.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

8 Eylül 2024 Pazar

Bu topluma ne oluyor?

 Bu gün Ankara'da sakin sakin yürürken, bir bağırtı ile irkildim.

Adamın biri boğuk bir sesle bağırıyordu.

Ne dediğini anlamaya çalıştım ama tam olarak anlayamadım.

Bazen "Bırakın beni, atlayacağım." , bazen de "Ölmek istiyorum." diye anladığım şeyler söylüyordu.

Ama yine de duyduklarımın bunlar olduğuna emin olamadım.

Çünkü adamın sesi sanki sarhoş veya uyuşturucu ilaçların etkisinde olan birinin bağırması gibi anlaşılmaz bir şekilde çıkıyordu.

Merakla sesin geldiği tarafa yöneldim.

Adamın birinin bir apartmanın üst katlarındaki pencereden bağırdığını gördüm.

Adam bir ayağını pencereden dışarı çıkarmış, diğer ayağı ise iç taraftaydı.

Ama sanki, yanlışlıkla düşmemek için de pencerenin iki tarafını sıkı sıkı tutuyordu.

Hemen 155 veya 112'yi aramak aklıma geldi.

Fakat içeriden birinin adamla konuştuğunu ama fiziki bir müdahalede bulunmadığını fak ettim.

Yan apartmana baktığımda, birkaç kişinin pencereye çıkmış ve adamı seyretmekte olduklarını gördüm.

Sonra diğer apartmanın arka tarafından bir kadın yürüyerek geldi ve o da adamı seyretmeye başladı.

Yolda sesi duyan başkaları da adamın bulunduğu apartmana yaklaşıp aynı şeyi yaptı.

İlginçtir, hiç kimsede herhangi bir heyecan ve endişe belirtisi yoktu.

Sanki bir film izliyorlarmış gibi dikkatle adamı seyrediyorlardı.

Bir ara bir apartman penceresindeki yaşlı bir adam, alt katındaki pencereye çıkan ve gürültünün sebebini anlamaya çalışan bir kadına durum hakkında bilgi verdi.

Kadın, adamı dinledikten sonra "Haaa..." dedi ve o da olayı seyretmeye koyuldu.

Şaşırıp kaldım.

Acaba bilmediğim bir durum mu var?" diye merak ettim.

Bu yüzden ne 155'i ne de 112'yi aramadım.

Ben de durup adamı seyrettim.

İçine çekildiğim saçma sapan ruh halinin etkisine girmiş gibiydim.

Bir adam aşağıya atlayacağını söz ve hareketleri ile belli ediyor, biz de acaba ne zaman atlar diye merakla bekliyorduk.

Bir ara olayı videoya çekmeyi düşündüm.

Sonra vazgeçtim.

Bir süre heyecanla adamın atlamasını bekledik ama adam atlamadı.

Bir süre donuk donuk aşağıya doğru baktı.

Sonra pencereden içeriye şaşkın şaşkın baktı.

En sonunda da dışarıda kendisini merakla seyredenleri uzun uzun süzdü.

Sanırım kendisini ipleyen hiç kimsenin olmadığını, herkesin atlamasını beklediğini görünce hayal kırıklığına uğradı.

Çünkü, ne kimse adama yapma, atlama filan diyor ne de herhangi başka bir şey söylüyordu.

Umursamaz bir sessizlik ve "hadi atla da işimize gücümüze bakalım" der gibi bakan insanlardan başka bir şey görünmüyordu.

Adam ne yapacağına karar vermek için düşünüyormuş gibi bir süre sessiz durdu.

Sonra, "Ulan, sizin için mi intihar edeceğim? Lanet olsun." der gibi kafasını iki yana sallayıp içeri girdi ve pencereyi kapattı.

Bunu gören seyircilerin bazıları, ilginç bir şekilde suratlarını buruşturdular.

Bazıları da "Madem pencereye çıktın, neden atlamıyorsun." der gibi başlarını salladılar.

İçeri giren adam sert bir şekilde pencereyi kapattı ve perdeyi çekti.

Seyirciler de homurdanarak dağıldılar.

Kimi penceresini kapatıp evine girdi.

Kimi yoluna devam etti.

Bunu görünce hayret ettim.

Millet tuhaf bir ruh haline bürünmüş anlaşılan.

Ne kadar kötü şeyler olursa olsun umursamıyor.

Heyecanlı bir şey görürüm diye seyrediyor sadece.

Ama hiçbir eylemde bulunmuyor.

En kötüsü de, ben de onlardan pek farklı davranmadım.

Topluma uyuverdim sessizce.

Allah sonumuzu hayır etsin.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder