Sosyal Medya'da Suriye konusunda yaptığımız bir tartışma.
Ben: ''Suriye artik bolunmustur.
Esat rejimi butun ulkeyi ele gecirse bile bunu engelleyemez.
Bir ulkenin nufusunun neredeyse yarisi baska ulkelere siginmak zorunda kalmissa bu ulkenin rejimi ancak o ulkedeki emperyalistlerin pay kapma mucadelesi sona erinceye kadar yasar.
Suriye bolunurse bundan en buyuk zarar gorecek ulkelerin basinda ise maalesef Turkiye gelir.
Suriye de basta isid olmak uzere bircok teror orgutu vardir.
Ve bu orgutler uzun vadede bizim icin de tehdittir.
Ama ulkedeki en buyuk teror orgutu baas rejimidir.
Cunku diger teror orgutleri gibi sivil, coluk cocuk ayirmadan teror yontemlerini kullanmaktadir.
Terorle mucadele ettigi iddiasi da dogru degildir.
Bir ulkenin nufusunun yarisinin terorist olduguna inanan varsa o zaman haklidirlar.''
Bir karşıt fikir: ''Tamda demokrasiye geçmek için altı yıllık bir plan ile yola çıkmış, eğitimli, modern bir lider olan Esad ne oldu da birden bire esed oldu.
BOP eşbaşkanı neden kardeşi Esad ın sıkı fıkı tuttuğu elini bir gecede bıraktı. Yayılmacı politikasını en vahşi şekilde şiddet uygulayarak gerçekleştiren İsrail'e karşı en kararlı mücadele eden Suriye'ye kimler ve neden çelme taktı. Türkiye PKK ile mücadele ederken çok sayıda ilçeyi yerle bir ederken haklı.... fakat, ABD ve müttefiklerinin onbinlerce vahşi militanı Türkiyede eğitip, donatarak bir gecede Suriye ye sokarak yarattıkları vahset ve istikrarsızlık karşısında halkın desteğini de alarak bir kurtuluş savaşı veren Esad haksız mı.
2011 yılında boğazları kesilerek köprüden nehre atılan yüzlerce Suriyeli asker ve polis başta olmak üzere katledilen binlercesinin aileleri, sevenleri, aşiretleri ve haklarını koruyacak devletleri yokmuydu. Elbette haksız ve ilegal olan dış müdahale/etki büyük bir tepki doğurdu.
Bu arada, Türkiye'ye kaçan sözde sığınmacılar, ABD ve İsrail tarafından büyütülen IŞİD tarafından katledilmemek ve iki ateş arasında kalmamak için kaçanlardır. Kaçmayıp Esad ile birlikte Ülkelerini kurtarmak için savaşabilecekken aksine tayyip ve benzeri ihvan zihniyetli yaratıklar tarafından da tahrik edilerek büyütülen, kanunsuz ilegal bir organizasyon ile para, silah ve her türlü lojistik desteği verilerek ESAD'a karşı sahaya sürülen bir başka grup daha vardır.
Neticede bir ülkenin iç işlerini o ülkenin vatandaşları belirler. Bugün Esad özellikle sunni çoğunluğun desteğini alarak seçimle iktidarını koruyan bir liderdir. Suriye de yapılan son seçim en az Türkiye de yapılan son seçim kadar legaldir.''
Ben: ''Bir sirketiniz var ve basina koydugunuz yonetici sirketin yarisini kaybetti. Bu aslinda iyi cocuktur ama rakip firmalar onu oyuna getirdi diye sirketin basinda tutar misiniz. Adamin yapacagini soylediginiz seyler sadece varsayimdan ibaret ama ulkesini paramparca ettigi gercek. Ben varsayimlara gore degil gerceklere gore yazdim yazdiklarimi. Benim suriye konusunda uc temel prensibim var. 1. Iyi diktator yoktur. Butun diktatorlar kotudur. 2. Iyi emperyalist yoktur. Butun emperyalistler kotudur. 3. Iyi teror orgutu yoktur. Butun teror orgutleri kotudur.
Turkiye konusu ayri bir mesele. Turkiye de tek adam rejimini elestirip esat i allayip pullamaya calismak ne kadar tutarli?
Olayi mezhep boyutuna getirmek te sik yapilan bir hata. Ben mezhepten bahsetmedim. Burada vurgulamaya calistigim teror yontemlerini kullanan kim olursa olsun teroristtir vurgusu. Farz edelim ki baska ulkeler de benzer yontemleri uyguluyor. Bu esat i masum yapmaz. O ulke yonetimlerini de kotu yapar.
Baas rejiminin yillarca pkk ve diger teror orgutlerine verdigi destek sebebiyle terore destek veren ulke listemizde oldugunu da unutmamak lazim. Baska ulkelerin diger ulkelerin ic islerine karismamasi gerektigine gelince haklisiniz. Keske karismasalar.Ama esatlarin bundan sikayet etmeye hic hakki yok. Cunku yillarca lubnan, urdun, irak ve filistin in ic islerine karistilar. Yillarca lubnanin bir kismini isgal ettiler. Hatay i kendi sinirlari icinde gosterdiler. Ne demis atalarimiz? Çalma kapimi, calarlar kapını.
Suriye nin durumu aslinda yuzde 52 yi sokaga salarim diyenlerin boyle bir sey yaparlarsa ulkeyi ne hale getirecegine de guzel bir ornek.''
İkinci farklı fikir: ''Hiç bir ülke masum değil Mısırda darbe olmasa ...belki 59 daki yapı gibi ihvan hareketi suriyede esadı devirip birleşik arap devleti de kurabilirdi...bizimkileri hataya götüren yzb hafız esadın niçin devlet kurmasına izin verildiği ve bop örtülü hedeflerini öngörememek...ayrıca kontrolsüz bir hizbullah daha tehlikeli israil için ...israil büyük oluşumlardan ziyade birbiri ile mücadele eden küçük oluşumları tercih ediyor...zaten 1979 campt davit ant.da garantör ve imzacı devletler abd mısır israil bize darbeyi daha iyi anlamamızı sağlıyor...(enver sedatın attığı bu imzayı kabul etmeyen bir yapı var dı malum suriye ve mısırda (Türkiye ve ırakta olduğu gibi)mısır ordusu ve devleti bu imza gereği büyümüş ve her yıl milyardolarlar abd den destek görmüştür....Bu ordu hem mükafat adı altında mısıra destek öte yandan israile hasmane takılmayan amerikancı zihniyet...''
Ben; ''Elbette ki Israil kendi cikarlarina gore bazi manipulasyonlar yapiyor. Kendi guvenligi icin her ulke bazi seyler yapiyordur. Burada dikkat edilmesi gereken baas rejiminin suriye de yillarca suren kotu yonetiminin suriyeyi bu manipulasyonlara acik hale getirmesi ve zayiflatmasi. Bir yonetim ulkenin basina gelen felaketleri dusmanlarini suclayarak aciklayamaz. Sen ne yaptin kardesim? Diye sorarlar adama.''
İkinci farklı fikri savunan: ''Baas da arap milliyetçiliği var malum fakat abd israil arapları selefi/ şii ve sunni olarak üçe bölmüş ve kapıştırıyor geçmişte gn.nasırın baas düşüncelerini yıkıyor.
Biz suriyede heriki düşünceden de azade özgür üniter laik bir suriyeden yana olmalıydık her iki yapıda bizim için riskdi aslında...bizi hataya düşüren pkk hatay ve su meselesi ile suriye devlet otoritesine hasmane yapımız ve mısır ihvan hrk.ne yakın akp politikaları malum...halbuki uniter yapıdan serbest kalacak oluşumlar daha tehlikeli...kontrolsüz güç güç değildir suriye için...''
Ben: Aynen...
İlk karşıt fikri öne süren: ''Ben her şeye rağmen, baba Esad ile oğul Esad arasındaki farkın göz önüne alınmadığı kanaatindeyim. Oğul Esad ülkesinin gerçeklerinden öte gidemezdi ve bunun bilincinde olarak ülkeyi olabildiğince demokrasiye yöneltebilmenin yol haritasını çizmiş ve deklare etmişti. Sihirli değneği olan kendi ülkesinde kullansın. Özetlersek arı kovanına çomak sokarken koruyucu kıyafetini giyeceksin. Yoksa, durum ortada...''
Ben: ''Esadlar döneminde Antakya'da hudut taburunda isth. sb. idim. Birçok defa Suriye'ye gittim. Baba Esat tam bir zorba diktatördü. Oğul esat onun sadece biraz modern bir versiyonu olmaktan öte gidemedi. Adam iktidar için hazır değildi. Abisi ölünce saltanat ona kaldı. Babası ölünce yaşını büyütüp başkan yaptılar. Bu bile saçmalık. Sanki Suriye'de adam kalmamış, oğul Esat'ı iktidara getirmek için anayasanın yaş sınırı ile ilgili maddesini değiştirdiler. Oğul Esat iyi biri ve demokrasiyi tedricen getirmek isteyen biri olsaydı (Ki ben öyle olmadığını düşünüyorum. Amacı rejimi bir Ortadoğu diktatörlüğünden modernleşen bir diktatörlük haline getirmekti sadece. O reform diye söylenen yaptıklarını yaparken ben birçok defa Suriye'ye gittim ve yapılmaya çalışılanları yerinde gördüm.) bile Baas rejimi Türkiye için tehlikeli bir rejimdi. Çünkü Baas rejimi bazılarının zannettiği gibi Nusayrilerin rejimi değil, ilk teorilerini bir Hristiyan Arap'ın ortaya attığı Arap milliyetçiliğine dayanan bir rejimdi. Bu sebeple de doğası gereği Türk ve Türkiye düşmanıydı. Devsol'dan PKK'ya kadar Türkiye'de insanları öldüren tüm terör örgütlerini yıllarca desteklediler. Apo'ya koruma sağladılar. Fırat üzerindeki barajları yapamayalım diye bu barajlara kredi sağlayan ülkelerde propagandalar yaptılar ve en önemlisi de Hatay'ı kendi toprakları içinde gösterdiler. Bunun için Hatay'da bazı ayrılıkçı örgütler kurmaya çalıştılar. Bu haliyle Suriye rejimi, Arap sosyalizmi denilen totaliter, Arap milliyetçisi, Türk düşmanı ve terörü besleyen bir rejimdi. Şimdi kalkıp ta onu bunu terör örgütlerine destek veriyor diye suçlamaları komediden başka bir şey değil. Ülke Baas rejimi tarafından her yönüyle kötü yönetilmiştir. Suriye'ye gittiğim zamanlardaki gözlemlerime göre Türkiye'den en az 50 yıl geride bir ülke olduğunu söyleyebilirim. Rejim karşıtları bir yana basit bir belediye hizmetini eleştirenlere bile Hitler, Mussolini ve Stalin'in ruhuna fatiha okutacak kadar insanlık dışı muamelelerde bulunulduğunu da örnekleriyle biliyorum. Benim kaçakçılıkla ilgili haber elemanlarımdan birinin babasını sırf kasabanın yolundaki çukurları eleştirdiği için tutukladıklarını ve muhaberat'ın işkencehanelerinde öldürdüklerini biliyorum mesela. Esat savunulacak biri değil, Baas rejimi de öyle. Ülkeyi bu hale getiren ve Emperyalist devletlerin savaş alanı haline sokan Esat ve Baas rejimidir.''