Ekrem İmamoğlu, İstanbul belediye başkanı.
İlk defa seçildiğinde, hükümetin tüm ayak oyunlarına karşı inatla ayakta durdu ve seçimin yenilenmesine rağmen kazandı.
Hükümet, kendisinin başarılı olmaması için her türlü yolu denedi.
Buna rağmen İmamoğlu, birinci dönemdeki icraatları halk nezdinde kabul görmüş olmalı ki, hükümet tam kadro İstanbul'da kamp kurmasına rağmen ikinci defa seçilmeyi başardı.
İmamoğlu'nun bu başarısını CHP'de aşan tek kişi Mansur Yavaş oldu.
Yüzde 60 gibi inanılmaz bir oy oranıyla ikinci defa Ankara belediye başkanı seçildi.
Bu sonuçlar, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nu CHP'nin en prestijli iki kişisi haline getirdi.
Nitekim yeni CHP genel başkanı, iki prestijli insan varken, bir önceki seçimde Kılıçdaroğlu'nun yaptığı gibi genel seçimlerde kendisinin aday olmayacağını söyledi.
Bu durum, bir sonraki muhtemel cumhurbaşkanı adayı olarak Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı ön plana çıkardı.
Genel Başkan, kimin aday olarak gösterileceğinin geniş katılımlı olarak istişare ile tespit edileceğini de ifade etti.
Bu durum, Ankara ve İstanbul belediye başkanlarını birbirlerinin rakibi pozisyonuna soktu.
Bunun farkında olan İmamoğlu sanki şimdiden kendi adaylığını garantilemek için çalışmalara başlamış gibi görünüyor.
Eski genel başkanla baş başa görüşüyor.
Eski genel başkanın delegelerden bazıları üzerinde hala etkili olduğu malum.
Sanırım Mansur Yavaş'a karşı onun desteğini kazanmaya çalışıyor.
Öte yandan, Belediyeler Birliği başkanı olmasının avantajlarını da kullanıyor.
İstanbul belediye başkanı olmasına rağmen ülkenin her yerine geziler yapıyor.
Muhabbete gitmediği kesin.
Kulis yapıyor.
Bu gün izlediğim bir haber ise stratejisinin bir başka yönüne ışık tutuyor.
Mansur Yavaş sağdan gelme biri.
Eski ülkücü olduğu söyleniyor.
MHP'den bir ilçede belediye başkanlığı yaptı.
Bu durum, muhtemel bir seçimde Yavaş'ın sağdan büyük bir oy desteği alacağını gösteriyor.
Bu da onu, muhtemel bir İmamoğlu-Yavaş yarışında avantajlı hale getiriyor.
Nitekim son yerel seçim sonuçları da bunu teyit ediyor.
İmamoğlu'nun sağdan o kadar yüksek bir oy almadığı ortada.
İstanbul'da kazanmasında HDP oylarının etkili olduğu iddia ediliyor.
Bu günlerde, Adıyaman'a gidip Türkçe bilmeyen bir kadını ziyaret etmiş.
Bunun arka planında bir hikaye var.
Ama siyasette hiçbir şey sadece açıkça görünen şey değildir.
Acaba İmamoğlu, HDP seçmeninin desteğini cumhurbaşkanlığı seçimi için kazanmaya mı çalışıyor?
Eğer ülke çapında bir anket yapılır da kim cumhurbaşkanı adayı olsun diye iki şıklı bir soru sorulursa, doğunun oylarını kazanmaya mı çalışıyor?
Bana öyle gibi geldi.
Ama yine de bilemiyorum.
İlerleyen günlerdeki gelişmeler bunu netleştirecektir.
Bu arada, basına pek fazla konuşmayan Mansur Yavaş'ın da CHP ile ilgili iktidar çevrelerince yapılan manipülasyonlara partideki çoğu kişiden daha hızlı ve sert tepki göstermeye vaşladığına dikkatinizi çekerim.
O da kendi pozisyonunun farkında.
Bir rekabetin başladığını biliyor.
Bir önceki seçimin aksine, cumhurbaşkanlığına aday olmayacağını filan söylemiyor.
Bu rekabette parti teşkilatlarının kendisinin yeterince CHP'li olmadığını düşünebileceğini de tahmin ediyor.
Sanırım, herkes gibi ve hatta herkesten fazla CHP'li olduğunu göstermeye çalışıyor.
Hadi hayırlısı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder