.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

17 Ağustos 2024 Cumartesi

Kredi Kartından Harcanan Parayı Kim Ödüyor?

 Youtube'ta bazı videolar seyrediyorum.

Bazı genç kızlara mikrofon uzatıyorlar.

Bazı sorular soruyorlar ve inanamadığım cevaplar alıyorlar.

Örneğin bir videoda lokantada yemek yiyen oldukça genç bir kıza mikrofon uzatılıyor.

Tırak bakımı, makyajı ve askılı kıyafeti ile zengin birinin çocuğu olduğunu düşündüren kıza "Harcadığınız paranın kaynağı nereden?" diye soruyorlar.

Genç kız cevap veriyor: "Kredi kartımdan."

Bunun üzerine kıza tekrar soruluyor: "Peki kredi kartından harcadığınız parayı kimin ödeyeceğini biliyor musunuz?"

Genç kız cevap veriyor: "Banka ödemiyor mu?"

İnşallah bu gerçek bir ropörtaj değildir.

İnşallah kurgudur.

Eğer kurgu değilse, vah halimize.

Döner Fiyatlarındaki Tuhaflıklar.

 Ankara'da ekmek arası tavuk döner 120-130 lira civarında.

Ekmek arası et döner ise 200 liraya yakın.

Basın organlarından öğrendiğimize göre döner Avrupa'da da çok popüler bir yiyecek haline gelmiş.

Bu sebeple Aldi market zinciri de döner satmaya başlamış.

Aldi'de ekmek arası et döner fiyatı ise 2 euro'ya satılıyormuş.

Yani 70 liraya.

Eskiden Türkiye'de herşey, Avrupa'ya göre çok ucuz olurdu.

Şimdi döner bile Avrupa'da bizden daha ucuz.

Ne diyeyim?

Yazıklar olsun.

Hangi Din Adamını Dinlemeli?

 Vahdettin, Boğazlıyan kaymakamı Kemal Bey'in idamını onaylamaya cesaret edememiştir.

Halkın göstereceği tepkiden kurtulmak için şeyhülislamdan bir fetva çıkarmasını istemiştir.

Böylece idamı dine uygun göstererek dindar halkın tepkisini önleyeceğini hesaplamıştır.

Ne yazık ki o günün dini kurumlarının başında bulunanlar şahsi çıkarlarını ve makamlarını korumak için vatansever bir devlet memurunun Hristiyan istilacıları memnun etmek için dini, dine aykırı şekilde kullanarak idam edilmesine sebep olmuşlardır.

Osmanlıda var olan dini kendi amaçları için kullanan bu sahtekar kitle, Feto olayında da cok açık bir şekilde görüldüğü gibi, bu gün de değişik kisveler altında yasamaya devam etmektedir.

Kurtuluş Savaşı sırasında, İstanbul'daki şeyhülislamın aksine, Yunan işgaline direnmek için halkı teşvik eden gerçek dindar ve vatansever din adamları da vardı.

Şimdi de öyle din adamları var.

İşgalci İngiliz ve Fransızları memnu etmek ve padişahın gözüne girmek için masum bir vatan evladını idama gönderen mahkemelerin yargıçlarının ve bu karara onay veren şeyhülislamın takipçilerini değil, Yunan işgali karşısında, herkes düşmana direnmek zorunda, eğer silahınız yoksa bile cebinize taş doldurup düşmana atın diyen Denizli müftüsünün takipçilerini dinlemenin zamanı gelmedi mi?

Mecliste Alpay Özalan Ahmet Şık'ı Dövmüş.

 Meclis milletin temsil edildiği bir yerdir.

Demokrasinin kabesidir.

Ülke sorunlarının tartışıldığı ve çözüm bulmaya çalışıldığı yerdir.

Biri kürsüden konuşurken, sizin fikirlerinize çok ters şeyler de söyleyebilir.

Sizden beklenen fikirlerinizle o kişinin fikirlerine karşı mücadele etmektir.

Yumruklarınızla değil.

Orman Yangınları Neden Önlenemiyor?

 Her yaz ülkemizin birçok yerinde ormanlar yanıyor.

İnsanın içi yanıyor.

Her yangında herkes bir sürü laf edip yaz geçince söylenenler unutuluyor.

Acaba yetkili kurumlar hiç istatistik yapmıyor mu?

Yangınlar hangi tarihlerde, hangi bölgelerde çıkıyor diye araştırmıyorlar mı?

Bu ormanların sebepleri tespit edilmiyor mu? 

Buna göre neden gerekli tedbirler alınmıyor?

Bu işin çaresi bu kadar zor olmamalı.

Daha yakın zamanda Çeşme'den İzmir'e gidiyordum.

Yol kenarında durdum.

Etrafa baktığımda her tarafın çam ağaçları ile kaplı olduğunu ve ağaçların altlarının sapsarı kuru otlarla kaplı olduğunu gördüm.

Bu otların terör örgütlerince kasıtlı olarak yakılmasa bile basit sebeplerle hemen tutuşabileceğini düşündüm.

Arabada sigara içen biri dalgınlıkla sigarasını dışarı atsa veya bir şişeyi dışarı fırlatsa güneşin etkisiyle otların hemen tutuşabileceği ortadaydı.

Ormanda, yangınları sınırlamak için herhangi bir orman yolu göremedim.

Tüm ağaçlar çam olduğundan, otlar bir defa tutuşunca yangının hızla yayılacağı ortadaydı.

Acaba neden her yere çam ekerler.

Neden orman bakanlığı ağaç altı temizliği yaptırmaz.

En azından yol kenarları ve yakın çevresinde.

Doğuda sidikli meşe diye bir meşe var.

Kuru otlar yansa bile ısıyı gören meşe terlemeye başladığından yanmıyor.

Acaba yol kenarlarına ve ormanın belli bölgelerine kuşak halinde bu meşelerden ekilemez mi?

İyi bir yangın gözetleme sistemi kurup yangına çıkar çıkmaz müdahale edilemez mi?

Terör örgütleri için önemli olan günlerde orman gözetleme faaliyetleri güvenlik güçleri ile koordineli olarak artırılamaz mı?

Orman söndürme uçakları ve helikopterleri artırılamaz mı?

Orman yangınları ile mücadelede, özellikle de yangını kısa sürede söndürmek için gerekli teknolojiler takip edilip alınamaz mı?

Yoksa bu konuda araştırma ve geliştirme yapılamaz mı?

Bence yapılabilir.

Her sene aynı şeyi yaşayıp aynı tepkileri vermek bana pek akıllıca gelmiyor.

İlgililere duyurulur.

16 Ağustos 2024 Cuma

Halkı Rakamlarla Oynayarak Aldatamazsınız

 Biraz önce mahalle arasındaki bir pastanede kahve içtim.

Tam 50 lira.

Mahalle arasında olduğu için ucuz.

Evet, yanlış duymadınız, ucuz.

Çünkü alışveriş merkezlerinde, Kızılay'da filan bir kahve 70 liradan az değil.

Maliye bakanı hiçbir memur ve emekliyi enflasyona ezdirmediğini söylüyor.

70 lira verip kahve içebilecek kaç tane memur veya emekli kaldı ülkede?

Dışarda içme sende, otur evinde iç diyene küfrederim.

Böyle dangozlar var, biliyorum.

Yahu damacana su bile 100 lira civarında.

Ekmek cinsine göre değişen fiyatlarda ama pahalı.

Bu insanlar nasıl geçinecek?

O sürekli tekrarladığınız "Bizden önce şu yoktu, bu yoktu.." masalını bırakın.

Sizden önce bu kadar pahalılık, gelir adaletsizliği, hukuksuzluk hiçbir zaman yoktu.

İnsanlar açlık sınırında yaşıyor.

Unutmayın ki, açlık sofuluğu bozar.


Demokratik Bir Ülkede Ekonomik Kriz Olursa, Tasarruf Tedbirleri Nasıl Uygulanır?

 2009-2010 yılları arasında Londra'da askeri ataşeydim.

Malum 2008 ekonomik krizi yaşandı.

Hani bizde teğet geçtiği iddia edilen ekonomik kriz var ya, işte o.

İngiliz Savunma Bakanlığı'nda zaman zaman tüm ataşeler toplanır, bazı konularda brifing verilirdi.

Bu brifing için bakanlığa gittiğimizde, brifing saatine kadar ataşelere kahve ve yanında kek veya bisküvi ikram edilirdi.

Bir gün yine bakanlıkta toplantı vardı.

Gittim.

Bir fincan kahve aldım ama kek veya bisküvi yoktu.

İrtibat subayına sordum.

"Ekonomik kriz var, tasarruf tedbirleri ilan edildi, bu kapsamda kek ve bisküviyi artık ikram etmeyeceğiz." dedi.

"Koskoca İngiltere, tasarruf etmek için başka birşey bulamadı da kekten mi tasarruf ediyor." diye takıldım.

"Öyle deme." dedi.

"Bunun gibi o kadar çok küçük şey var ki hepsini toplayınca çok büyük tasarruf oluyor. Bizde devlet önce kendi tasarruf eder. Başbakan dahil tasarruf kapsamında birçok harcamasını azalttı. Devlet tasarruf etmezse memur maaşlarından, halkın gelirinden tasarruf etmek gerekecek. O yüzden biz tasarrufu önce devlette başlattık. Bunun devletin itibarını sarsacağını da zannetmiyoruz. Eğer halkın geliri azalır, memurlar daha az maaş alırsa o zaman devletin itibarı sarsılır." diye devam etti.

Sonra da ilave etti:

"Daha bu başlangıç. Belki kahve ve çay ikramını da kaldıracağız tasarruf için.

Şaka yapıyor zannettim.

Güldüm.

Meğer şaka yapmıyormuş.

Bir hafta sonra çay ve kahve ikramını da kaldırdılar.

Bir de bize bakıyorum.

Neden İngiltere güçlü ve zengin bir devlet ama biz değiliz, çok iyi anlıyorum.


Jandarma Genel Komutanı'nın Konuşması Neden Eleştiriliyor?

 Jandarma Genel Komutanı bugün, cumhurbaşkanı güzellemesi şeklinde bir konuşma yapmış.

Televizyonlarda bazıları emekli subay veya general olan kişilerin de dahil olduğu tartışmalar almış başını gidiyor.

Eskiden şöyleydi, şimdi böyle diye örnekler veriliyor.

Balkan Savaşı'nı ordu siyasete bulaştığı için kaybettik diyenler oluyor.

Ordunun özünü kaybettiğini, sistemin bozulduğunu söyleyenler oluyor.

Ne diyeceğimi bilemiyorum.

Sadece ordu mu bozuldu.

Bozulmayan, taraftarlar, tarikatlar, yandaşlar tarafından doldurulmayan tek bir kurum kaldı mı ki?

Eskiden orduda geçmiş meslek hayatınızdaki başarınıza göre terfi ederdiniz.

Fetö zamanında Fetöcü olup olmamanız sonucu belirlerdi.

Şimdi ise ne kadar yağ çektiğiniz, il, ilçe teşkilatlarından bile alınan referansların ne kadar çok olduğuna göre terfi ediliyor.

Yani, öyle diyorlar.

Böyle bir ordu, böyle bir devlet elbette güç kaybeder.

Tütün dükkanındaki sigaralar normal sigaralara göre neden bu kadar ucuz?

 Bu gün, eve giderken sürekli olarak önünden geçtiğim bir tütüncü dükkanına girdim.

Gördüğüm kadarıyla oldukça fazla müşterisi var.

Nedenini merak ettiğimden, bir paket sigaranın fiyatını sordum.

25 liraymış.

Yani, sıradan bir markanın bir paketinin üçte biri kadar.

Tütün aynı tütün.

Kağıt aynı kağıt.

Filtre aynı filtre.

Bir paket alıp bir tane içtim.

Tadı da hemen hemen aynı.

Peki bu fiyat farkı neden?

15 Ağustos 2024 Perşembe

Enflasyonun sebebi nedir?

 Tuhaf bir ülkede ve tuhaf  bir zamanda yaşıyoruz.

Enflasyon artıyor, herkes bakkalı, manavı, çiftçiyi, dış güçleri suçluyor.

Ama bir ülkede enflasyon olmasının sebebinin ülkeyi yönetenlerin ülkeyi gerektiği gibi yönetememesinden kaynaklandığını aklı başında herkes bilir.

Marketler enflasyonu artıramaz.

Düşüremez de.

Yanlış ekonomi politikaları enflasyonu artırır.

Öte yandan, ülkeyi satıp savdıktan sonra ne satacak mal, ne alabilecek borç kalmayınca bunun acısını halktan çıkarak ekonomi politikaları da enflasyonu artırır.

Ülkemizde her şey, bundan kötü gidiyor.

Enflasyonun temel sebebi de devlet.

Devlet bir sürü yeni vergi koyduğu gibi her gün vergileri fütursuzca artırıyor.

Bu yüzden benzin-mazot uçuşa geçiyor.

Doğal gaza kallavi zamlar yapılıyor.

Bunlar da üretim maliyetlerini artırıyor.

Böylece ülke enflasyon sarmalından kurtulamıyor.

Bu anlayıştan ve hatta bu hükümetten kurtulmadan bu sarmaldan kurtulmak da mümkün görünmüyor.