.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

15 Eylül 2024 Pazar

Bizde eleştiri kültürü yok.

 Sakın yanlış anlamayın.

Eleştiri kültürü yok derken bizde hiç kimse hiçbir şeyi eleştirmez demiyorum.

Tam aksine, bizde herkes her şeyi eleştirir.

Ama eleştiri, eleştiri sınırlarında kalmaz.

Tacize dönüşür.

Dalga geçmeye dönüşür.

Hakarete dönüşür.

Örneğin yeni seçilen güzellik kraliçemiz hakkında yapılan eleştirilere bakalım.

Evet, yüz olarak Türkiye'nin en güzel kızı olmadığı ortada.

Muhtemelen benim gördüğüm kızlar arasında da yüzü en güzeli değil.

Neden onu birinci seçmişler bilmiyorum.

Acaba eğitim, boy, pos, vücut güzelliği, görgü vb. başka kriterler mi dikkate alınıyor seçim yapılırken?

Onu da bilmiyorum.

Bu bilgisizliğime rağmen sadece yüz güzelliğine bakarak, seçimi ben de eleştiriyorum.

Ama televizyonlardan sosyal medyaya ve hatta sokaktaki insana kadar herkes bu eleştiriyi oldukça abartmış durumda.

Kimi kızın babasının mesleğine dem vurup torpille seçildiğini söylüyor.

Kimi tipiyle ilgili bir sürü hakaret içeren söz söylüyor.

Bir spor yorumcusu, sanki kendi konusuymuş gibi kendisinin bile ondan daha güzel olduğunu söylüyor.

Erkek olduğu halde kendi güzelliğini bir bayanın güzelliği ile kıyaslaması da değişik şekilde yorumlanabilir ama konumuz değil.

Bazıları da Kemal Sunal'ın bir filminde kadın kılığına girmek zorunda kalıp kendine Şabaniye ismini vermesine atıf yaparak, güzelimizi Şabaniye'ye benzetiyor.

Hatta eskiden kendisi de erkek olan bir bayan sanatçımız, kızın remine bakıp erkeğe benzediğini söylüyor.

Bence bunlar iyi şeyler değil.

Evet, herkesin Türkiye'yi temsil etmek için seçilen biri hakkında söz söylemeye hakkı olabilir.

Bu söz, eleştirel de olabilir.

Ama hakaret içermemelidir.

Aşağılama içermemelidir.

Eleştiri boyutunu aşmamalıdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder