Ukrayna savaşı başladığı günden beri sürekli olarak dünyayı hayrete düşüren gelişmelere sahne oluyor.
Rusya başlangıçta şişirilmiş özgüveni ile yetersiz sayıda birlik kullanarak Ukrayna'nın başkenti dahil doğu kesimini işgale kalkışınca herkes Ukrayna'nın fazla dayanamayacağını düşünüyordu.
Ama öyle olmadı.
Ukrayna direndi ve Rusya yetersiz birliklerle, yanlış planlamayla hareket ettiğini acı bir şekilde öğrendi.
Bunun üzerine, doğru bir karar verip daha dar bir cepheyle taarruzunu yeniledi. Ancak yeterince yeni birlik getirmemişti.
Taarruzları başlangıçta başarılı oldu ama Dinyeper Nehri batısına geçince mevcut kuvveti ve lojistik imkanları ile ulaşabileceği sınırları aştığını anladı.
Bunun üzerine Ukrayna birçok bölgede karşı taarruza geçti ve Rusya geri çekilmeye başladı.
Durumun vehametini anlayan Rusya, eski Sovyet doktrinine göre savunma mevzileri hazırlayarak savunmaya geçti.
Ukrayna Batı'dan çok sayıda silah ve araç alıp genel karşı taarruza geçince, Rus savunmasının işe yaradığı ortaya çıktı.
Bundan sonra savaş çıkmaza girdi.
Daha çok ateş destek vasıtaları ve mahdut hedefli taarruzlarla sonuç alınmaya çalışıldı.
Savaş bir denge içine girdi.
Bu süreçte Rusya, birçok kırmızı çizgi ilan etti.
Batı ağır silah verirse, batı tank verirse, batı uçak verirse, Ukrayna Kırım'a saldırırsa gibi ön koşullarla başlayan bütün kırmızı çizgiler aşıldı.
Ama Rusya hiçbir şey yapamadı.
Rusya, eğer Ukrayna savaşı Rus topraklarına taşırsa diye başlayan kırmızı çizgiler de ilan etti.
Bu kırmızı çizgiler önce topçu ve havan ateşleriyle, sonra SİHA ve dronlarla ve şimdi de kara kuvvetleri ile aşıldı.
Rusya hiçbir şey yapamadığı gibi toprak kaybetti.
Şimdi Rusya'nın ne yapacağı merakla bekleniyor.
Tehditlerini gerçeğe mi dönüştürecek, karşı taarruzla kaybettiği toprakları geri mi alacak yoksa yutkunup yeni bir kırmızı çizgi mi ilan edecek bilinmez.
Ama bilinen bir şey var: Artık hiç kimse Rusya'dan eskisi kadar korkmuyor.