Karbon salınımının artması yüzünden dünyanın giderek ısındığı iddialarını duymuşsunuzdur.
Bunun iklim değişikliğine sebep olduğunu, havalar ısındıkça dünyada yağışların azalacağını ve kuraklık yaşanacağını da duymuşsunuzdur.
Ama o iş öyle değilmiş.
Havanın her geçen yıl daha da ısınması, aynı zamanda denizlerdeki buharlaşma oranını da artırıyor.
Yani havada yağmur yüklü daha çok bulut olabiliyor.
Yalnız bu bulutlar, eskiden olduğu mevsimde değil beklemediğimiz aylarda olabiliyor.
Aşırı yüklü bu bulutlar yağışa dönüşünce, eskisi gibi toprağı sulamıyor.
Kısa sürede aşırı derecede yağış olduğundan sellere sebep oluyor.
Hızlı ve yoğun yağış sebebiyle su akıp gittiğinden toprak gerektiği kadar çok su ememiyor.
Yani iklim değişikliği, beklendiği gibi yağışların azaldığı ve kuraklığın arttığı anlamına gelmiyor.
Mevsimler kayabiliyor.
Yağışlar aslında bitliler ve insanlar için çok gerekli olmadığı dönemlerde yağabiliyor.
Üstelik bu yağışlar zararlı da olabiliyor.
Yerleşim yerlerini sel basıyor.
Tarım arazileri aşınıyor.
Tarım ürünleri aşırı yağışa kurban gidebiliyor.
Olayın en kötü tarafı, artık hava tahminleri o kadar doğru sonuç vermeyebiliyor.
Yani iklim ve hava durumu oldukça istikrarsız olacak.
Nitekim bunun işaretleri şimdiden görülmeye başlandı.
Örneğin bu gün haberlerde anlatıldığına göre Antalya'da yağan aşırı yağmur, sele sebep olmuş.
Kırklareli ve Birecik'te ise aşırı yağmur dolu ile karışık yağdığından maddi hasara da sebep olmuş.
Durum tüm dünyada aynı.
Örneğin Japonya'da tayfun yüzünden ülkenin güneyinde felaketler yaşanmış.
Gelecek işaretlerini veriyor.
Şimdiden tedbir alınmasında fayda var.
Yoksa sonuçları ile yüzleşmek zorunda kalacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder