bir paket sigaranın fiyatını sordum.

25 liraymış.

Yani, sıradan bir markanın bir paketinin üçte biri kadar.

Tütün aynı tütün.

Kağıt aynı kağıt.

Filtre aynı filtre.

Bir paket alıp bir tane içtim.

Tadı da hemen hemen aynı.

Peki bu fiyat farkı neden?

15 Ağustos 2024 Perşembe

Enflasyonun sebebi nedir?

 Tuhaf bir ülkede ve tuhaf  bir zamanda yaşıyoruz.

Enflasyon artıyor, herkes bakkalı, manavı, çiftçiyi, dış güçleri suçluyor.

Ama bir ülkede enflasyon olmasının sebebinin ülkeyi yönetenlerin ülkeyi gerektiği gibi yönetememesinden kaynaklandığını aklı başında herkes bilir.

Marketler enflasyonu artıramaz.

Düşüremez de.

Yanlış ekonomi politikaları enflasyonu artırır.

Öte yandan, ülkeyi satıp savdıktan sonra ne satacak mal, ne alabilecek borç kalmayınca bunun acısını halktan çıkarak ekonomi politikaları da enflasyonu artırır.

Ülkemizde her şey, bundan kötü gidiyor.

Enflasyonun temel sebebi de devlet.

Devlet bir sürü yeni vergi koyduğu gibi her gün vergileri fütursuzca artırıyor.

Bu yüzden benzin-mazot uçuşa geçiyor.

Doğal gaza kallavi zamlar yapılıyor.

Bunlar da üretim maliyetlerini artırıyor.

Böylece ülke enflasyon sarmalından kurtulamıyor.

Bu anlayıştan ve hatta bu hükümetten kurtulmadan bu sarmaldan kurtulmak da mümkün görünmüyor.

İsrail ve Amerika ile mücadele edilebilir mi?

 İsrail aylardır Gazze'yi tahrip ediyor. 

Çoğu bebek, çocuk ve kadın onbinlerce insanı öldürdü.

Evleri yok etti.

Silahsız insanları bombaladı.

Amerika da bunu destekliyor. 

Tabii İngiltere ve Fransa da.

İsrail HAMAS liderini İran'da öldürdü.

Bu gün de Lübnan'ı bombalamış.

Amerika da Yemen'i bombalamış.

Adamlar, canları istediği gibi istediği kişileri öldürüyor.

Ülkeleri bombalıyor.

Sesini çıkaranı tehdit ediyor.

Mesela İran, İsrail'e misilleme yapacağını açıklayınca ABD neredeyse bütün deniz kuvvetlerini bölgeye gönderdi.

Dünyanın en büyük ikinci dini grubunu oluşturan Müslümanlardan ses seda yok.

Birkaç kişi ses çıkarmaya çalışıyor ama sesleri çıkmıyor.

Devlet yöneticileri ise zaten Amerika'dan korkuyor.

Peki ne yapalım.

Amerika ve İsrail, dünyaya silah, araç vb. sattığı için güçlü.

Film endüstrisi ile yumuşak gücünü artırıyor.

Dolar altın gibi, her yerde geçerli.

Eğer hiç kimse dolar almazsa, 

Eğer hiçbir devlet doları dış ticarette kullanmazsa, 

Rezerv para olarak merkez bankalarında tutmazsa, 

Eğer devletler amerikan silahı satın almazsa

ve benzer başka eylemlerde bulunursa ABD zayıflar.

ABD, dünyanın kabadayısı gibi hareket edemez.

Ama bunu da hiçbir Müslüman ülkenin yöneticisi yapamaz.

İş halka kalıyor.

Örgütlü halk, her şeyi değiştirir.

Örgütlü halk, Amerikan beslemesi yöneticileri de değiştirir.

Örgütlü halk her şeyi değiştirir.

Ama Müslüman ülkelerde halk örgütlü değil.

Onun için İsrail yıllardır istediği kadar Müslüman öldürüyor.

ABD, Müslüman ülkeleri işgal edip parçalıyor.

Bu bir kader değil.

Amerika da İsrail de sanıldığı kadar güçlü değil.

Gücünü sizden alıyor.

Tüketici tüketmediği zaman her firma batar.

Roma ve Osmanlı bile yıkıldı.

Bu ABD ve İsrail hegemonyası da biter.

Yeter ki insanlar inansın.

Yeter ki insanlar birlikte hareket etsin.


Maymun Çiçeği Virüsü Salgını Türkiye'ye Gelirse Ne Yapacağız?

 Dünya'da yeni bir salgın başlamış.

