Kızım Amerika'dan geldi.
Evsizlerin resimlerini çekmiş.
Sokakta yaşayan insanlar olduğunu görünce çok şaşırmış.
Amerika dünyanın en güçlü devleti olduğundan böyle bir şey olabileceğini düşünmüyormuş.
Ama maalesef oluyor.
Bir devletin en gelişmiş silahları yapması, dünyanın en büyük ekonomisine sahip olması o devlette yaşayan herkesin mutlu ve müreffeh olacağı anlamına gelmez.
Halkın mutluluğu ve refahı, ülkenin rejimi ile yakından bağlantılıdır.
Amerika, vahşi kapitalizm dedikleri ve çalış veya öl şeklinde özetlenebilecek bir anlayışa sahip bir ülke.
Aslında bir zamanlar Avrupa'nın en güçlü devletleri olan İngiltere ve Fransa'da ve diğer birçok Avrupa ülkesinde de durum aynıydı.
Ama sonra sosyal devlet anlayışı gelişti.
Bunda sosyalizmin ve Rusya'da meydana gelen Bolşevik Devrimi'nin de etkisi oldu.
Fakirler ayaklanmasın ve ülkeye komünizm gelmesin diye tir tir titreyerek bir çare arayan aristokrasi ve burjuvazi, çareyi sosyal devlet uygulamasında buldu.
Amaç, fakirlerin, öğrencilerin, askerlerin ve işçilerin isyan etmemesini sağlamaktı.
Bunun sonucunda bu günkü Avrupa sistemi ortaya çıktı.
Ama oldukça uzakta bulunan Amerika'nın böyle bir derdi olmadı hiç.
Amerikalılar zaten yerli halkları öldürüp topraklarını çalan insanların torunları.
İsyan edeni, direneni yumuşatmak, derdini dinlemek alışkanlıkları yok.
Dinlemek yerine öldürmek, onlar için daha kolay.
Bu sebeple vahşi kapitalizm ABD'de yaşamayı başarıyor.
Bazı insanların milyarlarca doları, arabaları, malikaneleri filan varken bazılarının da hiçbir şeyi yok.
50 Cent bile bulamayan on binlerce kişi ise sokaklara düşmüş, bizdeki sokak köpeklerinden bile daha kötü bir hayat sürüyorlar.
Sonuç olarak bir devletin zenginliği, güçlülüğü, her zaman herkesin zengin ve mutlu olduğu anlamına gelmiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder