.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

24 Mayıs 2022 Salı

Osmanlı torunları ve Abdülhamit meselesi

 Osmanlıcıyım veya Osmanlı torunuyum diyenlerin bir kısmının kafasındaki sorun malum ama çoğu ne dediğini bilmiyor.

Osmanlı hanedanı bir Türk hanedanıdır ve Türklere has kut inancına bağlıdır.

Bu inanca göre ülkeyi tanrının kut verdiği soydan yine tanrının kut verdiği biri yönetir.

Bu kişinin ülkeyi iyi yönetemediği anlaşılırsa tanrı kutu ondan aldı diye iktidardan düşürülür.

Yani, şimdi Osmanlıyı yeniden kuralım desek devlet başkanlığına Osmanlı hanedanından birini getirmemiz gerekir.

Veya Mevlana, Giraylar vb. soyundan gelen biri sultan olabilir.

Şimdi devleti yöneten veya yönetmeye aday olanlar ancak sadrazam olabilir, devlet başkanı değil.

Buna kim razı olur?

Eğer Osmanlı'yı yeniden kursak şimdi Osmanlıcı takılanlar onu yıkmak için zaman kaybetmeyeceklerdir.

Diğer bir konu da Abdülhamit'i kutsallaştırma saçmalığı.

Herkes İttihat ve Terakki 2. Abdülhamit'i tahttan indirdi diyor ve bu cemiyeti Enver Paşa'dan ibaret sanıyor.

İTC'den bu günkü liberaller, muhafazakarlar ve milliyetçiler çıkmıştır.

Yani bu günkü neredeyse bütün siyasi partilerin temeli İTC'dir.

Çünkü siyasi akımların tamamı iktidara gelmek için Abdülhamit'in düşürülmesinin gerektiğine inanmış ve bir araya gelmişlerdir.

Abdülhamit devrilince de mutasyona uğrayıp yeni türler ortaya çıkmıştır.

Şimdi o mutasyonların yolundan gidenler saltanatçı olmuş gibi davranıyorlar.

Benzer şekilde Demokrat Parti de CHP'nin içinden çıkmıştır.

Cumhuriyetin ilk muhafazakar partisi olan Millet Partisi de DP içinden, yani dolaylı olarak CHP içinden çıkmıştır.

Basit ezberci yaklaşımlarla ahkam kesmeyi bırakmak lazım.

Bırakın ölüler mezarlarında rahat uyusun.

Ölüyü diriltip normal bir canlı yaratamazsınız.

Olsa olsa Frankenstein yaratırsınız.

Ölmüş olan imparatorluk veya bir hanedan bile olsa değişmez.

İlerlemek için ileriye bakmak lazım.

İleri doğru koşarken gözünüz geride olursa sürekli bir şeylere takılıp düşersiniz.

Ekonomi nasıl düzelir?

 Eğer hasta olursanız iyileşmek için birinci koşul hasta olduğunuzu kabul etmektir.

İkinci koşul, tedavi için doğru yere, yani doktora gitmektir.

Üçüncü koşul doktorun doğru teşhis koyup ona göre bir reçete yazmasıdır.

Dördüncüsü ise ne kadar acı olursa olsun reçetede yazılan ilacı içmektir.

Sadece sağlık sorunlarında değil bütün sorunlarda benzer bir yol izlenmelidir.

Bunlardan biri yapılmazsa sucu dış etkenlere yükleseniz de sorun çözülmez.

Ama en önemlisi birincisidir.

Sorunun varlığını kabul etmeden diğerlerinin gerçekleşmesi mümkün değildir.

Hasta değilmiş gibi yapmak sizi iyileştirmez, öldürür.

Ukrayna savaşında kim haklı? Rusya mı, Ukrayna mı?

 Rusya davasında haklı diye paylaşım yapanlar var.

Hangi davasında haklı olduğunu açıklasalar iyi olur.

NATO'nun doğuya ilerlemesini bahane göstererek bağımsız bir devlet olan Ukrayna'ya bağlı Kırım'ı 2014'te işgal ve ilhak etmesi mi haklı?

Silahlandırdığı Donbas bölgesindeki Rus kökenli insanların ayrılıkçı hareketini bahane ederek bu bölgenin bağımsızlığını tanımakta mı haklı?

Rusya'nın kendi topraklarını işgal ettiğini ve buna yalnız başına karşı koyamayacağını gören Ukrayna'nın güvenliğini sağlamak için AB ve NATO'ya başvurması üzerine ülkeyi işgal etmeye kalkışmasında mı haklı?

Bağımsız olmak isteyen Çeçenistan'ı yerle bir ederken kendi silahlandırdığı ve isyan ettirdiği Abhazya ve Güney Osetyalıları Gürcistan'ın bastırmaya kalkması üzerine 2008'de Gürcistan'a saldırıp bu bölgeleri işgal ve ilhak etmekte mi haklı?

Rusya, aynı Amerika gibi emperyalist bir devlettir.

Birbirlerini bahane ederek geçmişte dünyayı aralarında paylaşmışlardır.

Bu gün de ayni şeyi yapmaktadırlar.

Hiçbir emperyalist devlet haklı değildir.

Eğer Rusya bugün durdurulmazsa, ileride ilk fırsatta Kazakistan'ın da bir bölümünü almaya çalışacaktır.

Eğer Rusya'nın Amerika ile bir sorunu varsa bu iki devlet komsudur.

Alaska'da birbirleri ile savaşsınlar.

Hem göçmen sorunu filan da olmaz.

Sorun ABD veya NATO değildir.

Rusya'nın emperyal bir devlet olmasıdır.

NATO sorun olsaydı İsveç ve Finlandiya'ya da karşı çıkardı.

10 Nisan 2022 Pazar

Çocuk istismarı

 Bir gün mahalledeki bakkalda kıyafetleri pahalı markalardan 30'lu yaşlarda birini gördüm.

Türkçesi güzeldi ama bazı kelimelerde aksan belli oluyordu.

Bakkaldan 2/3 paket sigara aldı ve kapı önündeki son model arabaya binip gitti.

Bakkala kim olduğunu sordum.

Küfürle konuya girip "Suriyeli" dedi.

Adamın 6/7 tane çocuğu varmış.

Her sabah çocukları Dikmen'den Oran'a kadar değişik trafik lambalarına dilenmeleri için birikiyormuş.

Kundakta olan bebek ise dilenen karısının kucağında Dikmen'de dolaşıyormuş.

Hepsi gün boyu dileniyor, hava kararınca adam bunları topluyormuş.

Memleket sahipsiz midir?

Bu çocuk istismarı değil midir?

İngiltere'de bir kişi bunu yapsa çocuklarını elinden alırlar, adamda mahkemeye verirler.

Biz kabile devleti miyiz?

Niye buna engel olmuyoruz?

Enflasyon (biber fiyatları) nasıl düşer?

 Öğrencilik yıllarımda mikro ve makro ekonomi dersleri almıştım.

Bize o derslerde arz ve talep dengesi diye bir şey öğretmişlerdi.

Bu konuyu incelerken bir malin fiyatının sadece maliyet girdilerinden değil arz ve talebin karşılıklı durumundan da etkilendiğini anlattılar.

Arz talepten az ise malin fiyatı yükseliyor.

Arz talepten fazla ise malin fiyatı düşüyor.

Tabi olay burada da bitmiyor.

Fazla arz yüzünden malin fiyatı maliyetten daha düşük olunca üreticiler o mali üretmekten vaz geçiyor.

Zarar etmemek için.

Böylece üretim azalıp fiyatlar yükselmeye başlıyor.

Sonuçta bu gelgit bir noktada dengeye geliyor ve piyasa fiyatları oluşuyor.

Hatırladığım bu.

Sadece bu bilgi bile enflasyonun nasıl düşürüleceğini ortaya çıkarıyor.

Üretim maliyetlerini düşür ve üretimi artır.

Zabıta tedbirleri ile, polisle, mahkemeyle enflasyon düşmez.

Hele de üretim girdilerinde enflasyon yüzde yüzü asmışsa enflasyon hiç düşmez.

Yüksek girdi maliyetini engellemek mümkün olmazsa tüketimin azalması da fayda etmez.

Çünkü 1970'lerdeki gibi stagflasyon olur.

Ekonomi tahsili almış olanlar, eger yanlış bir şey yazdıysam lütfen kusuruma bakmasın.

Pazara gidip bir şeyler alınca mecburen ekonomi konusunda düşünmek zorunda kalıyor insan.

40 liraya biber mi olur kardeşim.

4 Nisan 2022 Pazartesi

Rusya neden Ukrayna ordusunu ezip geçemedi? Ukrayna'nın uyguladığı stratejinin savaşa etkileri nelerdir?

 Ukraynalıların uyguladığı stratejinin ağırlık merkezini dağıtmaya dayandırıldığını düşünüyorum. 

Hal böyle olunca, kesin sonuç noktası diye bir yer kalmamaktadır. 

Çünkü tüm alana dağılmış olan kuvvetlerin bir bölümünü yok etmek düşman ordusunun gücünü hiçbir zaman kesin bir yenilgiye uğratamamaktadır. 

Bu yüzden kesin sonuç için ancak alana dağılan tüm unsurların, en azından anlamlı bir miktarının yok edilmesinden başka bir çare kalmamaktadır. 

Bu strateji Osmanlı orduları karşısında Orta Avrupa'da Avusturya'nın uyguladığı ve doğuda İran'ın uyguladığı stratejiye benzemektedir. 

Tüm alana yayılmış çok sayıda küçük kale inşa edilmesi veya kesin sonuçlu meydan muharebelerinden kaçınılması Osmanlının Kanuni döneminde ve sonrasındaki sayısız Avrupa ve İran seferinin sonuçsuz kalmasına, elde edilen çok sayıda zafere rağmen düşmanın savunma azim ve iradesinin bir türlü kırılamamasına, böylece Osmanlının yıpranmasına ve uzun vadede zayıflamasına sebep olmuştur.

Rusya, Ukrayna'dan sonra nereye saldırabilir?

 Rusya tarih boyunca bir ana eksen ve birden çok tali eksen üzerinde genişleme harekatları icra etmiştir.

Ana eksen doğu-batı eksenidir.

Amaç doğuda Pasifik'e batıda Atlantik'e ulaşmaktır.

Bu eksen üzerinde batıda başarısız olunca bunun etkilerini azaltmak ve genişleme sürecini devam ettirmek için doğuya veya tali eksenlere yönelmiştir.

Tali eksenler; kuzey güney istikametinde uzanan Balkanlar istikameti, Kafkasya istikameti ve Hindistan istikametidir.

Rusya bu istikametlere diğer istikametlerde elde edebileceğini ele geçirdiği dönemlerde de ilerleme yoluna gitmiştir.

Eğer Rusya, Ukrayna'da başarısızlığa uğrarsa bunun iç kamuoyunda ve dışarda yaratacağı olumsuz etkileri telafi edebilmek için veya istediğinin tamamını alırsa genişleme stratejisinin müteakip adımı olarak muhtemelen doğu istikametine dönecektir.

Diğer bir alternatif istikamet de Kafkasya istikametidir.

Hindistan ve Balkanlar istikameti ile arası çok açıldığından bu istikamet şu an için genişlemeye uygun değildir.

Bu durumda, Ukrayna için Putin'in söylemlerine benzer şekilde parlementodan bazı milletvekillerinin Kazakistan için söylediklerine bakınca Rusya'nın Kazakistan'dan toprak taleplerinin yeniden gündeme gelmesi sürpriz olmayacaktır.

Kafkasya'da ise müdahaleye uygun alan Karabağ'dır.

Bence bu alanlara dikkat edilmeli ve muhtemel senaryolara göre şimdiden hazırlık yapılmalıdır.

6 Mart 2022 Pazar

Putin'in stratejisi.

 Rusya'nın tarih boyunca uyguladığı emperyalist stratejiye baktığımızda Putin'in de ayni stratejiyi uyguladığını söylemek mümkün.

Önce Kafkasya'da taarruzla Gürcistan sorununu kendince halletti.

Karabağ savaşındaki tavrı ile batıya fazla yaklaşan Ermenistan'ı yola soktu.

İktidarı kaybetme pahasına Rus ordusunu ülkesinden çıkaran Elçibey'in bu kazanımını da ekarte etti.

Azerbaycan toprağı olan Karabağ'a Rus ordusu yerleşti.

Aliyev, Moskova'ya gidip dostluk anlaşması imzalayarak Rusya'nın patronluğunu onayladı.

Şimdi batıya dönen Putin, Ukrayna'da istediğini alırsa sırada Kazakistan var.

Çünkü çarlık Rusya'sı da öyle yapmıştı.

Hangisi daha iyi devlet başkanı: İstihbaratçı Putin mi, komedyen Zelenski mi?

 Herkes Zelenski ve Putin'i karşılaştırırken birinin komedyen bir aktör, diğerinin istihbarat kökenli profesyonel bir yönetici olduğuna vurgu yapıp Putin'in yönetici olarak daha yetkin olduğunu iddia ediyor.

Ama 1981-1989 yılları arasındaki ABD başkanı Ronald Reagan da bir aktördü.

Kovboy filmleri çeviren çok da meşhur olmayan biriydi.

Aynı dönemdeki Sovyetler Birliği başkanları ise ya istihbarat örgütü veya komünist parti kökenli profesyonel yöneticilerdi.

Buna rağmen Reagan uyguladığı politikalarla Sovyetlerin tükenmesine, tıkanmasına ve yıkılmasına sebep oldu.

Reagan'a göre çok daha başarılı bir aktör olan Zelenski de Putin'in ve rejiminin yıkılmasına sebep olursa şaşırmam.

Nitekim adam sadece Reagan'dan daha başarılı bir aktör değil, kimsenin beklemediği kadar iyi, hatta Reagan'dan bile iyi bir performans gösteriyor.

Peşin hükümlü yorumlar yapıp komedyen diye adamı aşağılamamak lazım.

Gelecek ne gösterir bekleyip görmek lazım.

Putin ve Zelenski'nin liderlik özellikleri.

 Savaş başladığından beri Putin ve Zelenski'nin liderlik özelliklerini anlamaya ve karşılaştırmaya çalışıyorum. Gördüğüm kadarıyla Putin ülkenin dizginlerini elinde tutan otoriter ve biraz da askeri özellikler taşıyan bir liderlik sergiliyor. Son ve tek karar mercii kendisi. Bakanları karargah subayları gibi. Putin'in bildirdiği ana fikir çerçevesinde ve bu fikre uygun olarak çalışıp teklifte bulunuyorlar. Çözüm önerileri Putin'in ana fikri ile uyumlu değilse, en son istihbarat teşkilatının televizyon kameraları karşısında maruz kaldığı gibi fırça yiyorlar. Yani karar ve hal tarzları üzerinde büyük bir etkileri yok. Putin onların fikirlerini alıyormuş gibi yapıp aslında kendisinin en başta aldığı kararları teyit ettirdikten sonra hepsine emirlerini ve oynayacakları rolleri veriyor. Onlar da buna göre rol kesiyorlar. Bu sebeple Rusya'da kamera karşısına çıkıp konuşanlar çoğunlukla bakanlar oluyor.

Putin ise otoriter liderliğin de gereği olarak çok sık kendini göstermiyor.

Sadece çok önemli konularda zaman zaman kameralar karşısına geçip açıklamalar yapıyor.

Bu açıklamalar da askeri birliklerdeki komutanların konuşmaları gibi; kararlı, kesin ve buyurucu oluyor.

Ukrayna'da ise durum tam tersi.

Anladığım kadarıyla bürokratlar detaylı şekilde çalışıp bakanlarla birlikte uygulanacak politikaları, stratejileri ve taktikleri belirliyor.

Muhtemelen kararlar ana hatları ile belirlenince Zelenski'ye sunulup fikri alınıyor.

Aktör olduğundan, yani askeri ve devlet yönetimi ile ilgili konularda pek fazla bilgisi olmadığı için küçük bazı düzeltmeler dışında bu kararlara fazla müdahale etmediğini söylemek mümkün.

Kararlar netleşip Zelenski'ye onaylatılınca herkes işine bakıyor.

Uygulanan politikaların, strateji ve taktiklerin kamuoyuna yansıtılması için rol kesme işi de Zelenski'ye veriliyor.

Bu sebeple Ukraynalı bakanlar nadiren kameralar karşısında açıklama yaparken Zelenski her gün kameralar karşısında açıklama yapıyor.

Aktör olduğundan ve kameralara alışık olduğundan iyi de rol kesiyor.

Bu değerlendirmeler çerçevesinde Putin ve Zelenski'nin liderliğini ve kararlarını karşılaştıracak olursak; Rusya'da alınan kararların tek kişinin düşünceleri çerçevesinde alındığını Ukrayna'da ise sürecin daha demokratik, daha kolektif işlediği ve kararların alınması üzerinde profesyonellerin değerlendirmelerinin daha etkili olduğu söylenebilir.

Otoriter ve tek kişinin karar aldığı sistemlerin avantajı kararların hızla alınıp hızla uygulanabilmesidir.

Bu sistemin zafiyeti, bir kişinin karar alırken hata yapma olasılığının daha yüksek olması ve alınan kararların liderden korkulduğu kadar icra edilmesi, yani sahiplenilmemesi sebebiyle inançla icra edilememesidir.

Demokratik liderliğin avantajı ise kararların alt yapısının aşağıdan yukarıya doğru profesyonellerin ve alt kadroların katılımıyla oluşması, liderin koordinatör ve onay makamı olarak görev yapması sebebiyle daha doğru kararlar alınabilmesidir.

Ayrıca kolektif alınan kararlar herkes tarafından benimsendiğinden inançla ve sonuna kadar uygulanabilmektedir.

Bu sistemin en önemli zafiyeti ise karar alma sürecinin biraz uzun sürmesidir.

Bu sebeple ani kararlar almak gereken kriz anlarında sorunlar yaşanabilmektedir.