Adı da ilginç: "Maymun çiçeği virüsü."

Afrika'da ortaya çıkan hastalık hızla 13 ülkeye yayılmış.

Bizim sağlık bakanlığı "Hastalığı yakından takip ediyoruz." diye açıklama yapmış.

Uzaktan takip etmek yetmez.

Her gün Afrika'dan ülkemize binlerce insan geliyor.

Bunları kontrol ediyor musunuz?

Hastalık hakkında şimdiden bir çalışma grubu oluşturdunuz mu?

İlaç veya aşı için bir çalışmanız var mı?

Hastalık ülkemizde görülürse yayılmaması için bir eylem planınız var mı?

Kuru kuru takip etmek yetmez.

O kadarını ben de takip ediyorum.

Zaten korona milleti bunalıma soktu.

Aynı hazırlıksızlık, aynı sorunlar tekrar yaşanırsa millet bunu kaldıramayabilir.

Şimdiden tedbir almaya başlayın.

Sözde değil özde hazırlık yapın.

Benden söylemesi.

Ukrayna, neden Rus topraklarına taarruz etti?

 Şu sıralar hangi televizyon kanalını açsam Ukrayna'nın sürpriz bir şekilde devam eden çatışmaların temas hattı dışındaki bir bölgeden Rus topraklarına taarruz ederek büyük bir toprak parçasını neden işgal ettiği tartışılıyor.

Tartışmalarda en makul açıklamalardan oldukça iddialı ve hatta üfürme iddialar da öne sürülüyor.

Bazıları daha da ileri giderek, ABD'deki bazı çevrelerin Ukrayna'yı Rusya'yı tahrik etmeye teşvik ettiklerini ve amaçlarının Rusya'yı nükleer silah kullanmak zorunda bırakmaya çalıştıklarını söylüyor.

Ben olaya bakınca çok da karmaşık bir şey görmüyorum. Savaş uzun süredir devam ediyor.

Rus taarruzu durdurulduktan sonra Ukrayna genel bir karşı taarruz yaptı ama başarılı olamadı.

Bunun üzerine her iki taraf da bulunduğu hatlarda savunmaya geçti.

Klasik Sovyet Doktrinine göre mevzi savunması yapıyorlar.

Birbiri gerisinde hatlarda tertiplendiler.

Üç hat halinde savunma mevzileri hazırladılar.

Sadece belli bölgelerde mahdut hedefli taarruzlar yapılıyor.

Bu tür bir harekat, 1. Dünya Savaşı'ndaki yıpratma muharebelerine benziyor.

Bu da, asker sayısı ve lojistik potansiyeli yüksek olana avantaj sağlar.

Bu açıdan Rusya'nın Ukrayna'dan çok daha güçlü olduğu ortada.

Nitekim, bir süredir Rusya, mahdut hedefli taarruzlarla adım adım da olsa ilerlemeyi başarıyor.

Bunun sonucunda birçok köyü ele geçirdi.

Ukrayna bunu durduramıyor.

Bu durumdan kurtulmak için basit bir stratejiye başvurdu.

Mevcut temas hattında yoğunlaşan Rus askeri harekatını çatışmaları geniş bir bölgeye yayarak zayıflatmaya çalışıyor.

Başarısız olduğu alanda değil, başarılı olabileceği bir alanda harekat icra ederek Rusya'yı moral, motivasyon açısından zayıflatmak istiyor.

Güçlü olduğu yerde durduramadığı Rusya'yı zayıf bir yerinden vurmak istiyor.

Bunda başarılı başarılı da olmuş gibi görünüyor.

Elbette bu harekatın birçok farklı sonuçları olacaktır.

Ancak, bana göre sebebi bu kadar basittir.

13 Ağustos 2024 Salı

Amerika bizim müttefikimiz mi?

Bir zamanlar Türk uçakları bir Rus uçağını vurmuş ve Türkiye İle Rusya savaşın eşiğine gelmişti. 

Biz NATO garantilerinin uygulanmasını talep ettik.

Ne tek bir ABD gemisi kıyılarımıza geldi, nede başka bir şey oldu.

Ancak, İran İsrail'i tehdit edince, ABD neredeyse tüm deniz kuvvetlerini bölgeye gönderdi.

Bizim dahil olduğumuz güvenlik teşkilatının en büyük gücü olan ABD, soğuk Savaş boyunca ve daha sonra sadık bir müttefik olan Türkiye'yi umursamazken NATO üyesi bile olmayan İsrail'i korumak için aşırı gayret gösteriyor.

ABD gerçekte bizim mi yoksa İsrail'in mi müttefiki belli oldu.